“Imagine” deyince aklımıza hep John Lennon’un o dillerden düşmeyen “imagine” şarkısı gelir. Bugünlerde bizim ülkede farklı nedenlerle gündemde bu ifade…
2017 yılından Alman Büyükelçiliği’nin sponsorluğu ile başlatılan “Imagine” Projesi, Cumhurbaşkanlığımızın çabaları ile engellenmiş… Peki nedir bu Imagine programı?
Bugüne kadar 6 bin 117 öğrenci ve onlara eşlik eden 714 öğretmenin yararlandığı programın genel amaçları arasında öğrencilerin toplum içerisinde ve toplumlar arasında karşılaşabilecekleri ayrımcılıkla baş edebilme, ön yargıları anlayabilme, bilgiyi eleştirel biçimde yorumlayabilme, dezavantajlı gruplara farkındalık geliştirme, iletişim becerisi geliştirme, çoğulculuğu benimseme, eşitlik ve hoşgörüyü teşvik etme, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı gibi sorunlarla ilgilenme, demokratik karar alma mekanizmalarının önemini anlama, dayanışma ve anlayış kültürünü geliştirme gibi önemli temalar yer almaktadır.
Hal böyle iken cumhurbaşkanlığı bu durumdan rahatsız olmuş ve şöyle bir açıklama yaptı: “Kıbrıs’ta iki ayrı devlet ve egemen eşitliğe dayalı siyaset açısından bazı sakıncalı hususlar içeriyor.”
Ola ki cumhurbaşkanlığının dediği gibi Kıbrıs’ta iki devletli bir çözüm olacak… Peki bizim böylesi bir çözümde eşitliği, hoşgörüyü teşvik etmemiz gerekmiyor mu? Ya da ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ile ilgili çocuklarda, gençlerde farkındalık yaratmamız gerekmiyor mu?
İki ayrı devlet de olsa bu adada Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar birlikte yaşamak zorunda… Bu gerçek ortada iken Kıbrıslı Türk ve Rum gençlerin, çocukların birlikte bir şeyler paylaşılmasından niye rahatsızlık duyuluyor?
Zaten bu iki toplum 2003 yılından beri direkt temas halinde. Türkler Güney Kıbrıs’a, Rumlar da Kuzey Kıbrıs’a her gün geçmektedir. Gerek ziyaret gerekse alışveriş için… Enflasyonun tavan yaptığı bugünlerde Kıbrıslı Rumların, Kuzey’de yaptığı alışverişin ekonomiye önemli katkı yaptığını görmek için ekonomist olmaya gerek yok.
Kıbrıslı Türk ve Rum çocukların ve gençlerin temas etmesinden, diyalog kurmasından niye bu kadar rahatsız olunuyor, gerçekten aklım almıyor.
Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, “problemin, iki toplumlu teknik komitelerinin çalışmasıyla ilgili olduğunu” söyledi. Biz bu açıklamadan sonra sorunun siyasi değil de teknik olduğunu mu düşünmemiz lazım… Ne tarafından bakarsak bakalım bu etkinliğin engellenmesine çok mantıklı bir gerekçe bulamıyorum.
Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilcisi Ergün Olgun projeyi yürütenlerden biri olan Association for Historical Dialogue & Research (AHDR) isimli kuruluşun Kıbrıs Cumhuriyeti’nden finans desteği aldığını söylüyor. İyi güzel de iki devletliliği savunuyorsanız, ve bu projenin yararına inanıyorsanız, siz de AHDR’ye finans desteği sağlayın, devletler arası eşitlik olsun.
Benim anladığım cumhurbaşkanlığı iki toplumun gençlerinin, çocuklarının temas kurmasından rahatsız… Bunu engellemek için de bahaneler arıyor.
Bütün dünyada uyuşmazlıkların çözümü diyalog yolu ile çözülüyor. Bu tür aktiviteler çatışma yaşamış toplumlar arasında yapılıyor. Bu adada ister iki devletli, ister federasyon çatısı altında bir çözümde, isterse de mevcut statükonun devamı halinde de bu adayı Kıbrıslı Türkler ile Rumlar paylaşmamız gerekecek. Bunu bir idrak edersek sorunlarımızı daha kolay çözeceğiz.
