Varlığından, kuruluşuna, yapısından işleyişine nüfuz ettiği her noktaya şiddetli ve zaman zaman da acımasız eleştirilerin yapıldığı KKTC denilen yapı aslında enteresan durumlar da ortaya çıkarıyor.
On binlerce insanı geçindirdiği devasa kamu yapısını bir yana bıraksak bile hemen herkesin nemalandığı bir de özel alan vardır.
Arsasından binasına, teşvikinden desteğine on binlerce kişiyi besleyen, içlerinden bazılarını da zengin eden “özel” alan.
Düşünün ki KKTC sadece izin veriyor ve bir anda üniversite zenginleri ortaya çıkıyor.
Hem de dünya zenginler listesine girecek kadar.
Teşvik veriyor, arazi dağıtıyor ve otel zenginleri ile kumarhane baronları türüyor.
Kağıt üstünde emirnameler yayınlıyor, arsa spekülatörleri yüz milyonlarca sterlin kazanıyor.
Bir avuç kağıttan ibaret sanal bet izin veriyor, milyar liraya yakın paralar dönüyor ortalıkta.
Akaryakıt izinlerini, kiralık araba izinlerini saymıyorum bile.
Burada, KKTC dinelen devlet yapısının yaptığı sadece izin/teşvik vermektir.
Ötesi, tahmin edemeyeceğiniz kadar zenginleşmiş şirketler ve şahıslardır.
Peki, bu şirketler ve şahıslar KKTC denilen devleti koruyup/kolluyorlar mı?
En klasik anlamda vergi veriyorlar mı?
Vergi verip de devletin, okul, yol, hastane yapmasını sağlıyorlar mı?
***
Açıklanan “vergi şampiyonları” listesine baktığınızda bu sorunun yanıtının hayır olduğunu derhal anlayabilirsiniz.
Çünkü o listede, bildiğiniz/tanıdığınız “zenginlerin” hiç birinin ismini bulamazsınız.
Çok pahalı arabalar kullandıklarını veya ultra lüks villalarda kaldıklarını görmeniz/bilmeniz bir anlam ifade etmez.
Siz görüyorsunuz ama yetkililer bunları görmezden geliyor.
Görmezden geldikleri için de KKTC’ye tek kuruş vergi ödemeden zevk-ü sefa içinde yaşıyorlar.
***
Yüksek Mahkeme “bu yıl açılış yapmayacağız, açılış parasıyla mahkemelerin bilgisayar alt yapısını tamamlayacağız” dedi.
Tasarruf edilecek para ne kadardı biliyor musunuz?
Sadece 80 bin Türk Lirası.
Lefkoşa Devlet Hastanesi kalp servisinde o denli hasta yoğunluğu var ki angio olan hastalar, sedyelerin üzerinde koridorlarda yatıyorlar.
Kalp servisi şefi Dr. Gülgün Vaiz “tüm kutlamalar iptal edilsin, o parayla yeni bir servis yapalım” çağrısında bulundu.
Kimseden ses/seda çıkmadı.
Öğretmen sendikaları, her Allahın günü “acil okul yapılmalıdır” çağrısında bulunuyor.
Okul yapılması gereken bölgelerin listesini açıklıyor.
Kimsenin umurunda olmuyor.
KKTC üzerinden yüz milyonlarca sterlin kazanan anlı/şanlı zenginler oralı bile olmuyor.
***
Maliye Bakanlığının verilerine göre “beyan edilmiş vergilerin tahsilatı” yani Maliyeye bildirilmiş vergilerin toplanması halinde 400 milyon liralık bir kaynak oluşturulur.
Maliye bu paraları toplamaya başladı da.
Peki ya anlı/şanlı zenginler vergi ödemeyecekler mi?
Bu devletin üzerinden zenginleşecekler ama bu devlete tek kuruşluk katkıları olmayacak mı?
İşte KKTC öylesi bir devlettir.
Herkesin nemalandığı ama kimsenin yüzüne bakmadığı.
Bilakis hakir gördüğü…
