Hoşça kal hocam… Glavya bir değerini daha yitirdi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Aralık 4, 2023
Köşe Yazarları

Hoşça kal hocam… Glavya bir değerini daha yitirdi

“Neredesin be güçük Ekmekçi… Anan napar, Ekmekçi Rayıf napar?
Ne var ne yok köyde?
O mızır ağabeylerin tamamdır?”

Hiç değişmeyen “merhabalaşmamız” böyle başlardı.
Mutlaka, ailem ve köyle ilgili bir muhabbet vardı…
İki abim de, Lefkoşa’da yatılı okudu, Haydarpaşa Ticaret Lisesi’ni bitirdi…
Babam, önce Allah’a, sonra da Mehmet Akyerli’ye emanet etti evlatlarını…
Kahveci Rıfat dayının oğlui nam-ı diğer Mehmet Rıfat’a…
O kadar güvenirdi…
Neredeyse, “zorla okulda” tuttu kardeşlerimi…
Babama da hep, “Merak etme Ekmekçi, bana emanet” derdi.
Belki şimdi, çok önemi yok bunun ama…

O dönem, yani  30 yıl önce…
Bir baba için, öğretmen “evlat emanet edecek” tek kaleydi…
Babamın da “eti senin kemiği benim” dediği adam, Mehmet hocamızdı.
Katıksız bir Klavyalıydı… “Glavyalıyık be biz” derdi…
Zaman zaman buluşurduk…
Lefkoşa’daki Alaniçililer…
Köydeki mücahitlik yıllarına ait öyle anıları vardı ki…
Verirdik eline mikrofonu, “Hade hocam anlat” derdik…
Hem güler hem anlatırdı…
Üstelik biz, bir önceki buluşmada dinlediğimiz hikayeleri, bir sonraki buluşmada yeniden anlatmasını isterdik…
Bıkmadan anlatırdı.
Güneyde kalan Klavya köyünde doğdu…
Köyden ayrılmış, Lefkoşa’ya yerleşmişti…
Köyüne hep bağlı kaldı.
Ne düğün atladı, ne cenaze…
Hep, köylüsü ile iç içeydi…
Nitekim, yıllarca büyük azap çekmesine neden olan trafik kazasını da, çok sevdiği bir köylümüzün cenaze töreninden Lefkoşa’ya dönerken yaşadı…
Bir kamyonu geçerken, konteyner, aracının üzerine düştü…
Büyük acılar yaşadı…
Onla birlikte bütün köyümüz büyük acılar yaşadı.
Hoca, büyük adamdı…
Güzel adamdı…
Kimin bir derdi olsa, oradaydı…
Eli açık, gözü gönlü toktu…
Herkes, bir şey istediğinde, ona koşardı.
Bir köy için, bir köy çocuğu için, fakir, kahveci bir babanın oğlu için, başardıkları önemli şeylerdi.
O yoklukta, Türkiye’de okuyup, geldi.
Öğretmen oldu…
Okul müdürü oldu, hem de efsane…
Başbakanlıkta görev aldı…
Siyasete yön verdi…

Köylülerin açamayacağı kapıları açtı…
Herkesin yardımına koştu…
Büyük saygı kazandı…
Çok da saygı gösterdi… Büyük, küçük demeden…
Bu saygıyı da son anına kadar gördü.
Şimdi sadece Lefkoşa’da değil…
Yurdun dört bir yanında matem var…
Bir güzel adamdı hepimiz için…
Babamın, evlatlarını emanet ettiği adamdı, ömür boyu biz de kardeşler olarak hep elini öptük…
İyi ki öptük, eli öpülecek adamdı… Dedim ya, adamdı…
O merak ettiği, her zaman hatırını sorduğu, Ekmekçi Raif ile de, beraber şimdi…
Hoşça kal hocam… Seni çok özleyeceğiz…
Çok özlediğimiz babama da selam söyle…

 


***

HTKS’ye cevap hakkı

Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası Başkanı Cem Kapısız, “Bizden adam olmaz” başlıklı yazıma, uzun bir cevap yolladı. Tamamını, imla hatalarını da düzelterek yayınlayacağım.
Ben, hızla çoğalan sendikaların “örgütlülüğe” değil, toplumsal mücadeleden, “zümresel çıkar mücadelesine” doğru yöneldiğimize gösterge olduğu saptamasında bulundum.
Çünkü, herkes, “daha fazla maaş, ödenek, sosyal hak” için, kamu hizmetlerini durdurmakla tehdit ediyor toplumu…
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası da son dönemde, “daha fazla maaş”, “daha fazla hak” arayışı içinde olan sendikalar arasında…
Nedense, kamunun bütününü kapsayan yazımı, “üstüne alan” da bu sendika yönetimi oldu.
Olsun.

Konu tartışmaya değer…
Bana ulaşan, başkan imzalı mektubu, aynen sizle paylaşıyorum:
“Sevgili Hüseyin Ekmekçi,
21.02.2015 Tarihinde yazmış olduğunuz ‘Bizden adam olmaz’ başlıklı haberinize ithafen; Öncelikle bir gazetecinin bir sivil toplum örgütü ya da bir kurum veya kuruluşla ilgili haber yapmadan ya da yazı yazmadan önce ilgili kişileri arayıp ‘Böyle bir şey var mı? Doğru mu? Ya da Yanlış mı ?’ diye sorduğunu sanırdık ancak, gazetecilik bizim ülkemizde böyle değilmiş biz yanılmışız.
Özür dileriz.
Yazınızdan da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi halen hazmedilemeyen, Hava Trafik Kontrolörleri’nin KTAMS’tan ayrılması ve ayrı bir sendika kurması konusu şu şekilde gelişmiştir:
Tüm Avrupa Hava Sahası tek bir yönetim altında toplanmış ve tüm Avrupa Hava Trafik Kontrol Hizmetlerinin standartlaştırılması için Eurocontrol tarafından, hava sahasından geçen uçak sayısına bağlı olarak havayolu şirketlerinden mil başına ücret kesilerek sivil havacılık hizmetlerine ve hava trafik kontrolörlerine havacılık tazminatı adı altında ödenmesini öngören bir sisteme yıllar önce geçilmiştir.
Yani bu tazminatların devlet bütçesine bir yükü yoktur, şirketlerden karşılanmaktadır. Eurocontrol da buna aracılık yapmaktadır.
İnternetten rahatlıkla bulabileceğiniz gibi Türkiye’de de yakın zamanda kontrolörler bizimkine benzer eylemlerle bu haklarına kavuşmuştur. Bizlerde o dönemde Kıbrıslı Türk Kontrolörler Derneği olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde bu haklara sahip olabilmek için benzer bir uygulamanın bizlerde de olabileceği dönemin yetkililerine iletmiştik ve dönemin Sivil Havacılık Müdürü de bir çalışma yaparak bakanlığa sunmuştu.
Çalışma kabul görmesine ve yasallaşıp 25 Euro yaklaşma ücreti adı altında, her hizmet verdiğimiz uçaktan alınıp devlete aktarılmaya başlanmasına rağmen kontrolörlere tazminat olarak ödenmemiştir.
Toplumsal konularda birçok grevde hükümetler, siyasi partiler ve onların adamları tarafından birçok defa üstü kapalı tehditler almamıza rağmen en önde KTAMS bayrakları elimizde yürüdük (fotoğraflarımız vardır).
KTAMS adı altında Sivil Havacılık’ta en önde greve çıkan her zaman Hava Trafik Kontrolörleri olmuştur. Ancak gün gelip Hava Trafik Kontrolörleri’nin hakları konusu gündeme geldiğinde maalesef sendika bu hakları gündeme taşımamak için bin bir dereden su getirmiştir.
Birçok uyarımıza rağmen KTAMS bizleri sadece grev dönemi hatırlamıştır. Düşünün bir kere; bir sendika, başkanı ile birlikte örgütlü olduğu bir işyerinde 42 çalışanın 38’i o sendikadan ayrılıp başka bir sendikaya yöneliyorsa o sendikanın yönetiminin oturup bir şeylerin yanlış yapıldığını düşünmesi gerekmez miydi?
Ama böyle olmadı.
Önce KTAMS’ı bölmeye çalışan ‘ajanlar’ olduk!
Ondan sonra ‘UBP’nin kiralık adamları’!
Ardından ‘Sinek gibi ezilebilecek böcekler!’ olduk ansızın.

Size zümresel çıkar grubu olduğumuzu söyleyen şahıslar, toplumsal mücadeleden kopmamak için TÜRK-SEN’e üye olduğumuzu ve TÜK- SEN’in katıldığı tüm genel grevlere bizim de katıldığımızı söyledi mi?
Ya da üye olma aşamasında TÜRK-SEN’deki sendikalara, kontrolörleri TÜRK-SEN’e almamaları için rest çektiklerini de söylediler mi?
Yaptığımız her resmi görüşmenin ardından hükümete koşarak ‘Eğer kontrolörlere evet derseniz biz de eylem yapacağız!’ diye yolumuza taş koyanları?
HTKS ile hükümet arasında imza aşamasına gelen protokolün imzalanmaması için iktidar partisi ile yakın siyasi ilişkilerini ve sendikal gücünü kullananlarla ayni kişiler olduklarını da söylediler mi?
Yönetim kurulu olarak TEL-SEN’e üye olup, HTKS’nin KTAMS tarafından komiteden atılmaması için çaba sarf etmemiz, kontrolörlere atmış oldukları bunca kazıktan sonra bu kişilere bu kadar koyuyorsa yukarda yazdıklarımızı baştan okusunlar.
Kontrolörlerin yıllardır yüzde 100 ek-mesai çalışmadığını, yüzde100 ek-mesai çalışılan yıllarda Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası diye bir sendika olmadığını da söylüyor mu bu iddiaları kulağınıza fısıldayan kişi?
Personel alımı yapılması için grev yapıp protokol imzaladığımızı da söylüyor mu kaynağınız? Yoksa söylüyor da siz mi yazmıyorsunuz?

Merak ediyoruz…
Bir şeyi daha hatırlatmak isteriz; Kıbrıs’ın kuzeyinde uçakla yolculuk eden her insanın canı, yıllardır bizim mesleğimizle gurur duyarak verdiğimiz hizmetin güvencesi altındadır, yedi gün yirmi dört saat.
HTKS Yönetim Kurulu (a) Başkan Cem KAPISIZ.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar