İSLAM’DA TERÖR VE ALAMUT KALESİ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

İSLAM’DA TERÖR VE ALAMUT KALESİ

 

Dördüncü halife Hazreti Ali’ye camide saplanan zehirli hançerle İslam’a terörizm bulaştı.
Son Peygamber Hz. Muhammed’in torunları Hüseyin ile Hasan vahşice öldürüldü.
Ve terörle İslam o günden sonra ikiz düşman kardeşler gibi anılmaya başlandı.
Bir yandan “sevgiye, barışa, kardeşliğe” çağrılar yapıldı, diğer yandan oluk oluk kan akıtıldı.
Usame bin Ladin’in ve Afganistan’daki Taliban yönetiminin “militan yetiştirme” programlarını öğrenince “tarih yine tekerrür” ediyor demekten kendimi alamadım.
İslam’da şiddet ve terörü benimseyenlerin yüzlerce yıl önce uyguladığı yöntemlerin bir kopyasından başka bir şey değil şimdikilerin yaptığı.
Çocuk denecek yaşta ağır bir dini eğitime alınan militanların, nihayette cenaze namazları kılınırmış ve onlara “yaşarken cenneti hak ettiniz” denirmiş.
Cennette hiçbir yasak yok ya bu dünyada işleyecekleri günahların önüne böylece geçiyorlarmış.
Cennete gitmeyi garantiye alan ve cenaze namazı da kılınan terörist adayı, her türlü vahşeti yapmaya hazır ölüp de biran önce cennete gitmeye can atacak kadar kendi yaşamından vazgeçebilen bir katile dönüştürülüyormuş.
Uzmanlar ölümüne yapılan saldırıların psikolojik ve dinsel temelini böyle açıklıyorlar.


****

İslam’da ölümüne saldırının ve sahte cennet vaatlerinin babası Hasan bin Sabbah’tır.
Selçukluların İran topraklarına girmesinden sonra yaptığı direnişlerle adını duyuran Sabbah dağlık bölgede kurduğu Alamut Kalesi’yle meşhur oldu.
Alamut Kalesi’nde oluşturduğu cennette başarılı militanlarını ödüllendirdi.
Yeşillikler ve akarsular içinde onlarca kadının arasında zevk-ü sefa yaşamaya can atan militanlar tam bir ölüm makinesine dönüştü.
Hasan bin Sabbah sahte cennette kandırdığı bu ölüm makineleriyle birçok üst düzey devlet yetkilisine suikastlar düzenledi, binlerce insanın kanına girdi.
Önce Hz. Ali’nin ve çocuklarının öldürülmesiyle başlayan dinsel kökenli terör Hasan bin Sabbah ve Alamut Kalesi’yle adeta İslam’la özdeşleşti.

****

Dünya şimdi daha da büyük bir ölçekte dinsel terör tehlikesiyle karşı karşıya.
Amerika ve müttefikleri Usame bin Ladin ve Taliban yönetiminden nasıl kurtulacağının hesaplarını yapıyor.
Askeri uzmanlar yıllarca sürecek, çok can ve para kaybına yol açacak bir savaştan söz ediyor.
Muhtemel sadece Amerika değil birçok ülke acı çekecek.
Kararlı bir tavır Ladin’i ve Taliban’ı ortadan kaldırır ama peki ya sonra?
Bundan sadece 10 yıl önce Ladin’i “kahraman mücahit” ilan edip Beyaz Saray’da konuk eden Amerika aslında teröre dolaylı destek demek olan “düşmanımın düşmanı dostumdur” politikasından vazgeçecek mi?
“İstediğimde düşmanlarım için kullanabilirim” politikası nedeniyle bugüne kadar ses çıkarmadığı Taliban türü yönetimlere göz yummaya mı devam edecek yoksa demokrasi ve evrensel insan hakları kurallarının geçerli olacağı rejimler mi kurulacak?

****

İslam, “barışın ve kardeşliğin” dinidir.
“Komşusu aç yatarken tok uyuyan bizden değildir” diyecek kadar eşitlikçi, kölesine devesini verecek kadar adildir.
Terörle İslam’ı birbirinden ayırmak şarttır.
Orta Doğu’daki baskıcı, ceberrut devletler çağdaş devletlere dönüştürülmezse , milyonlarca fakir Müslüman en azından Batı standartlarında bir yaşam tarzına kavuşturulmazsa, İslam’ı kullanan teröristler dünyanın başına bela olmaya devam edecek.
Hasan bin Sabbah’ın Alamut Kalesi ya da Usame bin Ladin’in Afganistan dağlarındaki mağaraları ortadan kaldırılmayacağına göre, fakirliği, sefaleti ve baskıcı yönetimleri ortadan kaldırmak gerekir…

***

14 yıl öncenin düşünceleri. Amerika’daki ikiz kule saldırılarının hemen sonrası. Koşullar 14 yıl öncesinin ama gerçekler hala aynen devam ediyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar