Kahraman Kıbrıs Eşekleri Garp Cephesinde! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Poli

Kahraman Kıbrıs Eşekleri Garp Cephesinde!

Mete Hatay
Mete Hatay

Özellikle önce müteveffa Başpiskopos Makarios ve daha sonra rahmetlik Rauf Denktaş’ın söylediği “Kıbrıs’ta bir tek Kıbrıslı vardır o da Kıbrıs eşeğidir” lafıyla birlikte, bu sevimli hayvanlar Kıbrıslı olmanın sembolü haline gelmişlerdir. Milliyetçiliğe karşı kullanılan en büyük sembollerin başındadır bu sevimli eşekler. Fakat Kıbrıs’ın eşekleri ve katırlarının ünü çok daha eskilere dayanır. Meşhur olmalarının yanında eşekler ve katırlar birçok farklı askeri güce savaşlarda büyük hizmetlerde bulunmuşlardı. Bu açıdan da Kıbrıs eşeklerinin ünü tüm dünyaya kadar yayılmıştır. Onların savaşlardaki “kahramanca” katkıları çok eski zamanlara kadar dayanır. Londra’da yaşarken bir İranlı dostum, Kıbrıs’tan geldiğimi öğrendikten sonra bana “sizin eşekleriniz çok ünlü, eskiden yani Pers zamanında Kıbrıs’tan İran’a binlerce eşek getirilmişti” diye bir iddiada bulunmuştu. Bunun doğruluğunu ise teyit etme fırsatı halen bulamadım fakat Roma döneminde Kıbrıs eşeklerinin çokça savaş alanlarında kullanıldığını biliyoruz.

Osmanlı döneminde Kıbrıs’tan İmparatorluğun diğer bölgelerine ve yurtdışına birçok eşeğin satıldığını da biliyoruz. Bu eşekler daha çok Girne Limanından Anadolu’ya gönderilirlerdi. Satılan eşeklerin cinsiyetinin erkek olmasına dikkat edilirdi hatta ada dışına dişi eşek satışı tamamen yasaktı. 19 yüzyılla birlikte Avrupalı bazı ülkelerin Kıbrıs’taki eşeklerle tekrardan ilgilenmeye başladığını öğreniyoruz. Özellikle Kırım Savaşı sırasında Larnaka’daki Fransız konsolosluğu aracılığıyla Kıbrıs Muhassılına, adadan katır ve eşek satın alınmak için başvurulduğunu okumuştum. Bu konuda muhteşem araştırmalara imza atmış ve bu yazdığım özetin bilgisinin ana kaynağı olan sevgili dostum Tarihçi Andrikos Varnava’a göre Muhassıl hemen İstanbul’a yazarak bu satışı yapmak için izin başvurusunda bulunmuştu (Varnava 2016). Tabii 1878 yılında adayı devralan Birleşik Krallık, Kıbrıs eşeklerinin ve katırlarının önemini kısa bir sürede fark edecekti. İngilizler Kıbrıs’ın sıcak aylarından kaçmak için Trodos’a taşınıyorlardı ve orada yaklaşık 6 ay geçiriyorlardı. Orada bulundukları dönem boyunca spor yaparak vakit geçirmek için Kıbrıs katırlarıyla polo oynamayı keşfetmişlerdi il önce (a.g.e).


Tabii Kıbrıs katırlarına olan talep sadece İngilizlerden gelmeyecekti. 1880 yılında Osmanlıya karşı savaşa hazırlanan Yunanistan adadan katır ve eşek satın almaya çalışacaktı. Dönemin İngiliz Valisi Biddulph’un Yunanistan Kralı George’a katır alımında yardımcı olduğu haberi, ona gönderdiği bir teşekkür mektubuyla ortaya çıkacaktı. Bu hareket Britanya’nın tarafsızlık siyasetine ters düşüyordu. İngiliz gazetelerine düşen haberle Biddulph zor durumda kalacak ve yardım ettiği iddialarını yalanlayacaktı.

İngilizlerin Kıbrıs katırlarını savaş alanında ilk defa kullanmaları 1882 yılında olacaktı. Mısır seferi sırasında yanlarına adadan katırlar ve eşekler alacak, ayrıca bir bölük Müslüman katırcıyı Sudan seferinde kullanacaklardı. Bu katırcılar Sudan seferinde büyük başarılar gösterecekti. Varnava seferde ölen Müslüman katırcıların ailelerine tazminat verilmediğini yazacaktı. Sebep olarak ise onların İngiliz uyruğunda olmamaları gösterilmişti (a.g.e). Katırcılar genellikle altı aylık mukavelelerle savaş alanlarına sürükleniyorlardı. Onlara üniforma sözü verilmesine rağmen, bir bölümü üniforma alamadığı için görevlerini yapmayı reddetmişti (Panayiotou 2014: 275).

Aletheia gazetesi ilk katırların 25 Temmuz 1882 tarihinde Mısır’a gönderildiğini yazar. O dönemin resmi kayıtlarına göre toplamda 622 katırın Mısır’a gönderildiğini öğreniyoruz (a.g.e: 275). Tel-el Kabir muhaberesinden sonra bu hayvanların tekrar geri Kıbrıs’a satılmasına karar verilmişti. 1882 yılının sonuna doğru yaklaşık 569 katır geri getirilip Kıbrıs’ta satışa sunulmuştu (a.g.e). Panyiotou o dönemde seferlere yaklaşık 100 katırcının katıldığını iddia eder. Dönemin Yüksek Komiserinin Özel Kalem Müdürü Hugh Sincler adanın Müslüman katırcılarının iyi birer katırcı ve at sürücüsü olduklarını yazmıştı (Varnava 2016: 497). Panayiotou ise Mısır’daki askeri yöneticilerin katırcıların hizmetlerinden memnun olmadığını iddia eder. (Panayiotou 2014: 275).

Kıbrıslı katırlar ve eşekler için Mısır’daki askeri hizmetleri sadece bir başlangıçtı. 1890’ların ortalarında İngiliz yönetimindeki Hindistan hükümeti adadan eşek siparişinde bulunacaktı. Özellikle erkek eşeklere talep büyüktü. Kıbrıs eşeklerinin görece daha güçlü ve büyük olduklarını yazan Hindistan Veteriner Dairesi yöneticileri, adada o dönemde yeterli sayıda eşek bulamadığından şikayet etmişlerdi. Çünkü halihazırda yüzlerce eşek Bosna Hersek, İstanbul ve Suriye’ye satılıyordu. Her şeye rağmen Hindistan Veteriner Dairesi ada yöneticileriyle bir mukavele imzalayıp Hindistan’a eşek ihracatını başlatacaklardı. Yılda sadece dört eşekle başlayan ihracat her yıl biraz daha artacaktı. Aynı daire veterineri Kıbrıs hükümetine bir de tavsiye mektubu yazmış ve Kıbrıs eşeklerinin çoğalması için adaya eşek ithalinin yasaklanması veya vergilendirilmesini önermişti. Köylüye eşek yetiştiriciliği teşviklerinin de verilmesini diğer bir öneriydi. Bu veterinere göre Kıbrıs katırları, İtalyan ve Amerikan katırlarından daha hareketli; daha ağır iş yapmaya uygun; daha dayanıklı; hastalığa direnci olan yani kolayına hastalanmayan; kuru yiyecekle beslenebilen; daha uysal ve en önemlisi daha ucuzdular. (Varnava 2016: 500).

1900 yılına gelindiğinde buna benzer raporlar Britanya İmparatorluğunun Savaş Bakanı’na kadar ulaşmıştı. O dönemde Güney Afrika’da devam etmekte olan Boer savaşında kullanılmak üzere adadan 1,000 katır sipariş edilecekti. Katır konusunda uzman bir yüzbaşıyı ise bu konuda görevlendirecekti. Yüzbaşının gönderdiği rapor hiç de iç açıcı değildi. Katırların çoğu esasında dişi eşeklerden oluşuyordu. Ve beklenilen boyutlarda değillerdi. Çoğu çok gençti. Buna rağmen işin aciliyetinden dolayı, ona adada bulabildiği erkek katırları satın alması emredilecekti. Bu arada Ada yöneticilerine eşek ve katırların kalitesini yükseltmeleri için emir verilecekti. Yüzbaşı Hindistan hükümetine satıldığı fiyattan 190 tane hayvan satın alacaktı. Bu arada 350 kadar katır incelenmiş ve yeterli kalitede bulunmamıştı. Bu tip talepler bitmek bilmiyordu. Yüzlerce erkek eşek ve katır Uganda, Güney Afrika ve Suriye’ye satıldığından elde erkekten çok dişi eşek kalmıştı. Bu dönemde Hindistan hükümeti devreye girer ve Yüzbaşı Knapp adlı birini adaya gönderir. Savaş Bakanlığının yetkililerinin tersine Knapp Kıbrıs eşeklerinin potansiyelini öven bir rapor yazacaktı ve Savaş Bakanlığı’nın Kıbrıs’a eşek ithal edilmesi kararının aksine Kıbrıs’taki eşek ve katır üretiminin teşvik edilmesini önermiş ve çiftleştirmek üzere Hindistan için dişi eşekler satın almıştı. Bu arada doğru çiftleştirme metotlarıyla hayvanların kalitesi yükseltilmeye çalışacaktı. Her bölgeye altı tane en iyi cins erkek katırlar verilerek bölge katırlarının cinsi iyileştirilmeye çalışılmıştı. Bu şekilde adanın eşekleri ve katırları kısa bir sürede ordunun vaz geçilmezleri olacaklardı (Varnava 2016: 499-502). Bütün bu gelişmeler yaşanırken Osmanlı bu faaliyetlere müdahale etmeye karar verecekti. 1910 yılında Kıbrıs yönetiminden eşek ve katır ihracatını kısıtlamalarını isteyeceklerdi. İngilizler ise Osmanlıyı duymazlıktan geleceklerdi. Dönemin eşek ve katır ihracat rakamlarına baktığımızda İngilizlerin adadan yapılan ihracatı gözle görülebilir bir şekilde artırdıklarını görmekteyiz. 1905 yılında adadan 654 katır ve 515 eşek ihraç edilirken bu rakam beş yıl içinde yılda 1,305 katır ve 3,256 eşek ihracat edilmesine kadar yükselmişti (a.g.e). Tabii eşek ve katırların bu kadar ilgi görmesi adadaki katırcı sayısını da artırmıştı. 1901 yılındaki nüfus sayımında 354 kişi mesleğini katırcı olarak göstermiş 325 kişi ise deveci olarak göstermişti. 1911 nüfusuna baktığımızda ise katırcı sayısı 730’a yükselmiş deveciler ise 348 sayısında kalmıştı. 1911 yılına gelindiğinde adadaki toplam eşek, katır ve at nüfusu 69,832’ye çıkmıştı. Varnava’ya göre 1907 ve 1913 yıllarında yazılan raporlarda Kıbrıs eşek ve katırlarının kalitelerinin övünlmesi haricinde Kıbrıs’ın katırcılarına da övgü vardı. Özellikle 1885 yılındaki Kıbrıslı Müslüman katırcıların başarılarının hala daha zihinlerde olduğunu yazan rapor şu an adada askeri amaçlar için kullanılmaya hazır yüzlerce hayvan ve katırcı olduğunu belirtmişti (a.g.e: 504). Tabii bu raporlar sadece Kıbrıs’ın bu güzel hayvanlarını övmek için değildi. Özellikle Birinci Dünya Savaşı Başladığında Kıbrıs Müttefiklerin katır ve eşek deposuna dönüşmüştü. Sadece 1916 yılında İngiliz ordusu Selanik’te kullanılmak üzere Kıbrıs’tan 2,750 katır, 1,200 eşek, 140 at almıştı. Selanik’te kurulan Makedonya Katırcı Birliği bir süre o bölgeden devşirilen katırcılarla idare edilmeye çalışılmıştı. Fakat bazı raporlardan gördüğüm kadarıyla bu insanlar hayvanlara hiç de iyi davranmıyordu. Bunun üzerine Kıbrıs sadece bu fedakar hayvanları sağlayan bir merkez olarak değil de bu hayvanları idare edecek iyi katırcıların da memleketi olarak bilindiği için Makedonya Katırcı Birliği kısa sürede Kıbrıs’tan getirtilen Kıbrıslı Müslüman ve Hristiyan katırcılarla dolacaktı. Birinci Dünya Savaşı boyunca 13,000 Kıbrıslı ki bunların yaklaşık 1,750’si Müslümandı, Balkan cephesinde Almanlara ve Osmanlıya karşı yer alacaklardı.

Kaynakça:

Andrikos Varnava, (2016). “Fighting Asses: British Procurement of Cypriot Mules and their Condition and Treatment in Macedonia” War in History, 23(4) pp. 489-515.

Andrikos Varnava, (2017) “European Subaltern War Asses: ‘Service’ or ‘Employment’ in the Cypriot Mule Corps during the Great War?” Britain and the World, 10(1) pp. 6-31.

Andrikos Varnava, (2017). Serving the Empire in the Great War: The Cypriot Mule Corps, imperial loyalty and silenced memory. Manchester, United Kingdom: Manchester University Press.

Maria Panayioutou,  (2010). “The Role of Cyprus in the Arabi Revolt and the Resulting Egyptian Campaign of 1882,” European History Querterly, Vol 40, Issue 2.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar