İkinci Geri Adım... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

İkinci Geri Adım…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Medya, sivil toplum örgütleri neredeyse tamamı karşı çıktı….

Bir kaç örgüt, kendi çıkarlarının hesabını yaparak desteklediler…


Tüccar fırsat bildi, üçü 18 yaptı…

Ama vatandaş hükümetin elini bir kez daha cebinde hissetti, gerildi, geriledi…

Sonuçta sözde TÜK’ü kurtarma fonu, bizzat hükümet eliyle kaldırıldı…

Ne yalan söyleyelim, “Bu kararınızı geri alın” demedik.

Böyle bir şeyi yapacaklarına ihtimal vermemiştik. 

Yapsa yapsa yine yargı yapacak, ara emri alınacak, yürütme durdurulacak diye düşünmüştük.

Çünkü kamu yararı yoktu yaptıkları işte. Bu yasaya aykırıydı.

Listede temel gıda maddelerinin girdisi, hammaddeler de vardı. Bu da ekmekten süte herşeye zam demekti.

Kendilerini destekleyen örgütler bile buna karşı çıktılar, önce bir haftanın içinde  çarkettiler, listeyi değiştirdiler, hammaddeleri listeden çıkarttılar.

Hukukçuları, onlarca kadrolu, sözleşmeli ekonomi uzmanları, tarım uzmanları neredeydi, bürokratları neredeydi, çiftçinin dostu Tarım Bakanı ne düşündüydü belli değil.

Yaptıkları işin ne kadar hesapsız kitapsız olduğu bundan belliydi.

Üretimi de, piyasayı da mahvedeceklerdi.

Eğer yasa gücünde kararname dayatmasına gitmeyip de Meclis’in açılmasını bekleselerdi, muhalefet zaten yaptıkları yanlışı kendilerine anlatacaktı. Bu rezillikler de yaşanmayacaktı.

Sonuçta muhalefetin elinde tek bir kuvvet vardı, yargıya gitmek. O da onu yaptı.

Ancak ondan sonra baktılar, öğrendiler, yaptıklarının yanlış olduğunu gördüler ve hepten kaldırdılar.

Bir ayın içinde ikinci geri adım…

Şimdi ne olacak…

TÜK, kurtarılmayacak mı? Hani geçtiğimiz günlerde allayıp pullayıp ‘mutlaka kurtarılmalı, şöyle faydalı, böyle gerekli’ dedikleri, 22 milyon lira kötü yönetim zararı olan  TÜK’ten vaz mı geçtiler?

Hani küçülecek, yeniden yapılandırılacaktı, hani KTHY gibi batmasına izin verilmeyecekti?

Nazım Çavuşoğlu “Kurumun batışını seyrederek suçluyu işaret etmek veya battıktan sonra Meclis araştırma komitelerinde suçluyu aramak, bizim tercihimiz olmadı, olmayacaktır” falan da demişti.

Başbakan Özgürgün, hem “halkta müthiş bir öfke var” demiş, hem de illa ki fonu savunmuştu, vazgeçmeyeceklerdi…

Ne oldu? Yoksa TÜK’ün ihtiyacı konusuyla makam arabaları konusu birbiriyle özdeşleştirildi diye mi rahatsız oldular?

Makam arabalarından vazgeçemeyince TÜK’ü mü feda ettiler?

Açıklamadılar, öğrenemedik…

Yoksa TÜK’ün yararsız olduğu kararına mı vardılar? Hani mantık arkadan geliyor ya, olmayacak iş değil…

Sonra; hepsinden önemlisi, yüzde 3 fonu fırsat bilip, deposundaki mala yüzde 18’e kadar zam yapanlar o zamları geri alacaklar mı? Böyle bir şey mümkün mü?

Vatandaşın bu arada yediği ekstra kazık ne olacak?

Ne için, nasıl, neye dayanarak alındığı belli olmayan, akla mantığa, ekonomiye uymayan bir karar yine bizzat hükümetin kendisi tarafından ortadan kaldırıldı.

Ama arkasında bıraktığı yıkımla…

Yıllar yılı gelen giden iktidarlar, kendilerinden önceki için “yıkım hükümeti” derlerdi de slogan olmuş, hiç bir anlamı kalmamıştı.

İnandırıcı değildi.

Ama bugün “yıkım hükümeti” tanımı somut bir gerçekliktir.

Başka türlüsünü düşünemiyorum…

 

YERİN KULAĞI VAR

KIYMETLİSİ:

CTP-DP hükümeti döneminde, Serdar Denktaş’ın hapisten Devlet Tiyatroları Müdürlüğüne atadığı ve daha sonra hükümet değişikliği ile görevden alınan Halil İbrahim Doğan’ın şimdi de Mersin’e Eğitim Ateşesi atanmasi için yazışmalar yapılıyormuş. Mersin’de bir eğitim ataşesine ne gerek vardır diye sorduk, ama meğer bunlar da partizanlık makamları olmuş. Mesela İstanbul’da tam 3 tane eğitim ataşesi varmış. Ne bolluk yarabbi, şükürler olsun devletimize…

 

HANİ MAAŞLARLA ÖVÜNÜYORDUNUZ:

Hükümetin her saldırıda yaptığı savunma, maaşların sorunsuz ödenmesiydi. Ne oldu da borçlandılar? Daha öncekilerin de yaptığı bu değil miydi zaten? Ne çabuk geldik bu noktaya? Daha siz durun, Türkiye ile imzaladıkları ekonomik programdaki reformlar bir türlü hayata geçirilemedi. Takvim şaştı, hovardalıklar aldı başını gitti. Programda “kapatılsın” denilen TÜK’ü kurtarmakla, altlarına yeni makam arabaları çekmekle uğraştılar bunca zaman… Biraz daha bekleyin, bakın neler olacak.

BAŞBAKAN’DAN “HAYIR” KAMPANYASI:

Başbakan “hayır” kampanyasını hayırlısıyla başlattı ve “Referandumdan ‘hayır çıkacak’ dedi… Ortada fol yok, yumurta yok. Eskiden en azından ‘Rum’un eline koz vermeyelim’ diye, diplomatik söylemler yapılırdı. Şimdi Özgürgün bayağı bir cesur. Anlaşma metni ortaya çıkmadan çökertme politikası izliyor. Ona bu cesareti vereni merak ediyorum ben…

GÜNDEM KIBRIS:

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bugün, Meclis’te  siyasi partilere görüşme süreciyle ilgili bilgi verecek. New York zirvesi ve geline son durumla ilgili Akıncı’nın kapalı oturumda vereceği bilgiler aslında üç aşağı, beş yukarı tahmin ediliyor. Partilerin duruşu da belli. CTP ve TKP sürece destek verirken, iktidar kanadı, sonuç ne çıkarsa çıksın, hayırcı olacağını ilan etti zaten…

SİT ALANI OLDUĞU KESİNLEŞTİ:

Bakanlar Kurulu kararıyle Suat Günsel’e kiralanan 20 dönüm arazinin Sit alanı olduğu belgelerle ispatlandı. Bakan Dürüst bu konudaki araştırmalarını bitirdi mi bilemeyiz ama, dünkü Havadis gazetesini okursa ilgili belgeyi görecek. Şimdi oranın Sit alanı olduğu kesinleştiğine göre, aldıkları kararı geri çekecekler mi, yoksa bir yolunu bulup ısrar mı edecekler, bekleyip göreceğiz… Korkmayın, nasıl olsa yargı var…

BECERİKSİZLER TAKIMI:

UBP-DP hükümetinin bugüne kadar uygulamaya koymak istediği tüm kararlar ne tuhaftır ki, mahkemeden döndü. Demek ki bir yerde bir yanlış yapıyorlar. Seyrüsefer ve muhaceret affı ile, Girne emirnamesi, son olarak da TÜK’ün kurtarılması için fonlara konan yüzde 3 zam. Sıra ihalesiz olarak alınan makam araçlarında. Bir hükümet bu kadar mı başarısız olur? Ya yasaları bilmiyorlar, ya da tepkilere rağmen bildiklerini okuyorlar…


ZİRVEDEKİLER

Tufan Erhürman: “Bakanlar Kurulu’nun TÜK ile ilgili kararı aleyhine dava açmış ve ara emri istemiştik. Herhalde kararın hukuka aykırı olduğunu onlar da nihayet anlamışlar ki bugün kararlarını geri aldıklarını öğrendik. Peki kendilerinin de nihayet fark ettikleri bu hukuk tanımazlık, ciddiyetsizlik ve beceriksizlik için hiç olmazsa bir özür dileyecekler mi? Yoksa ölü gözünden yaş mı bekliyorum?!!”.

 


DİPTEKİLER

Güvenilmez Bir Hükümet: Yargının duvarına toslayan diğer icraatlarını boş verin. Tek bir örnek yeter; TÜK konusu… Ne yaptılarsa, geri çektiler. Ne dedilerse, tersini yaptılar. Şimdi söyleyin bana, artık herhangi bir konuda ağızlarından çıkan herhangi bir şeye güvenebilir misiniz? Eğitim, sağlık, ekonomi ve Kıbrıs konusu… Kafalarına göre bir gizli ajandaları var, onu takip ediyolar ama kendilerinden başka hiç kimse doğruluğuna inanmıyor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar