Her seferinde akaryakıt fiyatları yükseldiğinde hatırlara o yokluk günleri gelir.
Ki yokluk günlerinde bile insanlar her şeyi idare etmesini bilip, “yetinme” duygusu olduğundan pek de şikayetçi değiller, hayat patırtısız gürültüsüz geçer, herkes yarınların nasıl “selamet” e ulaşacağını düşünür, gelecek güzel günleri sabırla beklerdi…
…
Öyleydi, kavga kalaba yoktu…
…
Lambasuyucu sokak sokak dolaşır lambasuyu satardı.
Benzin karneye bağlıydı, bir galonluk tenekesini alanlar kuyruğa girer, benzin yerlerinden payına düşeni alırdı.
Fazla benzini olan olmayana da verirdi sırasında, şaşılacak şeydi bölüşme ve paylaşma duygusunun bu kadarı…
…
Belki bisikletler arabalardan çoktu, galiba öyleydi, dönem altmışlı yıllar.
Bugün Avrupa’ya gidip okul çevrelerine bakılırsa bütün herkesin, öğrenci, öğretim üyesi demeden herkesin bisiklet kullandığı görülür.
İstediğin kadar bisiklet yolu yap olmuyor; onu park yeri olarak kullanır şimdikiler!
Ama bir zamanlar okullara bisikletle gidilirdi; bütün yollar bisiklet yoluydu.
Şimdi gidip okullara bakın ya da istediğin bir yere, araba koyacak yer yoktur araba kalabalığından…
…
Petrolün mü var be mübarek!
…
Nedir bu?
…
O paylaşım duygusundan bu kadar arsızlığa ulaşmanın yanlışlığı nerededir?
…
Kim cesaret eder bisikletle bu trafikte dolanmaya?
İstersen bir turla!
…
Akaryakıt fiyatlarına bilmem ne kadar zam yapılmış da bütün gazetelerde manşet!
Asıl yapılmadığında manşet olmalı!
…
Hisarüstleri boydan boya hendekler haline gelmişti.
Ta Musalla tabyasından Girne Kapısı’na kadar.
Cigarası yarım yanardı Mücahitlerin.
Mevsim zemheri dediklerinden soğuk ustura gibi kesmekte.
Cep delik, her yer delik, mazgal delikleri ürkütücü.
Mercimek çorbaları gelirdi mahalleliden, bir tas ona bir tas ona.
Mevzide de mutluydular, okulda da.
Dediğim gibi cigaraları yarım yanardı, zaten onların da tek tek satıldığı yıllardı…
…
Efendim, sendikalar öfkeli, muhalefet öfkeli…
Niye?
Asıl her şey yolunda giderse öfkeleneceksin!
O zaman bir dümen, bir yanlış var demektir…
…
Hangi sistem içindesin de bisiklet kullanacaksın mesela?
Hangi düzen içindesin de zam olmayacak yani?
Hangi dünyada yaşıyorsun da her şey yolunda olacak sanki?
Hangi para cebinde var da etkilenmeyeceksin olup bitenlerden?
Nereye bağlısın? Alt yönetim misin, üst yönetim misin nesin?
…
Sana her şey yolunda gidiyor dendiğinde ayaklan!
Bit yeniği oradadır.
Yoksa bu zam, bu sistemsizlik, bu yılgınlık, bu karanlık, bu belirsizlik, içinde bulunduğun ne olduğu da pek bilinmeyen düzenin raconundandır…
…
Bizim komşu “kurtarıcı” yüzünden kalkındı (!), kurtarılan da odur bugünkü duruma bakılırsa, onun yüzünden Avrupalı, varsın yarısı olsun devlet bizim olsun dediler.
Sanki o harekat bu bayraksız, dinsiz imansızlara karşı yapıldı!
Perişan edilen yer burası.
Kendine benzetecek zaar ki zaten gururla söylemiyor mu bunu?
…
Ne diyorduk?
Baktın da her şey yolunda gider gibi,
O zaman kuşkulan!
Bunlar iyi günler!
