KAÇ KURBAN DAHA GEREKLİ SİZE??? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

KAÇ KURBAN DAHA GEREKLİ SİZE???

Bu yazıya başlarken ülkenin gündemindeki nefret dolu ortamdan bahsedecektim. Doğuş Derya için yapılan o aşağılık küfürleri ve o lanet olası bacak arasında kadınların harcanmasından söz edecektim. Bu ülkede siyaset yapan, yazı yazan, çalışan, yaşayan, üreten her kadının bu lanet sözlerden sonra daha fazla çalışması, dik durması ve mücadele vermesi gerektiğinden bahis açacaktım. Şimdi bunların hepsi uzak geliyor…
Aralık… Ayrılık ayı… Uğursuz ay… Dışarıda esen rüzgar insanların yüzüne yüzüne vuruyor. Hafif çiseledi ama hava dolu, ağlamak isteyip de bir türlü ağlayamayan bulutlar örtüyor geceyi. Etraf yalancı bir parlaklıkla kaplı. Yeni bir yıla hazırlanıyor dünya. Geçtiğim yollarda gördüm, dükkanların hemen hemen hepsi süslenmiş ve ışıklı. Bu parlak tablonun aksine, bir haftadır yine kin, nefret, cinsel içerikli söylemler, bu ülkenin gündemini oluşturuyor. 1974 savaşında henüz 3 yaşındaydım. 40 yıl geçti aradan. Bu ülkenin konusu hiçbir zaman gençlik, gelecek, sağlık, eğitim, sanat olmadı, olamadı…
1983 yılının Aralık ayı gibi her şey. Bir anda bütün gündem önemini yitirmişti. Herkes yeni yıl hazırlıkları yapıyordu. Yılbaşı balosunda giyilecek kıyafetler seçiliyor, hediyeler alınıyor, mönüler hazırlanıyordu. Bizim evimizde ise matem vardı ve dışarıdaki kocaman kalabalık bizden çok farklıydı. 12 yaşımda tanıştığım bu kanser illeti bugün yine sevdiğimiz insanları bizden almaya devam ediyor.
Bundan 6 ay önce bu sayfada yer verdiğim yardım konserini anımsayanlar olacaktır. Yaklaşık 3 yıldır canla başla mücadele eden, adına konserler düzenlenen Birşen Erzurumlu veda etti bizlere. Yanından bir an olsun ayrılmayan ve tüm enerjisini, emeğini eşinin iyileşmesine adayan Turgay Erzurumlu hep inandığı o güzel sonu göremedi. Birşen, kaçıncı kurbanı kanserin? Birşen gibi daha kaç güzel insan gidecek? Daha kaç aile yanacak acılar içinde? Bitmedi, bitmesi için adım yok, çaba yok, uğraş yok. Siz herhangi bir milletvekilinin, bakanın, başbakanın, cumhurbaşkanın ya da önemli! insanlardan birinin bu hastalığa kafa yorduğunu duydunuz mu? Bu konuda konuştuklarına, çözüm ürettiklerine, kaygılandıklarına, kavga ettiklerine hiç şahit oldunuz mu?

Gazetelerin, televizyonların günlerce haftalarca bu konuyu önemsedikleri oldu mu? Kelimeler yetersiz bunları anlatmaya. Bu yarışlar, seçimler, yıllardır süregelen anlayış gösteriyor ki biz insan olmanın gereklerini unutmuş başka şeylere dalmışız. Koltuk, makam, çıkar bizi esir almış. Hayatla bağımızı bir yerde koparıp, suni bir boyuta geçmişiz, haberimiz yok. Yalan, sahte, kandırmalı amaçlara hizmet eder olmuşuz. Bir insanın gözünün içindekini, yüreğindekini, yüzünün anlamını unutmuşuz. Kutsal olanın insan yaşamı olduğunu unutmuşuz. Yargılarımız, önem verdiklerimiz ve önceliklerimiz değişmiş. Bir insanın diğer bir insanın iyiliğini istemesi kadar insanca bir davranış olabilir mi? Bir iyilik bir yaşama katkı koyar çok zaman. Bir iyilik bir insanı düzeltir, güzelleştirir. Hepimizin iyi olmaya ihtiyacı var. Ne zaman biri için karşılıksız bir şey yaptınız bir düşünün. Ne güzel bir histir bu. Bir insanı iyiliğini isteyecek kadar sevebilmenin coşkusu doldu mu yüreğinize? Dualarınızda yer aldı mı belki uzaktan tanıdığınız, belki çok az gördüğünüz, belki hiç görmediğiniz başkaları. Herkesin iyi olmadan kimsenin iyi olamayacağını bilmeden, anlamadan neye yarar insan olmak. Bu herkesin esas görevi değil midir?


