İslimden önce islimden sonra - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

İslimden önce islimden sonra

Omuzlarında baltalar, sırtlarında torbalar.


Bunlar oduncular.
İslim adaya gelmezden önce.

Lütfeni yok!
TOMA adaya gelmesin…

Seyyar oduncular, eski Lefkoşa sokaklarında sokak sokak dolaşır, “Odun yararık…” diye bağırırlarmış.
Hali vakti yerinde olan insanlar avlularına odunlarını yığar, oduncunun gelmesini beklerlermiş.
Oduncu gelir ve odunları baltası ile yararmış.
Odunlar “odunluk” denen odalarda istiflenirmiş.
Kışa hazırlık…

Odunla veya kömürle ısınma ve her türlü ihtiyacı giderme dönemi İslim’in ortaya çıkması ile son bulmuş.
Mangalda kebap keyfi hariç.
İslim dediğimiz şey bir güzel ocak.
Altı, lambasuyunu içinde koruyan küçücük bir depo.
Deponun üç yerinden yukarıya doğru ayaklar yükselir.
Ayakların üzerinde halka şeklinde bir mazgal.
Onun ortasında islim başı. Yani ateşi veren mekanizma.
Bu islim başları değiştirilmeye müsait.
Hatta islim başında alevlerin çıktığı delikler, zaman zaman temizlenmekte ve alevlerin daha rahat çıkması sağlanmakta.
Bu başların yerine başka baş alınması ve islimin yenilenmesi mümkün.
İslim depoları ne kadar lambasuyu alırdı bilemem.
Lambasuyu, islimin deposuna kondurulmuş bir pompalama cihazı ile islim başına gönderilir.
Tazyikli.
Depo küçük olmasına rağmen içine konan lambasuyu epey idare ederdi kullanıcıları…

TOMA’ların da depoları var ve suyu tazyik yapsın diye gelişmiş mekanizmaları var.
İçinde depolanan su (kimyasal karıştırılmış da olabilir) epeyce idare eder!..

İslim dedik de…
1960’lı yıllar.
İlkokula giden bir çocuk erkenden kalkıp, kahvaltıya oturmuş.
Mevsim kış.
Şimdiki kış mevsimleri gibi değil.
Soğuk yüzünüzü ustura gibi kesmekte.
O soğukta, çocuğun üstünde henüz pijamaları olduğu halde, kahvaltıdan sonra duvarda asılı küçücük bir aynanın karşısına geçmiş, saçlarını taramakta.
Ama ısınsın diye yanan islimi bacakları arasına almış.
Çocuk, saçlarını ille “dolma saç” yapacak!
Dalıp gitmiş.
O an bacaklarının arasında duran islimin alevleri pijamasını kavrayarak yukarılara doğru yükselmez mi?
Müthiş bir panik.
Dedesi onu kucağına alıp bir bacağını büsbütün kavrayan alevlere geniş avuçları ile vurarak ateşi söndürmüş.
Lakin, bacağı iyice yanmış,  derileri kalkmış.
Günlerce yatakta yanıklarının sancısı içerisinde iyileşmeyi beklemiş… (*)

Bilgisayarlar adaya gelsin ama TOMA gelmesin…
TOMA adam öldürür; düşman yaratır!..

İslim dönemi gaz ocaklarının adaya gelmesi ile kapandı.
O oldu, bir daha islim kullanılmadı.
Yani önce odun ve kömür, sonra islim, sonra gaz ocağı…

Eskiden bizim polisimizin göğüs cebinde düdük vardı.
Zincirli.
Şeherin huzurunu sağlamak için polisler vardiya tutar, eğer bir olay olursa düdüklerini çalar ve böylece tertibat alırlardı.
Polislerin düdüklerini aldılar.
Bellerine silah koydular!
Yetmedi, polisin çevik olanını da yaptılar!..

Cop çıktı, silah çıktı.
Karakollarda işkence çıktı.
Şimdi de TOMA!..

Agelina Jolie adaya gelsin ama TOMA gelmesin…
Hatta Brad Pitt’i de yanında getirsin…

Oduncular “Odun yararık…” diye bağırırlardı.
İslimin kendi sesi, kendi türküsü vardı.
Polis’in düdüğü huzur sağlardı.
Hayat, kendiliğinden Kanlı Dere gibi akıp giderdi.
TOMA’nın ne huzuru var ne türküsü…

(*) O çocuk bendenizdim.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar