İNSAN OLMAK... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

İNSAN OLMAK…

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

İnsanlar dünyaya nasıl bir gözle bakmalı…

        Bu sorunun cevabı, kendi kişiliğimizin oluşmasında belirleyicidir.


        1789 Fransız ihtilalinden sonra, dünyada yeni akım olarak ortaya çıkan milliyetçilik, birçok ulus devletin ortaya çıkmasını tetikledi.

        Vikipedi’ye göre

Modern milliyetçi düşünce 1789-1799 Fransız Devrimi’nin  fikirlerinden doğmuştur.

Avrupa  tarihindeki ilk milliyetçi hareketlere, Birinci Napolyon  istilası(1804-1815) altındaki  Almanya’da rastlanır.

Aynı yıllarda, Rus işgalindeki  Polonya’da  güçlü bir milliyetçi akım doğdu. 1821’de Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanan Yunanistan,  Avrupa’nın milliyetçi çevrelerinde çok heyecanlı destek buldu.

1848 de  Avusturya  İmparatorluğu’na karşı ayaklanan Macarlar,  daha sonra Çekler ve Sırplar ,  milliyetçilik akımını Orta Avrupa’ya taşıdılar.

1860-1870 yılları arasında gerçekleşen  İtalya birliği, devrimci milliyetçiliğin en büyük zaferlerinden biri olarak algılandı.

1870’lerde  Rusya’da doğan Pan-Slavizm akımı, yayılmacı milliyetçiliğin ilk örneklerinden biri idi.

Milliyetçiliğe yol açan en önemli etken, daha önce hükümdar ve sülale zemininde tanımlanan siyasi aidiyet duygusunu, hükümdardan bağımsız olarak, “halk”a mal etme gereğiydi. Siyasi aidiyet ve itaat, “halk”ın ortak iradesine dayandırılmalıydı. Bu nedenle 19. yüzyılda milliyetçilik, radikal, devrimci, anti-monarşist, yerleşik düzene zıt bir siyasi düşünce olarak değerlendirildi.

Kapitalizmden emperyalist aşamaya geçen ülkeler bir müddet sonra, kendi pazarlarının dışındaki alanlara göz dikerek, I. ve II. Dünya savaşlarına yol açtılar. Bu savaşlarda savundukları milliyetçi bayrakları artık gerici ve bölücü bir işlev görmekteydi.

Milliyetçilik, günümüzde de, gerici ve bölücü işlevine devam etmektedir. Bu milliyetçilik, ister ABD, isterse Rus milliyetçiliği olsun, sıradan halkı köleleşt,recek sonuçlara yol açmaktadır.

Üretimin alabildiğine gelişip, dünya çapında  tekelleimesiyle birlikte,  emperyalist uluslar, milliyetçiliğin bayrağını kışkırtarak,ülkeleri kontrolleri altına alabilmektedirler.

Kıbrıs’taki Rum ve Türk  milliyetçiliği, bir avuç yönetici sınıf dışında ne Rumlara , ne de Türklere yaramamaktadır.

Türkiye’deki Türk-Kürt kavgası da, Türkiye insanını ve kaynaklarını telef ederken, bundan sadece yabancılar ve işbirlikçileri faydalanmaktadır.

Dünyaya bakışımızda artık milliyetçi gözlük yerine ENTERNASYONALİST gözlük ile bakmalıyız.

Yine Vikipedi’ye göre

Enternasyonalizm  uluslar uluslar ve insanlar arasında daha fazla politik ya da ekonomik işbirliğini savunan bir politik ilkedir. Başka politik hareketler ve ideolojiler ile ilişkili olmanın yanı sıra kendi başına bir doktrin, inanç sistemi ya da hareketi de yansıtabilir.

Enternasyonalizmi destekleyenlere enternasyonalistler denir ve bu kişiler genel olarak insanların ortak çıkarlarını geliştirmek için ulus, politika, kültür, ırk ve sınıf ayrımlarını aşarak birleşmeleri gerektiğine ve devletlerin karşılıklı uzun vadeli çıkarlarının kısa vadeli uyuşmazlıklarından daha önemli olduğu için işbirliği yapmaları gerektiğine inanırlar.

Enternationasyonalizmin farklı yorumları ve anlamları olmakla birlikte, genellikle  Ulusçuluğa ve izolasyonalizme karşı olmak; BM  gibi uluslararası kurumları desteklemek ve diğer kültürlere ve göreneklere destek olup saygı gösteren bir kozmopolit görüş gibi özellikler barındırır.

Günümüzde, insan olmak, ENTERNASYONALİST olmayı gerektirir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar