İki cambaz bir ipte oynar mı oynar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

İki cambaz bir ipte oynar mı oynar

Bekir AzgınBekir Azgın

 

Niyazi Kızılyürek “Bir Hınç ve Şiddet Tarihi: Kıbrıs’ta Statü Kavgası ve Etnik Çatışma” adlı kitabında önemli iki belge yayımlamıştır. Bunlardan biri 12 Ağustos 1963 tarihlidir ve Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Raif Denktaş tarafından kaleme alınmıştır (ss. 631-637). Diğeri de Yunanistan Genel Kurmay Başlanı İoannis (bizim Yuannis veya Yanni dediğimiz isim) Pipilis’in Savunma Bakanlığı’na gönderdiği rapordur ki bu da 6 Aralık 1963 tarihini taşıyor (ss. 628-630).


Bu iki belgeyi dikkatlice okuyan biri 1960’lar ve 70’lerde olabilecekleri kestirmesi imkânsız değil. Her iki belgedeki öngörüler üç aşağı beş yukarı gerçekleşmiştir. Her ikisi de Makariyos’un neler yapmak amacında olduğunu doğru saptamışlardı.

Pipilis’in Türk ordusu ile ilgili değerlendirmelerinin gerçekçi olduğu kısa sürede ortaya çıkmıştı. Pipilis şöyle yazıyor: “ Günümüzde Türkiye’nin askeri gücü, bütün etkileyici kuvvet gösterilerine rağmen düşüş göstermektedir ve Kıbrıs’a kısa süreli bir operasyonla müdahale etme olanağı sınırlıdır” (s. 628). Gerçekten de raporun yazılışından altı ay sonra Türkiye kıbrıs’a çıkarma yapmak istediği zaman çıkarma gemileri olmadığı ortaya çıktı ve Kıbrıs’taki bazı bölgeleri uçaklarla bombalamakla yetinmek zorunda kaldı.

Pipilis’in AKEL konusundaki değerlendirmeleri de çok gerçekçi: “Komünist faktörün Kıbrıs’taki Helen amaçlarını destekleyeceği, en azından self determinasyon aşamasına gelene kadar geçilecek aşamaları destekleyeceği tahmin ediliyor” (s. 628). Pipilis, AKEL’in oylamada Enosis’i destekleyeceğinden emin değil ama o aşamaya kadar Helen çıkarlarını savunacağını öngörüyor. AKEL Pipilis’in beklentilerini aşarak sonuna kadar Enosis’i savunmuş ve Enosis için Meclis’te yapılan oylamanın oybirliği ile geçmesini sağlamıştı.

Pipilis, Makariyos’un uygulamak niyetinde olduğu planın güzel bir özetini de sunuyor okura: “Kıbrıs’ın siyasi sorununu çözmek için Makarios tarafından onaylanan eylem biçimleri genel hatlarıyla şöyledir:

Birinci Aşama: Anayasanın olumsuz maddelerini değiştirmek.

İkinci Aşama: Garanti Antlaşmasını ortadan kaldırmak.

Üçüncü Aşama: Self determinasyon hakkını kullanmak.

Dördüncü Aşama: Yunan hükümetine baş vurarak, Kıbrıs’ı Yunanistan sınırları

içine almayı kabul edip etmediğini sormak” (s. 629). Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz; Yunanistan “helbet” “Yok, kalsın, istemiyorum” demiyecekti.

 

Makariyos kendi planlarını yapıp uygulamaya koyarken Denktaş gonnara toplamıyordu; o da kendi planlarını yapıyordu:

“Acele bir plan ve proğrama ihtiyacımız vardır. Bu plan ve proğram bizi Makarios’un attığı her adıma karşı bir adım ileriye götürmeli;

Makarios, Türklerin hakkına her el attığında Türkler Makarios’un ‘idaresinden’ bir nebzecik daha kurtularak, biraz daha muhtar (özerk), daha müstakil (bağımsız) bir duruma gelmelidir.

Yani, Makarios’un Milli Rum hükümetini kurmak yolunda attığı her adımından istifade ederek biz de kendi Milli hükümetimizi kurmak adımını atmalıyız.

Neticede – bu evolüsyonda (evrimde) kan dökülmezse, sivil harp çıkmazsa, federal Rum-Türk hükümeti kurulmuş olur; kanlı bir mücadele neticesinde, bu meydana gelirse, ada doğrudan doğruya taksim olur. 

Bu fikir ne kadar afaki (dayanaksız, gerçekten uzak) görünse de pratiktir. Makarios’un tedbirlerine karşı alınacak mukabil tedbirlerle Kıbrıs Türk Cemaatı – ileride müzakere ve pazarlık konumunda kullanmak üzere – eline yeni yeni kozlar geçirmelidir. Müzakere masasında da bu kozları kullanarak şimdikinden çok daha iyi bir duruma girebiliriz.” (s. 636)

 

“Makarios’un planı anlaşmaları bozmaktır; Garanti anlaşmasını hükümsüz ilan etmektir; Kıbrıs’ı evvelâ bir Yunan (Rum) adası ilan etmek, sonra da Yunanistan’a ilhakı (katmayı, bağlamayı) sağlamaktır. Bu plan Girit planıdır, Planın tatbikatı da Girit’tekinin daha tekâmül ettirilmişidir (geliştirilmişidir). Taktikler, manevralar hep aynıdır. Bu tutum karşısında anlaşmaların ve Anayasanın birçok maddeleri tatbik edilmemektedir.” (s. 632)

“Türk memurlar tardedilebilir.Bunlara Cemaat Meclisi bünyesinden vazife vermek icap edecektir. Zamanla polisi ile ordusu ile ayrı bir Kıbrıs Kıbrıs Türk Hükümeti haline gelebiliriz; sebebi ve prensibi basittir:

Sebebi: Makarios’un Anayasayı tatbik etmeyişi

Prensibi: Anayasayı çiğnemek niyeti ile hareket eden bir devlete itaat mecburiyetimiz[in] olmayışı.

Bu hakların temini için girişilecek pasif mukavemet mücadelesi bir iç savaşa yol açabilir.

Yarın Makarios ‘Ben milli hükümetimi kurdum – anlaşmaları tanımıyorum’ dediği anda ne yapacaksak ona hazırlıklı olmalıyız.” (s. 637)

 

“Makarios’un icra organları 3 sene devamlı bir şekilde Türk maneviyatını bozmak, Türkleri parçalamak, yıpratmak için elden geleni yaptılar ve yapmaktadırlar. Makarios’un yaptıkları ve yaptırdıkları bugüne kadar hep yanına kalmıştır. Onun

  • Anlaşmaları bozmak
  • Türkleri azınlık durumuna düşürmek ve böylelikle
  • ENOSİS yolunu açmak için girişmiş olduğu planlı, programlı tutum karşısında biz Türkler bugüne kadar ‘Anlaşmalarla temin edilen haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz’ demekten öteye gitmedik; pasif kaldık.”(ss. 631-32)

 

“Pasif kaldık” diyerek Denktaş yoksa Dr. Küçük’e taş mı atıyor? Hiç şaşırmam.

Devam edilecek.

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar