Kıbrıs kazanı yeniden fokurdamaya mı başlıyor?
Rahmetli Özker Özgür’ün ilk kitabının ismiydi “Kıbrıs Kazanı.”
O kazan kaynamaya devam ediyor.
Karar vericiler zaman zaman ateşin altını kısıyorlar, fokurdular duruyor, duman tütmüyor.
Tıpkı son birkaç yıldır olduğu gibi.
Sonra ateşi açmaya karar veriyorlar fokurtular başlıyor, duman tütüyor.
Kıbrıs sorununun ağababası ABD ateşin altını açmaya, Kıbrıs kazanını fokurdatmaya karar verdi galiba.
Baksanıza Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, Amerika’da yüksek düzeyde kabul gördü, Obama ile görüştü, eşleriyle birlikte güzel pozlar verdiler fotoğrafçılara.
Sonra ABD Dışişleri Bakanı Kery’in önümüzdeki haftalarda Kıbrıs’ı ziyaret etmesi kararlaştırıldı.
Tarihi bir ziyaret olacakmış.
Demek ki kazan fokur fokur kaynayacak.
Peki sonra ne olacak?
***
“Sonbaharda görüşmeler başlasın, yeni yılın ilk aylarında anlaşmaya varılsın” şeklinde mırıldanmalarla başladı her şey.
Sonra görüşmelerin hangi yöntemle sürdürüleceği tartışmaları.
Ekonomik açıdan zor günlerden geçen Anastasiadis kendini sağlama almaya çalışıyor.
Ekonomik krizin üstüne bir de görüşmelerin prosedürüyle ilgili kriz yaşamak istemiyor.
“Her şey sil baştan” diyerek muhalefeti susturdu.
Daha önceki uzlaşmaları teğet geçti.
Şimdi Amerika’nın desteğini alarak elini güçlendirdi.
Ne Papadopulos ne de Hrsitofyas ile yıldızları barışmayan Amerika ise görünen o ki Anastasiadis’e her türlü desteği verecek.
Bu yüzden kazanı fokurdatmaya başladı.
***
Bizimkiler “bu defa son” diyerek sözde baskı yapmaya çalışıyorlar.
Ama sonrası kurdukları cümle niyetleri ele veriyor.
“Bu defa da olmazsa herkes kendi yoluna, biz daha 40 yıl Rum’u bekleyemeyiz.”
Sanki 40 yıl onlar beklediler barış ve anlaşma olması için.
40 yıl barışın ve anlaşmanın önüne taş koyanların Kıbrıs sorununa ömür biçmesi tuhaf oluyor bir miktar.
***
Amerika Kıbrıs kazanını kaynatmaya çalışıyor da Türkiye’nin tavrı ne olacak?
Türkiye Annan Planı referandumundan sonra kazanın ateşini çoktan söndürdü.
Bu statüko ile sürdürmeyi göze aldı ve Kıbrıs sorunu uyutuldu.
Şimdi nasıl uyandırılacak?
Türkiye’yi çözüm için ne motive edecek?
Yoksa Türkiye’ye ihtiyaç duymadan Kıbrıs sorununu çözme gibi bir niyet mi var?
Son yıllarda okuyucunun en çok sıkıldığı haberler ve köşe yazıları Kıbrıs sorununa ilişkin olanlardı.
Okuyucu kendini hazırlasa iyi olacak galiba.
Tıpkı Kıbrıs Türkü’nün gayet iyi bir şekilde hazırlanması gerektiği gibi.
