KİM NE DEDİ… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

KİM NE DEDİ…

Mehmet MoreketMehmet Moreket

Bugüne kadar adayları yaptıkları ziyaretlerde ve katıldıkları televizyon programlarında izledik. Ne düşündüklerini, cumhurbaşkanı seçilmeleri halinde nasıl bir yol izleyeceklerini dinledik. Adayların özellikle Kıbrıs konusunda farklı çözüm modelleri olduğuna şahit olduk.

Kıbrıs Postası’nın önceki akşam düzenlediği programa katılan 6 adayın söylediklerinden akılda kalanları paylaşmak istedim…


YDP adayı Erhan Arıklı, “federasyona karşı çıkan ve manifestosunda bunu yazan tek partinin YDP olduğunu söyledi ve federasyonu reddeden tek aday benim” dedi. Asla müzakere masasına oturmayacak ama, KKTC’yi dünyaya entegre edecek… Yalnız bunu nasıl yapacağının altını dolduramıyor… Geçen programda da olduğu gibi Arıklı, kendisine sorulan sorulara cevap vermek yerine, bazı adayların geçmişte söylediklerini dillendirerek yine polemik yapmayı tercih etti. Ama diğer adayların hiçbiri çıkıp da, “yıllar önce yazdığı o meşhur kafatasçı makalesini” kendisine hatırlatmadı…

Bağımsız aday Serdar Denktaş program boyunca sorulara verdiği net yanıtlar ve rahat tavrıyla  izleyenlerden olumlu not aldı. Denktaş, “Hepsini denedik, bir yere varamadık. Ne yapmak istediğimizi bilen bir halk olmalıyız”dese de, Kıbrıs sorunu konusunda kafasında nasıl bir çözüm formülü olduğunu çok net anlatmadı. Serdar Denktaş süreçte kendini devletin temsilcisi olarak ifade eden kişilerin tehditvari ifadelerine bir kez daha dikkat çekti.

MDP Cumhurbaşkanı adayı Dr. Fuat Türköz Çiner’in, “Akıncı döneminde Türkiye’nin varlığını sulandıran bir Cumhurbaşkanlığı süreci yaşandığını ve görüşme heyetinin içinde, “Federal çözümü düşünen de, milli düşünceyi barındıran da müzakereciler olmalıdır” sözleri ve seçilmesi halinde Kudret Özersay’a kendi görüşme heyetinde yer alıp almayacağını sorması ise geceye damga vurdu…

“Tabii ki takdir vatandaşın ama Kıbrıs Türk halkının bu konularda bilgili bir lidere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” diye söze başlayan Özersay, sloganına da uygun olarak “bu işi en iyi ben yaparım” havasındaydı. Birbirini tanımayan iki devletin farklı alanlarda iş birliği yapabileceğini, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda “İşbirliğine dayalı ortaklık modelini” savundu… Doğal gaz konuusnun, sağlık, eski eserler gibi bir ortak komiteye havale edilerek çözüleceğine inanıyor.

UBP’nin cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar ise, aslında en kolayını yapıyor. Kısaca ne diyor “Ben seçilirsem Türkiye ne derse onu yapacağım. Belki bu konulardan pek anlamam, ‘birincil hukuk ile bireysel hukuku’ karıştırabilirim ama, zaten bu işi ben değil Türkiye ve atadıklarım yapacak…”. En önemlisi Tatar, rahmetli Denktaş’ın ve Türkiye’den binlerce insanın 40 yılda büyük bir diplomasi mücadelesiyle kazandığı siyasi eşitlik, iki bölgelilik, egemenlik gibi vazgeçilmezimiz olan BM parametrelerinin  Allah kelamı olmadığını söyleyebiliyor…

İçte ve dışta yaşananlar doğrultusunda kendi ayaklarımızın üstünde durma noktasından an be an uzaklaşıldığını söyleyen CTP adayı Tufan Erhürman ise, seçilmesi durumunda yeni bir strateji ve vizyon ortaya koyacaklarını ifade etti. Yeni vizyonun bir parçası merkezi zayıf, kanatları güçlü federasyon modeli. Aşağı yukarı Anastasiadis’in “desentralizasyon” fikri…

Birçok partilisinin kendisinden daha sert ve daha net açıklamalar beklediği Erhürman, önceki akşamki programda da sakinliğini korumayı ve kavga kültürü yerine her zamanki gibi uzlaşı ve barış dilini seçtiği gözlerden kaçmadı…

 

Acaba seçmenler, adayların söylediklerine mi, söylemediklerine mi bakacak. Benim merak ettiğim bu.

 

 

 

YERİN KULAĞI VAR

ŞU MÜDAHALE KONUSU:

Şu müdahale konusunda çok farklı şeyler söyleniyor. Genel olarak da söylenen, “geçmişte de olmuştu, şimdi de oluyor” gibi. Evet doğru, eskiden de her seçim dönemi dış müdahaleler oluyordu. Ama bu müdahaleler daha çok “kazanmasını istedikleri” aday için yapılırdı. Bu kez durum farklı. Bu kez diğerlerinden farklı olarak kazanmasını istedikleri aday yanında, kazanmasını istemedikleri aday için de müdahaleler yapılıyor. Hem de geçmişte olduğu gibi bunun ters tepeceğini bile bile…

 

RESMEN AYIP:

“KKTC’yi benimseyenler ve diğerleri” söylemi, en başta söyleyenin kendini aşağılaması anlamına gelir. Bir kere özünde toplumu tehlikeli bir şekilde bölen bir söylem. İkincisi ve en önemlisi, kendi devletinin inanılırlığını tartıştırıyor. Geçmişte de zorlu seçimlere girenler arasında benzer sloganlar kullanılmıştı. Şu anda tüm adaylar, kazanacakları makamın KKTC devletinin bir makamı olduğunun bilincindedir. Böyle bir suçlama ancak acizlik olabilir ve en basit tabiriyle terbiyesizliktir. Zaten halkın bu seçimler öncesinde bu kadar agresifleşmesinin sebebi de bu. Yanıtı sandıkta…

 

SOĞUK SAVAŞ TEKNİKLERİ:

Tufan Erhürman, seçim öncesi müdahale meselesini gayet net ortaya koydu. İradenin etkilenmesi ve çarpıtılmasının sadece algı yaratmakla ya da insanların duygularıyla oynama ile olabileceğini, “Böl, toplumu cephelere yönelt, düşmanlar yarat, ötekiler yarat ve gerginlikler yarat” şeklindeki soğuk savaş tekniklerinin tehlikeli olduğunu söyledi. Şu anda yaşadığımız tam da bu…

 

YERİNE GETİRİLMEYEN SÖZLER Mİ?:

Tatar’ın seçim sürecinin hız aldığı noktada aniden “Ocak’ta erken seçim olabilir” açıklamasının mahiyeti ne olabilir? Ortağıyla sorunlarını, iktidarın artık topal ördek gibi süründüğünü biliyoruz da, niye şimdi? Çok basit, tabanına sesleniyor. “Her birinize verdiğimiz sözleri tutamadık ama, erken seçimde tek başına iktidara gelip, her istediğinizi vereceğiz” demekten başka anlamı yok.

 

KİMİ SEÇERSİNİZ:

Sokağın nabzı son haftaya girerken iki adayın oylarında az da olsa bir düşüşün, iki adayın oylarında ise bir yükselişin olduğu şeklinde netleşti. Özellikle de adayların katıldığı iki programı izleyenler bunu çok iyi görüyor. Bilgi, analiz, gerçekçilik, akılcılık bir yanda; hamaset ve kendi kendini idare etmek yerine topu sürekli taca atarak yırtma becerisi diğer yanda. Programlarda en çok dikkat çeken nokta ise, “irade ve müdahale” konusunda adayların yorumları. Kimin ne olduğu, seçilmesi halinde kimlerin teslimiyetçi bir politika izleyeceği çok net anlaşılıyor…

 

KARAR SİZİN:

Ekonominin uçurduğunu, salgın da dahil her konuda başarılı olduğunu anlatan bir aday, “pandemi hastanesi yapmaya gücümüz yoktu. Gerekli yerlerle iletişime geçtim ve sonunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla hastane inşaatı başladı, arızalanan suyun ne zaman akacağını biz değil, Türkiye biliyor” diyor. Ve bu aday bizi geleceğe taşıyacağını söyleyerek onu cumhurbaşkanı seçmemiz için oyumuzu istiyor…

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar