İLK AŞKIM… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

İLK AŞKIM…

basaran duzgun banner

“İlk aşkınız kimdi?” şeklinde bir anket sorusuyla karşılaşmadım hiç.

Anketlerde pek sorulmaz ama insan kendi kendine kesinlikle sorar bu soruyu.


Yanıtını bulmak için değil, ilk aşkı hatırlamanın mutluluğunu yeniden yaşamak için.

Muhtemelen tek sayılı yaşlardan kalmadır ilk aşk.

Bu nedenle saflığı ve temizliği temsil eder.

“İlk aşkınız kimdi?” sorusuna verilen yanıt mutlaka hata içerir diye düşünürüm.

İlkinden veya ikincisinden değil.

“İlk aşkınız anneniz miydi?” şeklinde bir soru sorulmadığı için.

Bu topraklarda doğan her erkeğin ilk aşkının annesi olduğuna inanmışımdır hep.

Freud bunu Oidipus kompleksinde uzun uzun anlatır.

Freud’a göre “karşı cinsinden ebeveyni sahiplenme ve kendi cinsiden ebeveyni reddetme duygularının toplamıdır” Oidipus kompleksi.

Yunanca’da “şişik ayaklı” anlamına gelir.

Babasının işlediği ağır bir suçun bedelini öder Oidipus. Annesine bağımlılığı bu yüzdendir.

Çok tanrılı dinlerin keyif veren öykü tadındaki anlatımlarında Oidipus halkını bir canavardan kurtarır.

Canavar yol kesip bilmece sorarmış.

Bilemeyeni de parçalayıp yermiş.

Bilmecenin cevabını kimse bulamamış.

Oidipus imdadına yetişmiş halkının.

Canavar sormuş:

“O hangi yaratıktır ki bir süre iki ayak üzerinde, bir süre üç, bir süre de dört ayakla yürür ve de, doğa yasalarına aykırı olarak, ayakları en çok olduğu zaman güçsüzdür?”

Oidipus şöyle bir düşünmüş ve hemen cevabını vermiş:

“İnsandır”

“İlk çocukluğunda insan dört ayağı üzerindedir, emekler, daha sonra da iki ayağı üzerinde yürür, nihayet yaşlanınca da bir sopaya dayanır.”

Bunun üzerine canavar intihar etmiş.

Bizde babaların bir günahı olmayabilir ama annelerdir ilk ve gerçek sevgililer.

Ve bize dayatılan farklı kültürlere rağmen evlerimizin ve yaşamlarımızı şekillendiren onlardır.

***

Facebook’ta gördüğüm bir fotoğraf takıldı aklıma.

3 gündür yorumlamaya çalışıyorum.

1940’lı veya 1950’li yıllar.

Şimdi sokaklarda yeni yeni görmeye başladığımız poz.

Poz değil aslında gerçeği yansıtıyor.

3 kadın bisikletleriyle mutlu bir şekilde fotoğraf makinesinin objektifine gülümsüyorlar.

Gülüşleri sadece objektife değil aynı zamanda yaşamadır da.

Yaşamın ta kendisine.

Onlara bilmece soran yoktu.

Tarif eden de.

Hani “şu canavarı alt etsek de halkımıza büyük bir mutluluk yaşatsak” türden değil.

Yaşamın her alanındaydı canavar.

Yaşamın her alanındaki güçlükleri yenmek için görülmez bir inanç ve tarif edilmez bir güçleri vardı bisikletli kadınların.

Bir soruya verecekleri doğru yanıtla hemencecik kazanamıyorlardı.

Binlerce sorunu aşmak zorundaydılar.

İşte size bir sor da benden?

Bisiklete binip sokaklarda gezen sevgiliniz oldu mu hiç?”

Benim olmadı.

Ama onlar, öylesi bir sevgiyle taşıdılar Kıbrıs Türkünü bu günlere.

Zorlukları, tabuları, önyargıları yıka yıka.

İlk aşkımız olmaları boşuna değil…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar