Her Zaman Mutlu Çocuklar! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Poli

Her Zaman Mutlu Çocuklar!

Her Zaman Mutlu Çocuklar!

Mutlu, kendine güveni olan, kendine ve başkalarına karşı empatik olmayı başarabilen bireylerin, mutlu bir çocukluk geçirmiş oldukları söylenebilir. Peki ama çocuklarımızın her zaman mutlu olmalarını sağlamak mümkün mü?

Mümkün mü değil mi bilemem ama gereksiz olduğunu belirtmek isterim. Bazı anne babalar sanki tek görevleri buymuş gibi çocuklarını sürekli mutlu etmeleri gerektiğini, bunun onların sorumluluğu olduğunu düşünüyorlar. Kendinize dürüst olun kim kendini sürekli olarak mutlu hissedebiliyor ki? Gerçek hayatta bu mümkün değil; değil çünkü hayatın bize sunduklarını maalesef kontrol edemiyoruz ve insan olarak mutluluktan başka duygulara da sahibiz. Anne babalar olarak sizin yapmanız gereken ise çocuklarınızı sürekli mutlu etmek yerine, yani tek bir duygu etrafında gerçek olmayan bir hayat sunmaya çalışmak yerine, bu insani duyguları çocuklarınızın yaşamasına izin vermek, bu duyguları tanımasına ve onlarla başa çıkabilme becerilerini geliştirmelerinde onlara rehberlik edip destek olmaya çalışmaktır.


Sürekli olarak çocuklarınızı mutlu etmeye çalışmanız onları  mutsuz ve kızgın gördüğünüzde kendinizi sorumluluğunu yerine getirememiş ve başarısız olmuş gibi hissedip, onların duygularına cevap olarak onlara yeni bir şeyler verme ihtiyacı duyuyorsanız, dursanız iyi olacak! Ben buna “çocuğunu mutlu etme zaafı” diyorum; genelde geç çocuk sahibi olmuş ya da  çok çalışan anne babalarda rastlıyorum bu duruma. Bir de büyükanne ve büyükbabalarda “torunumu üzmeyin zaafı” var o ayrı konu, burada değinmeyeceğim.

Çocuklarınız memnuniyetsizliğini gösterdiğinde hemen teslim olmanız, birçok anne babanın yaptığı gibi kolay ve hızlı çözüme yönelmeniz, “ tamam istediğin gibi olsun!” durumu aslında sizin düşündüğünüz gibi onlara yaptığınız bir iyilik olmuyor. Aksine onların duygularını yaşamasını engellediğiniz gibi, duygularını tanımasını, onları nasıl yatıştıracağını deneyimleme ve öğrenme şanslarını ellerinden aldığınız gibi gerçek dünyada var olabilme haklarını da ellerinden almış oluyorsunuz.

Çocukların sosyal yaşantılarında başarılı olabilmeleri için yönlendirmeleri dinleyip muhakeme edebilme, diğer insanlarla ilişki kurabilme ve bir aktiviteden diğerine geçebilme, yani bir şeylerden vaz geçip diğer alternatifler üzerinde tercih yapabilme becerilerine sahip olmaları gereklidir. Bunları başarmak ise ancak duygularını tanıyan, tanımlayabilen, onları nasıl yönlendirebileceğini bilen duygusal zindelikle kazanmaları ile mümkündür. Bu nedenle çocuklarınızı hayal kırıklığı yaşayacağı, üzüleceği, kızacağı durumlardan uzak tutmak yerine, yani onları sürekli mutlu etmek yerine, duygusal olarak zinde olabilmeleri için eğitmeniz gerekmektedir.

Çocukları bu hislerden korumak onların günlük hayatlarında karşılaşacaklı üzüntü, stres, hayal kırıklığı ve mücadele etmeleri gereken durumlarla başa çıkabilme becerilerinin gelişmesine engel olmak anlamına gelmektedir.

Peki bu becerilerini geliştirmelerinde onlara nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Çocuklarınıza sınır koyarak, olaylar karşısında kendi hislerini fark edip, bu duyguları tanımasına, anlamasına ve bu duyguları nasıl yönlendirebileceklerini göstererek yardımcı olabilirsiniz.

Çocukların duygusal portreleri üç yaşa kadar değişim göstermektedir. Ancak farklı gelişim dönemlerinde dahi hiç değişmeyen bir durum varsa o da çocukların anne babalarının rehberliğine ve koyacakları sınırlara olan ihtiyaçlarıdır.

Evet, çocuklarınıza sınır koymalısınız. İyi ve kötü, doğru ve yanlış durumları birbirinden ayırt edebilmeyi öğrenmeleri, alternatifler üzerinde düşünebilmeleri için bunu yapmak durumundasınız. Eğer çocuklarınıza bu imkanı sunmazsanız, çok yoğun duygularla karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemez, sınırlandıklarında öfkeli ve saldırgan tepkiler gösterebilirler. Burada “başka bir çocuğun oyuncağını elinden almayı istemesi, alıp da geri vermemesi, siz müdahale etmeye çalışırken inatlaşması, oyun parkında salıncakta başka bir çocuğun sallanması ve kendisinin beklemek zorunda kalması ya da sebze yemek değil de ekmek yemek istemesi, yemek yemek değil de oyun oynamak istemesi, ödevini yapmak yerine oyun oynamak, televizyon izlemek istemesi” gibi durumlardan bahsediyorum.

Sınırlar koymanız, çocuklarınızın sizi daha az sevmelerine veya sizin iyi bir anne baba olmadığınızı düşünmelerine neden olmaz!

Bu sadece sizin endişenizdir. Asıl çocuğunuza sınır koymuyorsanız endişe etmelisiniz.  Çünkü çocuklar için çevresindeki yetişkinler (anne, baba, bakıcı, aile üyeleri, vb.) tarafından “sınırların belirlenmesi” psikolojik ve gelişimsel bir ihtiyaçtır. Sizin belirleyeceğiniz sınırlar, onların kendi sınırlarını belirlemesinde, öz kontrollerinin gelişmesinde, kendilerine yetebilen bireyler olabilmelerinde önemli bir role sahiptir. Çocuğunuza sınır koymayarak bu ihtiyaçlarını karşılamamış olursunuz.

çocuklar paylaşım (1)

Sınırlar çocuğa güvende olduğunu hissettir!

Araştırmalar gerekli olan durumlarda empati ile belirlenen sınırların çocukların kendilerini güven ve sevgi dolu bir ortamda hissederek büyümelerine katkı koyduğunu göstermektedir. Empati ile, yani çocuğunuzun ne hissettiğini ne düşündüğünü kısacası ne yaşadığını gerçekten anlamaya çalışarak, belirlediğiniz sınırlar bu durumu çocuklarınız için kabul edilebilir bir hale getirecektir.

Peki nasıl empatik olabilirsiniz?

Bunun için, öncelikle çocuklarınızın yanında yer aldığınızı hissetmelerini sağlamalı, destekleyici bir şekilde onlara yaklaşmalısınız. Sınırları belirlemeden yaşananları bir de onların gözlerinden görmeye çalışırsanız çocuklar onları anlamaya çalıştığınızı hissedecektir. Yaşananları nasıl algıladıklarını anlamaya çalışın ve gerçekten gerekli ise sınır belirleyin. Unutmayın onların önceliği hayal kırıklıkları yaşamak, ya da sizinle inatlaşmak değil yeni şeyler keşfetmek, dünyayı anlamak ve anlamlandırmak, en önemlisi sizinle sevgi temelli bir iletişim kurmaktır.

Kendi yetişkin bakış açınızdan, ne olup bittiğini açıklama ihtiyacı bile duymadan çocuklarınızla inatlaşmanız, onları hayal kırklığına uğratacak ve ilişkinizi zedeleyecektir. Sizi anlamasını sağlamak için zaman ayırmalı, çabalamalısınız. Gördüğüm kadarıyla yetişkinler olarak küçük çocukların zihnimizi okuyabilecekleri yanılgısına kapılabiliyoruz. Onlara düşüncelerinizi anlatmanın gereksiz bir efor olduğunu düşünmemelisiniz. Çocuklarla iletişim kurmaya çalışmaz, onlarla konuşmazsanız onlar da sizinle ve dünyayla iletişim kurmayı öğrenemeyeceklerdir; unutmamalısınız ki çocuklar sizin yansımalarınız olarak bu dünyada var oluyorlar.

Sınırlar çocuğun sorumluluk duygusunu geliştirir!

Sınırlar biz yetişkinlerin hayatını kolaylaştırdığı gibi çocukların da hayatlarını kolaylaştırır.   Anne ve baba olarak çocuğunuza koyduğunuz sınırın nedenini açıkladıktan sonra ona seçim yapabilmesi için farklı alternatifler de sunmalısınız. Böylece çocuklar sınır konulduğunda anne babanın sunduğu alternatifler arasında karar vermek zorunda kalacaktır. Çocuk zamanla sunulan alternatiflerden birini seçmeyi ve seçiminin sonucunu kabul etmeyi öğrenecektir. Bu deneyimler çocukta sorumluluk duygusunu geliştirecektir.

Sınırlar belierlemek cezalandırmakla aynı şey değildir!

Sevgi ve empatik bir şekilde yapacağınız sınırlamalar ve yönlendirmeler çocuğunuzun inatlaşmadan sizi takip etmesini sağlayacaktır. Bir süre sonra ise bunlar onun kişiliğinin bir parçası halini alacak ve siz yanında yokken bile bu güzel becerileri kendi hayatında uygulayabilecektir.

Çocuklar, eğer yetişkinler empatik bir yaklaşımda iseler  onların yönlendirmelerine daha açıktırlar.  Diğer bir değişle onların anlayabileceği bir şekilde yaşananları, neden “istediğini yapamayacağı/sahip olamayacağı vs.” açıklar ve seçim yapması için alternatifler sunarsanız çocuklar amacınızın onları cezalandırmak, bir şeylerden mahrum bırakmak olmadığını, anlaşıldıklarını, baskı altında olmadıklarını ve en önemlisi de sizin onları hala sevdiğinizi anlayacaktır. Böylece her zaman mutlu değil belki ama her zaman sevildiklerini, korunduklarını değerli olduklarını bilen çocuklarınız ve huzurlu bir aile yaşantınız olacaktır.

[newsbox style=”nb3″ title=”POLİ 289″ display=”tag” tag=”289″ number_of_posts=”6″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar