Hekmat: Taliban Rejiminde kadın “bir hiç” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
DünyaManşet

Hekmat: Taliban Rejiminde kadın “bir hiç”

Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (ARSA) Başkanı Dr. Zakira Hekmat , Havadis Web TV’de Damla Dabis’in konuğu oldu. Hekmat, Afganistan’ın dününü, bugününü ve Taliban Rejimi altında kadın olmayı anlattı.

 

 


 

ÖLÜM DAHA ŞEREFLİ

HAVADİS ÖZEL
Taliban’ın 20 yıl sonra yönetimi yeniden ele geçirdiği Afganistan’da halk güvenliğinden endişeli. Kadınlar, “Taliban’ın nikahına girmektense ölürüm, daha şerefli” diyor. Erkekler, militan olmaktansa ölümü tercih ediyor.
Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Zakira Hekmat, Afganistan’da dünden bugüne yaşananları Havadis’te anlattı.
Havadis Web TV’de “Gün Başlarken” programında Damla Dabis’in konuğu olan Dr. Zakira Hekmat, çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“Taliban hiç tamamen yok olmadı”

Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Zakira Hekmat, Afganistan’a 1996 yılında başlayan Taliban Rejiminin, 2001 yılına kadar devam ettiğini, ondan sonra ABD ve diğer uluslararası güçlerin gelmesiyle birlikte Taliban’ın hükümetten çekildiğini ancak hiçbir zaman Afganistan’da tamamen yok olmadığını anlattı.
Dr. Hekmat, “Farklı illerde, ilçelerde, köylerde, başkentten uzak yerlerde Taliban hep vardı. Yerel halk ve azınlık gurupları için hep saldırılar düzenlerdi” dedi.

Taliban

“Afganistan’da 40 yıldır savaş devam ediyor”

Afganistan’da 40 yıldır savaşın devam ettiğini belirten Dr. Hekmat, Afganistan halkının artık savaştan bıktığını ve ülkeye artık gerçek bir barış gelmesini istediklerini söyledi.
Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Zakira Hekmat, şunları kaydetti:
“Biz savaşmak istemiyoruz. Taliban Afganistan’ı zorla elde etmek istiyor. Taliban silahlı ama yerel halkın silahı yok. Bu sebeple Taliban karşısında biraz güçsüz kaldılar. Ordu vardı ama ordu birçok ilde, cephede savaşmak istemedi. Bunun için zaten bir de hükümet içerisinde de yapıları vardı. Çok güçlü destekçileri vardı. Bundan dolayı da Taliban Afganistan’ı birkaç içerisinde elde etmiş oldu.

“‘Şeriatla bir hükümet olsun’ deniliyordu”

2020 yılında ABD, Katar’da, Doha’da Taliban liderleri ile barış görüşmelerine başladı. Bu görüşmeler, hükümete hiç danışmadan yapıldı. Müzakere masasında diğer ülkelerin de görüşmeleri sağlandı. Diğer ülkelerin liderleri de geldi. En son Afganistan hükümetinin liderleri de temsilcileri de bu Doha’daki görüşmelere katıldılar, Taliban ile aynı masaya oturdular, Afganistan’ın geleceği hakkında somut kararlar çıkartmak için konuştular. Hatta Afganistan’daki kadınları da temsilen birkaç kişi bu görüşmeye katılmıştı. Ama oradaki görüşmelerden sonra şeriat istiyorlardı. ‘Şeriatla bir hükümet olsun’ deniliyordu. Onun için bir türlü anlaşma olmadı.

 

“Taliban uluslararası güçlerin dikkatini çekebilmek için olumlu konuşuyor”

Afganistan’ın Türkiye ile geleneksel ve tarihsel bağlantıları, geçmişi var. Fakat sadece Türkiye değil, Taliban ile görüşmeler içerisinde olan birkaç ülke var. Afganistan’da barışı sağlamak adına görüşmeler yapmaktadırlar. Bu görüşmeler tabi ki Afganistan’da Taliban Rejimini tamamen kurma veya kabul etmeyi içermiyor.
Taliban basın açıklamaları yapıyor, ‘biz kadınlara yönelik herhangi bir yaptırım yapmıyoruz. Bunlar da diğer insanlar gibi haklarına kavuşabilirler. Rahat bir şekilde yaşayabilirler’ diyor. Bu konuşmalar birkaç ülke tarafından olumlu karşılandı. Kabil’i ele geçirdikten sonra Taliban sözcüsü, ‘biz kadın haklarına saygı duyuyoruz. Evlerde kapanmasın. Dışarıya çıkabilir ve işyerlerine de gidebilir’ demişti. Ama ondan 2 gün öncesi Afganistan Milli TV’deki kadın sunucuya işini yapmasına Taliban tarafından izin verilmedi. Yine kadınlar ve özellikle kız öğrenciler okula gittiklerinde içeri alınmamıştı. Bu, şu an yeni yeni başlayan süreç. Taliban aslında şu an hükümet kurma çabasında bu sebeple uluslararası güçlerin dikkatini çekebilmek için ılımlı, olumlu konuşuyor ama hükümet kurulduktan sonra her şey eskisi gibi olacak. Bunun somut örnekleri Afganistan’ın farklı illerinde de yaşanmaktadır.”

Taliban

“Taliban liste tutuyor”

Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Zakira Hekmat, Taliban Rejiminde kadın olmanın zorluklarını da anlattı.
Eskiden Taliban Rejiminin altında kadın olmanın tamamen yok olmak anlamına geldiğini kaydeden Hekmat, sözlerine şöyle devam etti: “Taliban Kabil’e girdiği ilk gün işyerlerindeki kadınları, okullardaki kız çocuklarını ve kadınları otobüsler, taksiler bile korkudan almıyordu. Taliban Rejimi altında yaşamak kadınlar için korkunç bir deneyimdi. Kadınlara yönelik, taşlanma, infaz, parmaklarının kesilmesi gibi ciddi yaptırımlar uygulanırdı. Kadınların dışarda herhangi bir hakları yoktu. Yüksek sesle konuşamaz, alışverişe çıkamazdı. Kız çocuklar da kadınlar gibi. Okula gidemiyorlardı. Zaten okullar ateşe verildi. Bir nesil tamamen cahil bırakıldı.
Şu anda okullar kapalı, iş yerleri zaten tamamen kapalı. Bazı illerde şu anda Taliban üyeleri tek tek evlere gidiyor ve liste tutuyor. Kimler var, daha önce ne yapıyorlardı, şu an neler yapıyorlar kayıt altına alıyorlar. Hükümet kurulduktan sonra belki bunlara ceza verilebilir. Bu da korkunç bir şeydir. Taliban’ın ilk geldiğinde de medyada bunlar yer almıştı.
Şu an bile birçok ilde kadınlar uzun elbiseler giymek zorundadır. Kabil’de bile şu an birçok kadın dışarıya çıkmak istemiyor. Çünkü başımıza neler gelebileceğini bilmiyoruz.”

“20 yıl yok edildi”

Dr. Zakira Hekmat, Afganistan’da son 20 yılda bir şeylerin değiştiğini, hayatın daha yaşanabilir hale geldiğini ancak Taliban Rejiminin yeniden başlaması ile herşeyin yeniden yerle bir olacağını kaydetti.
Dr. Hekmat, Afganistan’ın son 20 yılını, öncesini ve bugünden sonra yaşanabilecekleri özetledi:
“Son 20 yılda çok ciddi gelişmeler olmazsa bile kadınlar için çok şey değişmişti. Hatta eşit haklar için bile mücadele ediyorlardı. 2009 yılında Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Kanunu çıkarıldı. Bu da tabi Afgan cesur kadınların çabalarıyla elde edildi. Milletvekilinden tutun, belediye başkanına, bakanlıklarda, STÖ’lerde ve daha birçok alanda kadınların varlığını görüyorduk.
Şimdi ise kadınlar iş yerlerini, mesleğini kaybetti. Diplomalarını, onurla aldıkları diplomalarını saklamak zorunda. Gece gündüz çalışıp meslek edinmiş bir maaşı vardı ama şu an hiçbiri yok. Bankalar çalışmıyor. Herhangi bir kurum kuruluş faaliyet göstermiyor.
Bazı ülkelerden ‘şu kadar kişiyi biz götürüyoruz’ diye haberler geliyor. Şuandaki durum için sadece yabancı ülkeler kendisi ile çalışan kişiler ülkelerine çıkartmak istiyor. Sportif alandakiler, gazeteciler ve başka STÖ liderleri ne olacak? Bunların hayatları ciddi tehlikededirler.
Türkiye’de resmi olarak 180 bin uluslararası korunma başvurusu sahibi var. Düzensiz göç ile gidenlerin de 120 bin civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Eski zamanlardan bu yana Afganistan’dan Türkiye’ye gidenler oldu. Kültürlerimiz birbirine çok benziyor. Bu sebeple farklı zamanlarda Türkiye’ye göç etmişler.
20 yıl önce zaten Taliban vardı. Şimdi 20 yıl sonra Taliban neden eskisinden daha güçlü bir şekilde geliyor ve Afganistan 20 yıl öncesine götürülüyor?
Bu çok ciddi bir sorudur. Herkesin sorması gereken bir sorudur. Şu anda Afganistan’ı terk eden kişiler, okumuş, meslek sahibi, maaşları olan insanlardır. Bunların hepsi göç ederse okumamış insanlar ülkede kalacak. 20 yıl yok edildi.”

“Çözüm barışı sağlamaktır”

Afganistan’da şu an 32 milyon Afgan olduğunu kaydeden Dr. Hekmat, tümünün ülkeden çıkarılmasının mümkün olmadığını, Afganistan’da çözümün barış olduğunu söyledi.
Taliban Rejimi altında yaşamanın ölümden beter olduğuna dikkat çeken Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Zakira Hekmat, şöyle konuştu:
“İnsanlar havaalanına koştu, zaten ölümü bilerek uçakların kanatlarına bindi. Erkekler, ‘Taliban’ın militanı olmaktansa burada ölürüz’ dedi, kadınlar ise ölümü Taliban’ın nikahına girmekten daha şerefli bildi. O nedenle Afganistan’da barışı sağlamak önemlidir.
Uluslararası güçlerin Taliban’a değil, Afganistan halkına destek vermesi gerekiyor. Taliban kara geçmişe sahiptir. Eğer olmazsa, Afganistan’da savaş tekrar başlarsa o zaman kadınları, kız çocukları, azınlık gurup olan Afganistanlılar için garantili bir karar çıkarılması lazımdır. BM Güvenlik Konseyi’nden de ‘Eğer Taliban bu sözleri tutmazsa şöyle yaptırımlarla karşı karşı kalacaktır’ şeklinde garantili bir karar çıkması gerekiyor. Bu baskılarla belki değişebilirse. Bunun dışında değişebileceğini düşünmüyoruz.”

zakira hekmat

Dr. Zakira Hekmat kimdir?

Dr. Zakira Hekmat 2007 yılında Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Vakfı tarafından “Genç Liderler Ödülü’ne”, 2020 yılında ise ABD Merkezli Hasna Örgütü tarafından “Yılın Barış Elçisi” unvanına layık görüldü. Genç doktor yaptığı uluslararası iyilik çalışmaları nedeniyle Türkiye’de ise İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) tarafından ilk kez verilen Angela Burdett-Coutts (Yoksullar Kraliçesi) ödülünün de sahibi oldu.
Afganistan’da savaş şartlarını ve kadın ayrımcılığını bizzat yaşayan Zakira, kendi toplumundaki dezavantajlı bireylere yardım etti. Türkiye’ye mülteci olarak geldikten sonra sığınmacıları olumsuz etkileyen unsurlara karşı barışçıl protestolar düzenlemek için diğer aktivistlerle birlikte çalıştı.
Tıp Doktoru olarak görev yaptığı Kayseri’de, Afgan Mülteciler Dayanışma Derneği’ni (ARSA) kuran Zakira, Türkiye içinde ve dışında düzenli olarak konferans ve forumlarda sunum yapıyor ve uluslararası muhabirlerin, gazetecilerin ve üniversite öğrencilerinin kaynaklara erişmelerine ve toplamalarına yardımcı oluyor. Zakira, kurduğu dernek sayesinde, Türkiye’nin 58 kentinde 370 mülteci gönüllüden oluşan bir ağ kurdu.
UNHCR’nin yardımıyla, yeni gelen mültecilerin şehirlerine yerleşmelerine yardımcı olmak için çalışan Zakira, ekibiyle birlikte; dil eğitimi, kültürel uyum, kapasite geliştirme, çocuk koruma ve dile özgü bilgi ve farkındalık projeleri yürütüyor.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar