İngiltere’de yayımlanan The Times gazetesinin diploması editörü Roger Boyes, bugünkü yazısında “İdlib savaşı Rus ve Suriyeli liderlerin nasıl Batı’yı cebinden çıkardığını gösterecek” dedi.
Boyes “Putin Suriye’de zayıflığımızdan faydalandı” başlıklı yazısında gelecekte İdlib’in 1683 Viyana Kuşatması veya 1942-43 Stalingrad Muharebesi gibi, savaşın gidişini ve uluslararası ilişkileri değiştiren bir “kan gölü” olarak anılacağını söyledi.
İdlib’de savaşın bu ay sonunda New York’ta düzenlenecek olan BM Genel Kurulu’nun ardından başlayacağının tahmin edildiğini belirten Boyes, o noktadan sonrasının önceki çatışmalardan bilindiği şekilde ilerleyeceğini, Rusların savaş uçaklarıyla, Suriye’ninse havanlarla İdlib’i bombalayacağını, pazar yerlerine varil bombaları atılacağını yazdı.
‘Kürtler Türkiye tarafından finanse edilen cihatçılara karşı savaşacak’
Boyes yazsına şöyle devam etti:
“Suriyeli Kürtler de huzursuz bir şekilde rejimin askeriyle yan yana, Türkiye tarafından finanse edilen isyancılar ve cihatçılara karşı savaşacak.
“Halep, Doğu Guta ve Humus’ta bunu daha önce gördük. Oradan çıkan muhalifler genelde İdlib’e gönderiliyordu. Ama şimdi sıra İdlib’de. Orada 2011’deki nüfusunun iki katı kadar insan var. 3 milyon kişiden 20-30 bini silahlı savaşçı.
“Bir katliam olacağını şimdiden biliyoruz. ABD Musul’da IŞİD’i bombaladığında, akıllı bombalara rağmen bin sivil ölmüştü. Bu sefer Rusya’nın aptal bombaları olacak.
“Suriye analisti Marwan Kbalan, İdlib’deki nüfus yoğunluğunu ‘Bir kurşun sıksanız muhtemelen iki kişi ölür’ diye anlatıyor.
“İdlib’in sınır bölgelerindeki hastaneler şimdiden bombalandı bile.
“Beklenen muharebe, tüm dış güçlerin savaşın bittiğini ve Esad’ın kazandığını ilan edip Orta Doğu’nun bu köşesinde tekrardan sükunet sağlama isteğiyle ilişkili. Pek çok kişiye göre bu, Putin için büyük bir zafer olacak. Aynı zamanda Suriye’de kurulacağı umulan geçiş hükümeti için potansiyel partnerler olarak yetiştirilen kişilere de ihanet anlamına gelecek.
“Beklenen vahşeti durdurmak için bir şey yapacak mıyız? Hayır. Batı zararın neresinden dönersen kârdır diye düşünüyor. ABD, İngiltere ve diğer AB ülkelerinin ılımlı muhaliflere verdiği kaynakları kesmesi ancak etik yorgunluğu olarak tanımlanabilir.
“ABD Obama döneminde Suriye’de artık hayati bir ulusal çıkarı kalmadığı ve Rusya’nın lrili işini görebileceği kararını vermişti. Putin’in Esad’ın kimyasal silah kullanmamasını sağlaması durumunda Trump da müdahil olmayacak.
“ABD Rakka’da IŞİD’i yenerken Rusya ile işbirliği yaptığı gibi İdlib’de de Rusya’nın El Kaide ile ilişkili grupları yok etmesini görmeye hazır.
