Hayatımız tesadüflerin toplamı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Hayatımız tesadüflerin toplamı

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

Hayatımız tesadüflerin toplamı

‘’Ezberi bozup, çerçevenin dışından düşünme’’ denilen bir söylem var.


İş hayatında ne zaman başımız sıkışsa sığınırız bu cümlenin gizemine.

Dua okurmuş gibi tekrarlar ezber bozma adına ilk neşteri nereye kimin nasıl vuracağının cevabını ararız.

Bunu başarılı bir şekilde yapabilmek için güçlü bir iradeye ve takım olmayı başarmış ekibin enerjisine ihtiyaç vardır.

Ezberi bozma iddiasını ortaya koyanlar sürecin başında azınlıktadır.

Gelecekle ilgili fikirlerini ve sorgulamalarını ortaya koyarak başarının ve ezber bozulmazsa ortaya çıkacak olan başarısızlığın resmini çizip ‘’inananları’’ ikna etme gibi zor bir görevleri vardır.

Ezber bozma, işi tesadüflere ve çaresiz bir şekilde tesadüflerin belirleyeceğini düşündüğümüz gidişata bırakmaya müsaade etmek istenilmediği için yapılır.

‘’Bana bugünü kurtaracak işleri değil, geleceğin ne olacağını gösterin’’ diye en üst kademeden başlayarak oluşturulan kurum kültürüyle kendiliğinden yaptırılır. Yine ayni kültürün parçası olarak, çok önceden doğru bir şekilde geleceği planlama sonucunda ortaya çıkan başarı karşısında da ayrıcalıklı bir şekilde katkı yapanlar mükafatlandırılır.

İş dünyası ekonomik krizle cebelleşirken, birçok uluslararası firma bahsedilen bu ‘’ezber bozma’’ eksersizlerini büyük bir baskı altında daha sık yapar durumdadır bugünlerde.

Yapılan çalışma rakamlarla ilgili değil var olmakla ilgili. Yeni şirket örgütlenmeleri nasıl olacak, şirketler nasıl yapılanacaklar, yenidünyada kurumlar neye dönüşecek. Sonu gelmeyen sorular, tahminler ve ekonomik modellemeler…

Mevcut dünya rekabet üzerine ve belli güç dengelerinin bulundukları iş alanına göre o rekabetten en büyük payı alması üzerine kurulu.

O güç dengeleri bizi petrolün biteceğine ve alternatif enerji kaynaklarına ihtiyacımız olacağına, içme suyunun tükeneceğine, açlığa, kıtlığa inanmamızı ve bu varsayımlara dayalı çalışmalar yapmamızı istiyor. Buna hazırlıklı olunmasını öngören varsayımlarla planlar yapılıyor.

xxx

Diyeceksiniz tüm bunların bizimle ne ilgisi var?

Bu ezber bozma çalışmalarının yapılması kurumları yöneten kadroların belli bir süreden sonra içini dışını bildikleri her argümana, karşı argüman koyabilecekleri problemlerle uğraşmaya çoğu zaman farkında olmadan devam etmek istedikleri sonucunu ortaya çıkartıyor.

Bunun sonucunda da bilinmeyenin getireceği ne zorlukları ne de fırsatları görememe riski ortaya çıkıyor. İleride ortaya çıkacak problemlerle mücadele etmekten uzak durma, hazırlık yapmayı ertelemeyi kurumsal bir davranış haline getirme ile karşı karşıya kalma durumu oluşuyor.

Bu açıdan bakarsanız bu psikolojiye tümüyle uyacak olan insan topluluğundan biri de biz Kıbrıslı Türkleriz.

Bizde siyasette ve ticarette yeni bir şey tasarlama, üretme, uzun soluklu araştırma yapma, yazma, çizme yok. Böyle bir sabır, detaylarla uğraşma, zamana yayma, planlama, programlı, sistemli çalışma kodumuz ve rol modelimiz de yok.

Bu olmadığı için yeni liderler ‘’ezber bozmaya’’ meyilli kişiler yerine, ya ağzı iyi laf yapanlardan ya da ‘’ne şiş ne de et yansına’’ uyumlu karakterleriyle siyasette bir şekilde en uzun süre kalabilenlerden çıkmak zorunda kalıyor.

Toplumdaki bu liderlik zafiyetinden dolayı da başkalarının aslında ‘’yarından önce’’ bizim için belirlediği ‘’doğrular’’ karşımıza çıkınca da adapte olmaya çalışmaktan başka bir şey yapamıyoruz.

Bundan dolayı tesadüflerin belirlediği hayatlarımıza tesadüflerle devam etmek zorunda olduğumuzu düşünüyoruz ve çoğu zaman bakalım sabah ne gösterecek diye uykulara dalıp aslında hayatı ıskalıyoruz

Kıbrıs’ta çözüm konusu da bizim için bu tesadüflerin bir tanesidir, çünkü birey ve toplum olarak çözüm sonrasına yönelik bir çalışmamız görünürde yoktur.

Bakalım çözüm ne getirecek diye uykulara dalıp olası fırsatları ve hayatı da ıskalama olasılığımız bundan dolayı çok yüksektir.

İçeriden ve dışarıdan olası çözümün getireceği fırsatlardan bahsedenlerin bize söylemediği de ev ödevimizin ne olduğunu bilme ve buna göre çalışma sorumluluğumuzun olduğudur.

Bununla yüzleştiğimizde de çözümün değil çözülmenin bekleyişi içinde zaman geçirmiş olduğumuzu anlayacağız, çünkü artık sığınılacak başka da bir liman ve sebep de kalmayacaktır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar