Kapılara kilit vurulmazdan önce - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Kapılara kilit vurulmazdan önce

 

“Girne Kapısı’nın bir özelliği de kapının önündeki alanın bayram yeri olmasıydı.
1940 yılına dek Bayram Yeri Sarayönü’ndeydi.
Bayram sonra Girne Kapısı’na taşındı.
Dini Bayramlar önemli sosyal ve ekonomik olaylar olduğu için Girne Kapısı ve çevresi Bayramlarda dolup taşardı.
1955’ten sonra memlekette birçok şeyin olduğu gibi bayramların da eski tadı, heyecanı kalmadı ve Bayramlar yerden yere kovulur gibi ilkin Musalla Tabyası’na, sonra da şimdiki yeri yani Çağlayan Bölgesi’ne alındı.”

Haşmet Muzaffer Gürkan, bu satırlara “Dünkü ve Bugünkü Lefkoşa” adlı eserinde yer verir.
Yüreği buruktu.
Bayram yerlerinin sürekli oradan oraya taşınmasından.
Gürkan Hoca, bir de şimdiki vaziyeti görseydi acaba ne derdi?
Çünkü, bayram yerlerini sürüklemeye devam ediyoruz…

Bayramlaşmak için can atardı herkes.
Kapılar kapanmaz, kimse kimseye yüz çevirmezdi.
Bayrama hazırlıklar çoktan tamamlanmış olur, bayramın birinci günü tekmil sokaklar ana baba gününe dönerdi.
Güzel ve temiz giysiler içerisinde herkes birbirine gider, bayramlaşırdı.
Köyden kentten otobüsler kalkar, Lefkoşa’nın hanlarında konaklar, kalabalık sokaklara bir o kadar daha kalabalık eklenirdi…

Köy otobüslerinde yolculuk ne güzeldi.
O köy otobüsleri bir taş plak eşliğindeymiş gibi türkü misali akıp giderdi dar yollarda.
Köy yolları toprak.
Sallana sallana varılırdı gidilecek yere…

Kapılara kilit vurulmazdan önce…

Konu komşu ma aile birbirlerinde toplanır, bulundukları yerleri bayram yerine çevirirlerdi.
Bizim çocukluğumuzda Bayram Yeri hisarın üstüne kurulurdu.
Musalla Tabyası’nda.
O tabya herkesi ağırlar, sabahlara kadar bayram sevinci yaşanırdı…

Sarayönü’nde, Girne Kapısı’nda, Musalla Tabyası’nda ve Çağlayan yolunda…
Şimdi ise Fuar Alanı’nda.
Bakın!
Adı Bayram Yeri değil, Fuar Alanı!..
Sürüklenip durdu Bayram yerleri…

Çağlayan’a kadar bir tadı vardı denebilir…
Sonra bozuldu her şey…
Kapılar sürmelendi…
Bayramlar kabusa döndü…

Tekmil ada ahalisi Lefkoşa’ya akın ederdi.
Akşamcılar bile coşkuyla girerdi Bayrama.
Mevsim yaz ise, Mustafa Hammal’ın meyhanesi,  akşamın ilk saatlerinden hisarın üstüne hazırlanırdı.
Üç Şehida’nın karşısına.
Böylesi görülmeye değerdi.
Şehidalar ve meyhane bir arada…
Şehidalar ve Bayram yeri bir arada…
Akşamcılar konyaklarını yudumlarken, şehidaların mumları da çoktan yanmış olurdu.
Mum ışıkları bir yanar bir sönerdi ama mumlar hiç eksilmezdi…

Çağlayan yolu ana baba gününe dönerdi.
Herkes birbirine saygılı.
Sevgi içinde.
Sinemalar bir yandan, Çocuk Bahçesi’nde neşeli çocuk çığlıkları bir yandan…

Mücahitler Parkı ile Kuğulu Park’ta sazlı sözlü şarkılar yer alırdı.
Sokak çeşmeleri akar, efkalipto ağaçları uğuldardı…
Uyarsa, Bando da Bayramlarda yerini alır, Girne Kapısı’nda konserler verirdi.

Bayramlar şarkı gibi geçerdi.
Dudaklara kondurulmuş bir bûse tadında.

Lefkoşa’yı terk etmezden önce…
Kapılara kilit vurulmazdan önce…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar