İşte o büyük vaat: (Özgürlük, siyasi eşitlik ve güvenlik…) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

İşte o büyük vaat: (Özgürlük, siyasi eşitlik ve güvenlik…)

Çok güzel günler geçirdiğimiz söylenemez! En azından bizim kuşak! Nitekim  geçtiğimiz günlerde bir genç grubunun plajda çınlayan kahkahalarını işittiğimde içime bir pembe ferahlık  düştüydü! Doğrusu bizim gibi karalar bağladığı için doğan güneşi bile kara gören insanlar için o kahkahalar saadetin habercisiydi.  “Demek ki memlekette kahkahalarla gülen gençlerimiz de vardır” dediydim kendime. Allah daim etsin. Etsin de bugüne kadar başardığımız söylenemez,  bu görev bizim!
YENİ KIBRIS VAADİ: Şu sıralarda  mutluluk habercisi kahkahalarıyla geleceklere uzanan gençlerimize “barış ve huzur dolu” yeni bir Kıbrıs vaat ediyorlar.  Acaba mı?  Tereddütteyim!        Anlatayım: Geçtiğimiz gün Erenköy törenlerinde konuşan Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı Kıbrıs Türk halkına çözüm sonucunda sağlanacak  daha önce de söylediğince üç büyük vaatte bulundu:  “Özgürlük, siyasi eşitlik ve güvenlik.”
Rum ile paylaşacağımız Kıbrıs’ta bu üç unsura sahip olmak,  bizim açımızdan  büyük olaydır. Çünkü bunlar oluşmadan  “güzel gelecekler” vaat etmeye çalıştığımız gençlerimizin kahkahalarını  devam ettiremeyiz!
O zaman Akıncı’nın  “iki bölgeli,  iki toplumlu,  siyasi eşitliğe dayalı bir federal devlet oluşumu” için çalıştığına inanmak isteriz. Yanına ise   gerek duyulmayacak süreye kadar Türkiye’nin garantörlüğünü koyarız.  Çünkü çözüm sonucunda aranan o güvence şıpıdık gerçekleşmez!
HANGİ BEDELLER KARŞILIĞINDA:  “Özgürlük, siyasi eşitlik, güvenlik…” Güzel de bunlar gökten inecek ayetler değillerse, Anastasiadis’le Akıncı’nın sağlayacağı “barış ve çözüm argümanlarıdır.”  Biliyoruz ki ödenecek bedeller vardır ve ödeyecek olan taraf da Türk tarafıdır! Dolayısıyla mülkiyetle ilgili kopan kıyamet Kuzey’in Güney’e  “ne vereceğiyle”  ilgilidir! Eğer o “verilecekler” Türk halkına Kuzey topraklarını haram edecekse,  biline ki bu adada ne çözüm olur ne de barış!
VE İŞTE HALK: “Kararı”  diyor Akıncı, “Halklar verecektir…”  Erenköy’deki konuşmasında vurguladı. İşittiğimizde irkildik! Çünkü bu halkı 2004 Referandum arifesinde istismar edenler insanları birbirlerine kırdırdılardı! Üstelik sandıktan “evet” oyu çıkması için hem TC kanadı hem AB devreye girmiş, Euro’lar havalarda uçuşmuştu! Şimdi de benzer senaryo sahneleniyor. Açıkça yazalım “evet”  için hazırlık yapılırken -görmedik ama biliyoruz!  O harcanan paralar önce  insanların siyasi iradelerini  körletecek,  sonra satın alacak! Nitekim  O kahkahalarını gıpta ile işittiğim gençler Güney’i çoktan mekân tuttular. Yemeler içmeler eğlenmeler! Bir süre sonra o gençler sorgusuz sualsiz her hangi bir çözüme “evet” demek ve dedirtmek için yollara çıkacaklar! Ve bizim gibi  insanlar yine statükocu damgasını yerlerken,  halk bir kez daha kendi çocuklarıyla kavga ettirilecek! Tek isteğim yanılmış olmam!

**********
Büyük olay: (Türkiye’den Kıbrıs’a akacak su)

“Ben”  diye başlayıp “ben” diye bitirmek! Artık insanlar ‘ben” üzerinden başlıyorlar anlatımları ile sohbetlerine!  Neden? İhtiyaç duyuyorlar da ondan! Çünkü Kıbrıs Türk insanı   “olaylar zenginliği” ile  dolu bir geçmiş yaşadı. Anlat anlat bitiremiyor. Mesela ne zaman  “TC’den akacak su” lafı geçse “hah diyorum. O lafın “billur sular”  patentli ağa babası rahmetlik Kootak’sa, bir diğeri de benim! Olayı kim bilir kaç defa anlattım.. Bir gün yine anlatırım çünkü anlatılacak kadar sahibiyim.
TC’DEN GELEN SADECE SU DEĞİLDİR: Fark etmemiş olsak bile tutun ki  “tarihi bir değişimdir.” Yahudi’nin balonlarla başlattığı su taşımacılığı  serüveni,  borularla gerçek oldu! Hatta elektrik akımı da gelecek deniyor… Bazı insanlarımızın canını da sıksa, akacak su   “Türkiye-KKTC” ilişkilerinin tarihe kazınan ve ilanihaye sürmesi beklenen “bağlarından” biri olacak.
Bir başka açıdan ise bu tarihi olayın  müzakereler süreci ile dengi dengine gelmesidir. Adada “gaz”dan sonra “suyun” hatta “elektriğin” de paylaşımı konusunda yarattığı umuttur.” Bırakın çözümü bir yana. İki yakanın sadece bu tip enerji ve insancıl ilişkileri bile ayni coğrafyada yaşayanlar  için büyük bir kazanımıdır.
Fakat olayın asıl büyük gerçeği şudur: “Kıbrıs adası ne olursa olsun sonuçta yamacındaki o büyük Türkiye kıtasına muhtaçtır.” Bu gerçek Rum halkı için de geçerlidir. Ki sadece enerji değil, ötesi tüm insani, ticari ve teknik alanlardaki iş birliği ile işgücü bu adanın  insanlarını ihya eder… Ve bir zamanlar (1960’larda)  Amerikan Büyük elçisi Mr. Parker’in Baf’ta söylediğince, “iki halkın katılımından  dünyanın parmakla göstereceği hem turizm hem kültür yönünden dünyasal bir Kıbrıs adası doğar…”
GELELİM SUYUN ARKA YÜZÜNE: Her güzel ile iyiyi çirkinleştirip kötü yapmak becerisine sahip olduğumuzdan şimdi ayağımıza kadar gelen suyu da benzeteceğiz! Evvel emirde Belediyelere bağlayacağız ki bizatihi kendi kendilerine nasıl kıydılarsa suya da öyle kıysınlar!
Yahu belediyeler dediğiniz “batışı” oynuyor! Suyun tahsilatını emirlerine amade kılsanız da kurtulmaları mümkün değil! Aksine korusun diye  etleri aç aslanların bekçiliğine havale etmeye benzer! Kısaca bu iş yaş!
Ne yapılabilir: Bir “konsersiyum”   kurulur. Devlet de Bakanlık kademesinde yerini alır. Çünkü KKTC’ye akacak su ile ilgili  aylar önce TC’nin Devlet Su İşleri’nden  bir açıklama yapıldıydı. Sulama amaçlı su öncelikli olarak  Ercan’dan Güvercinlik’e kadar sıra sıra uzanan ve bahçecilik yapılan köylere akıtılacak” deniyordu. (Annan Planı’nda bu köyler Güney’e verildiydi.) Yani sulama Kuzey-Güney sınırları ve yeşil hat bölgelerinin köylerinde yapılacak. Kısaca diyoruz,  olay belediyelerin altından kalkacağı kadar basit değildir…
    **********
Kısaca takıldığım: (Gördünüz mü nedir devlet olmak!)

Eide geçen hafta Karpaşa ile Koruçam’a gitti. Malum o köylerde asırlardır Maronitler yaşıyor. Eide’den “4 Maronit Köyünün Rum idaresine bağlanmasını, tanınmalarını ve Federal Meclis’le Rum oluşturucu Devletinde 1’rer temsilcilerinin olmasını istediler…” Bir diğer teklifleri de  Türk askerinin diğer iki köyden biri olan Asomato köyünden hemen çıkmasıydı!.
İnsanlar ne olduklarını biliyorlar kardeşim! Rum ise Rum! Maronit ise Maronit! Yahudi’yse Yahudi! Bir tek bizimkilerdir “Kıbrıslıyım” diyen!


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar