Kendimize ağıt! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Kendimize ağıt!

Ahmet OkanAhmet Okan

12 Kasım 1894 yılında Limasol’da meydana gelen sel felaketi üzerine Poli dergisinde bir yazı yazmıştık.

O gün kara bulutlar geceden sabaha fena halde yüklenmişti.


Öyle ki o kara bulutlar kadim kent Limasol’a pusu kurmuştu sanki.

Ne olacaksa sabahın ilk saatlerinde, saat 8’de olacaktı her şey.

Dereler taşmaya çoktan hazırlanmış; Limasol denizi homurdanmaktaydı.

Saat gelip çattığında birdenbire oldu her şey.

Yer gök inledi, deniz çarşı içlerine kadar taştı,

Garilli ve Vathia dereleri denizle birleşti.

Taşkın sular kasabanın içine daldığında önünde ne varsa alıp götürdü…

O sıralarda yeni evlenecek olan genç bir delikanlı ile genç bir kadın kendileri için yapılan hanaylı bir evdeydiler.

Yakında düğünleri olacaktı.

Doğanın öfkesinden korunmak için, daha sağlam ve daha güvenilirdir diye o geceyi o evde geçirmek istemişlerdi.

Ev henüz döşenmemiş ve yerleşmeye hazır değil, düğün beklenmekteydi.

Limasol sokaklarına saldıran taşkın sel suları yeni ev falan dinlemiyordu.

Yapılan o hanaylı evi beraberinde sürüklemiş, düğünlerinin arifesinde gençlere mezar olmuştu…

Hanaylar yaptırdım döşemedim

Çifde kumruları eş edemedim

Adlı Kıbrıs türküsü o genç insanların talihsiz yaşamları üzerine yakılan bir ağıttı…

Daha birçok ağıt yakılmıştı o sel felaketi ile ilgili.

Eskiden ağıt yakmak kültürel yaşamın bir parçasıydı.

Arap Ali’ye yakılan türkü gibi, ki “Mağusa Limanı” olarak bilinir…

Yine aylardan Kasım,

Kasımın 6’sı günlerden çarşamba tarih 2018.

Bu kez bulutlar gündüz vakti toplanmış, dağlara, ovalara, köylere, şehirlere saldırmak için vakit beklemekte.

Bu kez ne olacaksa gece vakti olacaktı.

Nihayetinde akşam bastırırken yer gök inler; yağmurlar boşalır.

Herkesin gözü kulağı haberlerdedir gece boyu.

Dip Karpaz’dan Yeşilırmak’a kadar felaket haberleri yağar; yollar kesilir, köprüler, asfaltlar yıkılır, dereler taşar.

Tekmil memleketin felaket altında olduğu duyurulur, sürekli önlemler alınmaya çalışılır.

Nerede ne oldu pek bilinmez ama hummalı bir çalışma sürer gider.

Nihayetinde kötü haber tez gelir.

Doğanın öfkesi 18-23 yaş arası dört gencin üzerine çullanmıştır.

Sel sularına kapılıp dağ yamaçlarında kayboldukları haberleri yayılır her yana.

Cansız bedenleri sularda sürüklenir.

Perşembe sabahı kapkara bir güne dönüşür.

Ailelerinin ve herkesin yüreği paramparça…

Ağıt yakıp acı olayları acı da olsa yaşatma geleneği çoktan kayboldu.

Bu kez kendimize bir ağıt yakmakta yarar var!

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar