KIBRIS KONUSUNDA ÇOCUKLARA MASALLAR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Nisan 29, 2024
Köşe Yazarları

KIBRIS KONUSUNDA ÇOCUKLARA MASALLAR

Erdoğan Özbalıkçı

 

Konumumuz dolayısıyla çeşitli ülkelerden gelen insanlarla sık sık karşılaşıyor ve sohbet ediyoruz.


Kıbrıs konusu gündeme geldiğinde, yabancıların genellikle bilgisiz ve Rum tezlerine yakın görüşler savunması, Türklerin izlediği yanlış stratejilerinin kesinlikle kabul edilemeyeceğinin de habercisidir.

Birçok   YABANCI insan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki toplumun ortak Cumhuriyeti olduğunu bilmiyor.

1963 olaylarından ve 1974e kadar olan süreçlerden konular açıldığında hayretlerle dinleyip, sorular soruyorlar.

1974 yılına gelindiğinde, 20 Temmuz 1974’tte Türkiye’nin adaya geldiğini ve Kıbrıs’ı böldüğünü söylüyorlar.

15 Temmuz 1974’ün anlamını, o günlerde Kıbrıs’ta neler olduğunu hiç duymamışlar.

Gerçekte bu bilgisizliği yaratan bizleriz. İnternette araştırma sitelerine İngilizce Kıbrıs Sorunu diye yazdığınızda, Kıbrıs konusunda objektif bilgi veren hiçbir site’ye ulaşamazsınız.

Türkler sadece kendi kendilerine propaganda yapıp, insanlarını tek taraflı bilgilendirmede ustadırlar.

Rumlar ise çeşitli araçlarla gerçekleri manipüle edip,

Kendi propaganda söylemlerini, gerçek olarak pazarlıyorlar.

Türkler, 1974’tte, Kuzey’de kalan Rum mallarını yağmalamak için EŞDEĞER UYGULAMASI diye bir hilkat garibesi yarattılar.

İktidarda olanlar, Eşdeğer bırakmış olan Kıbrıslı Türklere, kendi yandaşları değilse, çok düşük puanlar vererek mallarını yağmalattılar. Oysa TAHSİS’tten diye bir  gerekçeyle, hiç malı olmayanlara alabildiğine mal ve evler verdiler.

Kuzey Kıbrıs bugün parası olan ve risk almaktan çekinmeyen zengin Rusların, İranlıların, İsraillilerin  hücumuna uğradı.

Kıbrıslı Türkler ve yoksul olup arazi almış olan Türkiyeli göçmenler mallarını  bu insanlara satıyorlar.

Oysa Rumlar birçok kez mahkemelere giderek, Loizidu ve Orams davaları benzer davalarla gerçek mal sahibinin malını kimsenin, eşdeğer veya tahsis mallar  yoluyla alamayacağını, uluslar arası kamuoyuna kavratma yolunu izlediler.

Günümüzde, çok laf değil, toplumun tümünü kucaklayan ve ULUSLAR ARASI geçerliliği olan politikalar üretmek varken, kimsenin kabul etmeyeceği İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM siyaseti , hem Kuzey Kıbrıs’a hem de Türkiye’ye bedel ödetmeye devam etmektedir.

Uluslar arası Politikada , tüm ülkelerin kabulleneceği açılımlar yapılırsa, o politikalar itibar görür.

Annan Planı sürecinde Kıbrıs Türkleri adada gerçekten barış istediklerini gösterdiler.Türkiye de bu politikayı aktif olarak destekledi.

Montana sürecinde de Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile birlikte, Kıbrıs Türkleri de çözüm yönünde bir tavır takındı.

Rumlar ise, uluslar arası arenada ÇÖZÜM İSTEMEYEN TARAF olarak tescillendi.

Bugün ise durum tersine dönmüştür.Çözüm istemeyen Rumlar , çözümcü meşalesini ellerine alırken, Türkler ise bölünmenin bayraktarlığını yapmaktadırlar.

Bu politikanın bedeli ise ,Kıbrıs Türk toplumunun, uluslar arası arenada iyice yalnızlaşmasıdır.

İnsanlara masal anlatmaya devam ediniz. Ama bu masallara artık inanan kalmamıştır.

 

Tepki göster
Bayıldım
3
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar