Hangi çevrenin gününü kutlayalım?    - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Mayıs 11, 2024
Poli

Hangi çevrenin gününü kutlayalım?   

çevre CMC

 

Kuzey Kıbrıs’ı, doğanın sesini dinleyerek, gelecek planlarını yapan, doğal ve organik üretimi teşvik eden, iyi tarım uygulamalarını destekleyen, çevre dostu turizm modellerini geliştiren ve tüketen değil üreten bir ülke olarak, hayal etmek istiyorum.


Hayal kurmak güzel de, gerçeklerle çatışıyor. Bir yanda tüm yıkımlarına karşın, özelliklerini, hala daha muhafaza etmeye çalışan, sinesinde turizmin üç anahtarı olan, tarih, kültür ve doğa değerlerini barındıran, bir güzellikler bütünlüğü. Diğer yandan ise, kemirilen Beş Parmak Dağları, acımasızca yağmalanan doğal alanlar, yeşil alanların azlığı, adı olup kendisi olmayan yeşil Ada Kıbrıs söylencesi, varlık ile yokluk arasında gidip gelen Karpaz milli parkı, bitmek bilmez CMC maden atıklarının temizlenmesi sorunu, sahil şeritlerinde ve şehirlerdeki plansız çarpık yapılaşma, kirlilik ve çöp görüntüleri, sahil şeritlerinin korumasızlığı, kirli yatrırım tartışmaları ve denetim noksanlığı. Huzur ve hüzün bir arada… Peki bu sorunları çözmek bu kadar zor mu ? Elbette ki hayır. İyi bir organizasyonla, küçük ölçekli ülkemiz, en temiz Ada ülkelerden biri olabilir.

ÇEVRECİ ANLAYIŞ: SORUNLU DEĞİL, SORUMLU ÇEVRE!   

Dünya Turizm Fuarı (World Travel Market) endüstri raporuna göre, turizmin gelecekteki yükselen değerleri, Tarih, Kültür ve Doğa dostu turizm modelleri olacaktır. Ülkemiz açısından da, bu anlayışı ön planda tutan, toplama dayalı sorumlu turizm, yerellik, otantiklik ve çevreci anlayış oldukça önemlidir.

cevre (3)

ÇEVRE DOSTU YEŞİL TURİZM

Ülkemizdeki, ilk ve son intibanın edinildiği yer olan, Ercan havaalanından başlayarak, ülkemizin her köşesinin, doğal dokusu ile adından söz ettirerek, bir konuma getirilmesi, tüm turizm paydaşları tarafından ortak hedef olarak belirlenmelidir. Oluşturulacak, Adalı ve Akdenizli Yeşil Kıbrıs imajı, ülkemizin en büyük zenginliği olacaktır. Yeşil turizm, son dönemlerin ilgi gören önemli bir kavramı olmuştur.

Sürdürülebilir turizm hedefi doğrultusunda, turizmi doğa ve kültür turları ile çeşitlendirip, yıl boyuna yaymak, beraberinde ortalama kalış süresinin uzatılmasını ve toplumun farklı kesimlerine ulaşmayı getirecektir. Köy turizmi, Yürüyüş yolları, kuş gözlem turları, sualtı gözlem dalış turları, macera turizmi, eko turizm, agro turizm, sağlık turizmi, inanç turizmi gibi özel ilgi turizmi modellerinin bir plan dahilinde geliştirilmesi, Kuzey Kıbrıs’ı alternatif bir destinasyon haline getirecektir.

Okullarda turizm ve Çevre bilincini yaygınlaştıracak eğitimlere önem verilerek, ‘Turizm ve Çevre’ derslerinin müfredeta girmesi bilinç oluşturulması açısından elzemdir. Turizm ve eğitim den sorumlu olan Bakanlıklar ilgili sektör temsilcileri ile bir araya gelerek, bu önemli konuda adım atmalıdır.

KAYBEDİLEN ÇEVRE KAYBEDİLECEK TURİZM VE GELECEK DEMEKTİR

Bozulmamış Çevre, turizm için en büyük çekim noktasıdır. Turizm artık klasik tanımının dışına çıkarak, çevresel, ekonomik ve sosyo-kültürel etkileşimlerle yeni akımlar yaratmıştır. Çevre Dostu Turizm, hem ekonomik hem de, ekolojik gelişme sağlayıp, ülke kaynaklarının gelecek nesillere dengeli olarak, sürdürülerek aktarılmasını sağlar. Bu yüzden, turizm, doğaya ve yerel kültürlere karşı ‘sorumlu’dur. Çevre kirliliğine karşı, ülkemizde ne yazık ki halen etkin çözüm bulunmayışı, önemli bir sorundur. Bu yüzden “SORUNLU değil, SORUMLU Turizm ve Çevre” anlayışı egemen olmalıdır. İyi bir organizasyonla, küçük ölçekli ülkemiz en temiz ada ülkelerden biri olabilir. Özellikle yol boyunca atılan çöpler, biriken kirlilik ve hayvan ölüleri artık sorun olmaktan çıkmalıdır. Ülkemizin ihtiyacı olan, planlı, sürdürülebilir ve uygulanabilir bir turizm ve çevre politikasıdır. Çünkü Turizm ve çevre ayrılmaz bir ikili olup, kaybedilen çevre, kaybedilecek turizm ve gelecek demektir.

Çevre dostu bir turizm gelişimin hedef seçilmesini, ülkemiz turizmini planlı bir şekilde geleceğe taşımanın en önemli yoludur. Temiz bir çevre, turizmin olmazsa olmazıdır.

çevre

BAŞKA BİR KIBRIS YOK!

Dünya’nın birçok ülkesinde taşıma kapasitesinin aşılmasından dolayı, biyolojik çeşitlilik tehlike altındadır. Ülkemizdeki doğal alanlar, sahil şeritleri, kaya oluşumları, ormanlık alanlar, flora ve fauna, yerel kültür muhakkak surette kapsamlı çevre ve turizm planının bir parçası olmalıdır. Deniz, güneş, kum tatili çerçevesinde alışıldık tatil deneyimini yaşamak istemeyen ziyaretçiler, artık doğa ile iç içe yerel halk ile de temas ederek, bozulmamış bir çevrede dinamik bir tatil yapıp samimi bir hizmetin sunulduğu iyi bir tesiste hizmet almayı tercih etmektedirler. Arkeolojik alanlar, özgün mimariye sahip yerler ve doğal alanların korunması hayati önem taşır. Çevreye en az zarar veren, sosyal, kültürel değerlere sahip çıkan yerel istihdam yaratan ekolojik sistemi sorumluluğu üstlenen hem bugünün hem de geleceğin değerlerini koruyan çevreci değerler turizm gelişiminin merkezinde olmalıdır. Mevcut kaynakları biranda aşırı tüketimle eritmeden, sürdürülebilir kılmalıyız. Aksi takdirde, su-hava-gürültü-görüntü kirlilikleri en büyük çevresel sorunlar olarak karşımıza çıkar. Turizmin çevrenin doğal görünümüne uygun bir şekilde gelişimini sağlamak ülkemize yapacağımız en büyük iyiliktir.

Ayrılmaz ikili olan, Turizm ve Çevre’nin, duyarlı, planlı ve istikrarlı bir politika ile gelişimi ülkemizdeki tüm sıkıntılardan kurtulmamızın anahtarı olabilir.

Yaşanabilir bir dünya adına, hepimizin yerine getirmesi gereken sorumlulukları var. Unutulmamalıdır ki; Çevre olmadan turizm olmaz ve hiçbirimiz hepimiz kadar başarılı olamayız. Çünkü başka bir KIBRIS yok!

[newsbox style=”nb4″ title=”POLİ 286″ display=”tag” tag=”286″ number_of_posts=”5″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar