Kırmızı çizgiler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Kırmızı çizgiler

Kırmızı çizgiler önemlidir.

Kırmızı çizgileriniz yoksa, durum vahimdir.
Önünüzü göremez, hiçbir şey yapamazsınız.
Nerede duracağınızı da bilemezsiniz.
Duramıyoruz zaten.
Bu açıdan titizlikle kırmızı çizgilere dikkat edilmelidir…

Bizim kırmızı çizgilerimiz nedir?

Meseleyi 74’ten sonra alırsak, Kıbrıs görüşmelerinde her iki taraf da sürekli olarak kırmızı çizgiler üzerinde durmuşlardır.
Lakin, birinin kırmızı dediği çizgiler, diğeri tarafından ters algılandı hep.
Renk körlüğünden değil.
Kırmızı renk haliyle agresif yapar adamı.
Görünce boğa gibi olur.
Olmaz deriz hemen; parlarız.
Böyle kırmızı çizgi olmaz…

Belki renk meselesindendir ama değil…

Espri bir yana, neticede kırmızı çizgiler hep gündemde…

Davayı uzun yıllar sürdüren Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, her defasında  kırmızı çizgiler üzerinde durdu.
Garantiler, iki halk, siyasi eşitlik, iki bölgelilik gibi konular onun kırmızı çizgileriydi.
Denktaş, zaman zaman memnun olmadığı Türkiye hükümetlerinden de Kıbrıs için kırmızı çizgiler oluşturmasını istiyordu.
Bir defasında, AKP’ye kafası bozuk olduğu için “adada iki devlet ve iki halk bulunduğunun her türlü görüşmede Türkiye tarafından olmazsa olmaz bir koşul, ‘bir kırmızı çizgi’ olarak ortaya konulması gerektiğini” söylemişti. (2007)

Fakat bu kırımızı çizgi meselesi bir türlü rayına oturtulmadı.
Kırmızı çizgiler her gelene göre değişti…

Eroğlu, son dönemlerde verdiği bir demeçte Türk garantilerinin kırmızı çizgi olduğunu söylemişti. (2013)
(Öbür kırmızı çizgilerde yumuşama mı var bilinmez…)

Talat dönemi, kırmızı çizgisi olmayan dönem olarak eleştiriler alıyordu ama mesele pek de öyle değildi.
Talat bir defasında, yoğun çalışmaların sürdüğünü belirterek, Kıbrıs sorununu çözebilmek için müzakereleri sürdürmekte olduklarını ve birkaç gün önce yoğunlaştırılmış müzakere sürecinde yönetim ve güç paylaşımı konusunda ayrıntıları ortaya koyduklarını ve olgunlaşma noktasına ulaştıklarını kaydetmiş ve , “bu konuda kimin ne düşündüğü, kimin hangi konuda kırmızı çizgileri olduğunun belirlendiğini” söylemişti. (2010)
(Demek, kırmızı çizgiler bazen de beraber çiziliyordu bir dönem…)

Öte yandan, Özdil Nami Talat’ın Özel Temsilcisi iken Antenna 1 TV’ye yaptığı açıklamada, TC kökenli vatandaşlar konusunun ve partenojenezin (bakir doğum) Kıbrıs Türk tarafının kırmızı çizgileri olduğunu belirtilmişti. (2008)

Hüseyin Özgürgün de Dışişleri Bakanı olduğu dönemde kırmızı çizgiyi çizmişti. “Dönüşümlü Başkanlık Sistemi, Türk tarafı için kırmızı çizgidir” demişti. (2011)

Bu kırmızı çizgiler sadece siyasetçilerimiz tarafından belirlenmiyor.
Sivil toplum örgütleri, dernekler tarafından da çiziliyor.
Kırmızıynan!
Mesela, Beşparmak Grubu da kırmızı çizgi çizenler arasındaydı.
Onlar da Kıbrıs konusunda “egemen eşitlik, yeni ortaklık devleti, sulandırılmamış iki kesimlilik, garanti ve ittifak anlaşmalarının devamı ve varılacak olası bir anlaşmanın AB’nin 1. hukuku sayılmasının” kırmızı çizgiler olması gerektiğini” belirtmişlerdi. (2009)

Kırmızı çizgilere önem verenler arasında doğal olarak TMT Mücahitler Derneği de var.
Bu derneğin Başkanı Sayın Yılmaz Bora, Başkanlığa seçildiğinde  “derneğin iki ana kırmızı çizgisi olduğuna vurgu yapmış, bunların KKTC’nin varlığı ve Anavatan ile sarsılmaz bağların sonsuza dek devam etmesi olduğunu” açıklamıştı. (2013)

Kırmızı çizgiler bunlardır.
Ama karışık.
Net değil.
Herkes çiziyor…

O zaman yapılacak çok işimiz var.
Bunların başında da kırmızı çizgileri herkesin şıp diye söyleyebileceği, tak diye bulabileceği bir hale getirmek…

Yoksa, kırmızıda da geçenler var…

Temel’i trafik polisi durdurur, sorar;
Kırmızı ışık yanıyordu neden geçtin? Yoksa kırmızı ışığı görmedin mi?
Temel cevap verir:
-Kırmızı ışığı gördüm görmesine de sizi görmemiştim…

Soru şu:
Kırmızı çizgileri mi görmemiz lazım, kırmızı çizgileri çizenleri mi?..


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar