Hani şu şair Nilgün Öztürk’ün dizeleri var ya; “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer; Rüzgâr oldum; uçurtmamı uçurdum. Balık oldum; yunuslarla yarıştım. Arı oldum bal yaptım. Ne güzeldi benim çocukluğum. Keşke hiç büyümseydim” diye devam eden şiirin ilk dizesindeki “hayali cihan değer”e ilişkin bir algıydı bizdeki Gönyeli algısı. Yakın geçmişteki mâlum Ercantan arkasına Yüksekbaş Dönemi yükselişi ve de hemen arkasına da üst düzey performans futbolcularının bircik bircik satışı ve şu an ki çöküşü. Bunun yanında da tükeniş ve de bitiş arifesindeki genç oyunculardan kurulu bi’Gönyeli izliyoruz bu yıl. Boru değil, ilk 5 haftada 4 mağlubiyet ve sadece 1 beraberlikleri vardı tıpkı dünkü rakipleri Cihangir gibi. Bi’defa peşinen söyleyeyim; Kuvvetle ihtimal bu iki takımdan biri direct küme düşecek Lapta ile birlikte. E dilin kemiği yok ama şu an ki büyük resimde maalesef bu durum vûkû bulmakta. Neyse biz dün izlediğimiz maça geri dönelim; İlk devre özellikle Gönyeli’nin gol atmaya niyeti yoktu ve nitekim de öyle oldu. Sadece bi’pozisyonda Coşkun Hoca ile rakip sahaya geldiler o da çok cılız bi’ataktı. Cihangir’deyse Yaşınses iki kez sağdan kesti ama top iki pozisyonda da günün başarılı ismi Chibuzar tarafından dışarı çakıldı ve devreye golsüz eşitlik ile girildi. İkinci devre ilkine nazaran hareketli başladı. Özellikle de uçta çoğalmaya başlayan Cihangir atakları artçı şeklinde gelmeye başladı ve sonucunda da 53’te Fırat sağdan kesti ve Chibuzar kafayı çaktı; Alın size 1-0. Arkasından da ikiyi arayan Cihangir’e karşın Gönyeli kontraları devreye girdi ve nitekim Conteh’in duvar pasında sevgili İbrahim’in isabetli vuruşu beraberliği getirdi. Bu an’dan itibaren kenardan gelen Mustafa ve Ceren adlı delikanlılar da Gönyeli’nin mevcut bebelerini dürtüledi ve daha çok atakla daha çok gol aramaca durumları aktifleşti. Sonucunda da Cihangir kalecisi Denktaş’tan seken topa yıldırım gibi araya giren Ceren tarafından skora faturalandı ve durum 2-1’e geldi. Maç böyle biter’e 5 kala yine günün başarılı ismi gemisini kurtaran kaptan Fırat yine soldan devreye girdi ve yine uçtaki Chibuzar’ın kafasını gördük, tıpkı birinci golün ‘kopyala-yapıştır’ı gibi. Sonuçta maç 2-2’ye geldi ve Tepe’deki oyun birer puanla sonlandı. Özetin özeti mi; her iki takım da şu anda Kaybedenler Kulübü’nün sağlam ve de köklü üyeleri. Toparlanmaları şart…