Daha kaç kurban gerekiyor bu ülke için? Gıdadaki durum ortada. Ülkede denetimsiz kimyasal kullanıldığı aşikar. Pek çok zaman zehir yiyoruz. Tepemizde baz istasyonları. Uğraşılacak, dert edilecek, mücadele verilecek yığınla konu var. Hastanelere düşerseniz bu korkunç boyutun ne olduğunu anlarsınız. Herkes bilir bunu ama başına gelmedikçe korkunç tablo tam anlaşılmıyor. Ülkenin üzerindeki o parlak saten örtüyü çekerseniz altından kurtlanmış yapı ortaya çıkar. O mide bulandırıcı, mikrop yuvası. İlaçtı, hastaneydi, ambulanstı, imkandı ne demek anlarsınız. Canla başla çalışan doktorlar, hemşireler değildir kastım. Devlet evlatlarını korumak için hiçbir şey yapmıyor. Her kurulan hükümet ise koltuk kavgasından kafasını kaldırıp bir şey yapmıyor. Ancak müdür atama, nemalanma, açılış yapma, taraf tutma gibi pek çok önemli! olayla ilgileniyorlar.

Bugün yeni bir kurban daha verdik kansere. Artık yeter! Devlet evlatlarını yaşatacak işler yapsın artık. Okulları, hastaneleri dökülüyor. Çocukları mutsuz. Bu kanseri azaltacak önlemler alınması için daha kaç kişinin ölmesi lazım?

Aralık Mektupları

Yine bir aralık hüznü kapımda
Dokunsam yitecek
Uzansam kaçacak bir mevsimin yanık sesi
Geldi
Esirliği
Acıyı
Susuşu
Sürükledi peşinden

Zaman değişti
Yaşamın rengi, kokusu,
Sıradanlığa dönüştü
Şarkılar hafif, şiirler tutsak
Umutlar kırık kaldı

Sessiz, nefessiz bir akşama rastladı gelişi
Dokunsam kaçacak bir mevsimin yanık sesiydi
Bir dolu anı, bir de çocukluğumun en güzel gülüşü
Bırakmadı peşini

Geldi
Sözsüz
Issız
Nefessiz bir kış soğuğuyla…

Adressiz mektupları
Çıkmayan sokakları
Bitmeyen özlemleri
Boşlukları, yoklukları getirdi yanında

Habersiz, hazırlıksız yakaladı yüreğimi

Dokunsam yitecek bir mevsimin yazılamayan şiiriydi

ŞİMDİ UZAKLARDASIN

“Şimdi uzaklardasın
Gönül hicran”a yelken açan bir şarkıyı mırıldanmakta
Şimdi içimde çala badem tadında bir şarkı ağlamakta
Buğu ve sis
Toz ve iz
İçimdeki yarım his
Hala usul usul o eksiği aramakta…

Zamanlar A-ra-lık-lar-da
Ayrılık kapılarda

Biten bir gecede, yarım kalan bir hecede
Baba kokan bir toprak tütsüsü
Mersin, hanımeli ve nergis sorgusu
Tahta iskelede öldürülen anların
Ömür törpüsü
Ve uzayıp giden bir liste
Kavuşmaların hayal, buluşmaların berbat sentetik kokusu
Sınır, sinir, öfke hapsinde geçen yılların
Bayat ve eski/ekşi kokusu

“Şimdi uzaklardasın”
Başucumda 70’li yıllardan kalma
Bir çocuk korkusu
Sus ve pus
‘Ama yine de konuş’
Dilsiz konuşmaların kekeme uykusu

Uzaklaşan bir ömrün Aralık ve Ayrılık dönümünün
Yazıya dökülemeyen
Zayıf ve suçlu kurgusu…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar