Hafta sonları neşeli, geçmişin toplum yaşantısından toparlanmış olayları yazmak isterim. Mesela “Arap Cemil’in Ermeni karısı Virjin’e aşkını.. Yada İngiliz sömürgesinin “istibdatına” karşın bu toplumun gazete çıkardığını, tiyatrolar oynadığını, kitaplar yazdığını…
Ve Şartlar ne olursa olsun her devrede “siyaseti sevdiğini, siyaset yaptığını…” Yazmak isterim.. Yazamıyorum!
Koronavirüs’ün de beterince hatırlattığınca kendi vatanımızın esiri olduğumuz için!
Yıllardır bu esaretin cezasını çekip ceremesini ödemeye devam ettiğimiz için!
Bizden hiçbir farkı olmayan Rum komşunun, “beş para etmezliğine” karşın üzerimize serdiği sultası altında var olma savaşımı vermek zorunda kaldığımız için!
Türkiye gibi devasa bir ülkenin yıllardır siyasi hakkımızı çekip alamadığı için..
Hâlâ avucumuz açık yapacağı parasalkatkıları beklediğimiz için..
Dünyadan tecrit edildiğimiz için…
***
NE diyordum? İnsan taş olsa çatlar! Kıbrıs Türk halkı çatlamanın ötesinde “kendi vatanının esiri durumuna düştü!”
Bekliyoruz ki “Anastasiadis” anlayış göstersin, Rum kilisesi onaylasın, EOKA’nın devamı olan ELAM’ın gönlü olsun, Yunanistan’nın çıkarlarına uygun düşsün!..
…İşte bu ahval ve şerait içinde bile Sn. Başbakan fıkra gibi açıklama yapıyor: “KKTC’i Singapur yapacağız” diyor!
Fuat Oktay da Maraş’ı hemen açarak KKTC’i arşı alaya yükseltmeyi tasarlıyor!
***
SÖYLEMEME hiç gerek yoktur ama ben “vatanımı” dolayısıyla KKTC’i dünyalara değişmeyecek kadar severim.
Bu nedenle bana Singapur yada Honk Kong olmamız da yetmez! Ki vakti zamanında Rahmetlik Özal da Mağusa’da Sebest Limanı kurarak bizi “Abu Dabi, Dubai” yapacağını zannettiydi..
Olacaksak diyorum önce çözümü sağlayıp siyasi yönden tanınmış devlet olalım..
Olalım ki evvel emirde ormanlarımızın cayır cayır yanmalarının önüne geçecek tedbirleri alabilelim..
Memleketi pislikten, sivrisineklerden temizleyelim..
İnsanların plajlara bedava girecekleri gibilerinden yurttaşlık haklarını tanıyalım..
Her yıl bir hükümet değiştirerek ikide birde seçime gitmeyeceğimiz sistemleri yaratalım!
Hâlâ ve var hızıyla devam eden “kayıtsız işçi ve çalışma hayatına” son verecek otoriteyi oluşturabilelim!
Yönetim kademelerinde Popülizmi değil, Anayasaya uygun demokratik düzenleri muygulayalım…
***
DA varsın şimdilik Maraş, Singapur beklesin! Bir gün “öylesi” büyük ve dünyasal ekonomilerin de sahipleri oluruz ama önce kendi vatanımızda şu siyasi esaretin kelepçelerini kıralım..
***
“YOKSA” diyorsunuz? Var mı dünyada “hayal” gibisi! Kurması da düşünmesi de bedava! Maraş’ı da açarız, Singapur da oluruz..
Sn. Tatar Hükümeti, siz önce şu Türkiye’nin 2 buçuk milyarla dayattığı İktisadi ve Mali Ekonomik protokol var ya..
Onu uygula, yeter de artar bile. Ki uygulamazsan zırnık para göremezsin artık!
Ha zordur değil mi?. Kırk satır mı kırk katır mı misali! Fakat ayakların yere değmesi, hayallerden gerçeklere dönülmesi için o protokolün düşünülmesinde yarar vardır..
Yine de hatırda bulunayım ve deyim ki “önce siz şu Mağusa limanını liman yapın, Maraş’ı utancımız olmaktan kurtaracak tedbirler alın, ormanlarımızın sürekli yanmasını önleyin, kentleri derbederlikten trafik keşmekeşlerinden kurtarın, KKTC yurttaşlarını çarşı pazarda yedikleri kazıklardan azade kılın…
Bu halka yeter de artar bile.. Zaten bunlar başarılsa cennettin kapıları kendiliğinden açılır.. Yaaa!
