İçinde bulunduğumuz çağda akılcı olmak gerekir.
Yanlış yapmamak…
Ülkede yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldırmak yanlışlara son vermekle mümkün olur.
İnadına yanlış işler yapmanın zararı yine bize, başkasına değil.
Önemli olan yanlıştan dönmeyi bilmektir.
Hatalardan ders çıkarmak, onları tekrarlamamaktır.
Ama biz yanlışlardan ders almadığımızdan bugünlere geldik.
İnadına işler yaptığımızdan.
Gurur ve onuru başka şeylerle karıştırdığımızdan.
Önemli olan doğru işler yapmaktır.
İşini doğru yapanın başı da, duruşu da dik olur.
Saygın olur.
Ama galiba bizde işin doğrusunun yapılması önemli değil.
İşin yapılması da…
Kamu yararı ve toplumun çıkarları da…
Önemli olan başka şeyler.
Kişisel ya da siyasi çıkarlar her şeyin önüne geçti.
Birilerinin hayalleri ve idealleri toplum yararını gölgeler oldu.
Toplumsal çıkarlar unutuldu.
Sonuç hepimizin malumu.
Ülkede her şey tıkandı, sorunlar her geçen gün büyüyor. Siyaset ise ülkede yaşanan sorunlara çözüm üretemiyor. Kısaca çaresizlik içerisinde…
Ekonomik sorunlar dar ve sabit gelirlilerin hayatını her geçen gün zorlaştırıyor.
Gençler başka diyarlarda gelecek arama zorunda kalıyor.
Ama biz hala bile bile yanlışlar yapmaya devam ediyoruz.
Ve an oluyor bunu yapanları alkışlayabiliyoruz.
Yazık…
Dünyalı olmanın yolu bilimsel verilere dayalı, rasyonel işler yapmaktan geçer.
Kıbrıs meselesinde çözümü savunmak, beraberinde ülke meselelerine yaklaşımda akılcılığı savunmayı gerektirir.
Akılcı olmayı ve meselelere akılcı çözümler üretmeyi…
Ekonomiyi sürdürülebilir bir yapıya kavuşturacak tedbirleri almayı…
Rekabet edebilir bir yapı oluşturmayı…
Her alanda, her kurumda reform yapmayı.
Takıntıları bir yana bırakmayı.
Ama biz bunları yapmak yerine inatla hata yapmaya devam ediyoruz.
Ve yanlışı savunmayı yüceltebiliyoruz.
O zaman bu ülkede iyi bir şeyler olmasını boşuna beklemeyin.
Birileri çıkıp ‘krala çıplak’ demediği sürece kendi kurduğumuz bozuk yapı içerisinde bedeller ödemeye devam edeceğiz.
Kişisel ya da partisel bazı küçük kazanımlar elde etme pahasına ülkenin yarınlarını daha da tüketeceğiz.
Doğru bir şeyler söylemeye çalışanlara fırsat vermeyen bu yapı günün sonunda batıp gitmeye mahkumdur.
O zaman kimse şikayet etmemeli ve başa gelen çekilmeli.
Fazla söze gerek yok.
