Ve Bebek Gelir, Evlilik Nereye Gider? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Poli

Ve Bebek Gelir, Evlilik Nereye Gider?

 Bebek Sonrası değişen aile dinamiklerine eşler olarak yeniden nasıl adapte olabilirsiniz? Sıkça karşılaşılan sorunlara kısa öneriler

Bebek sahibi olmak evliliğinizde karşılaşabileceğiniz en önemli ve en büyük sınavlardan biridir. Bebek için kurduğunuz hayaller, yaptığınız hazırlıklar büyük bir heycanla geçerken bebek doğduktan sonra işlerin bir anda nasıl değişeceği hiç aklınıza gelmez. Eşiniz eskiden tanıdığınız kişi değil sanki!! Oysa ailenizin yeni üyesi için yaptığınız hazırlıklar gibi, bebeğinizin doğumundan sonra evliliğinizi bu yeni sürece hazırlamak ve karı-koca ilişkinizi yeniden yapılandırmak gerekliliği aklınızdan bile geçmemiştir!


 

“Aşık olduğunuz kişiyle aile olmayı hiç böyle hayal etmemiştiniz!” 

Bebek doğduktam sonra evliliğinizde her şeyin eskisi gibi olmasını beklemeniz en büyük yanılgılardan biri olacaktır.  Artık ailenizin yeni bir üyesi var, minicik savunmasız ve tamamen size muhtaç bir bebek… Eşinizle pek çok konuda hemfikir olmadığınız durumlar olacaktır elbette; ancak insanlar çocuk sahibi olunca ebeveyn olurlar, başka bir insan değil. Eşinizle ilgili sevdiğiniz, onunla bir hayat geçirme kararı almanıza neden olan özellikleri hala orada ve bir de bebeğiniz var. Ve şimdi bir ailesiniz.

Pek çok araştırma, özellikle ilk bebek doğduktan sonra çiftlerin evlilik ilişkilerinden elde ettikleri tatminin düşüşe geçtiğini gösteriyor. Uykusuz geceler, bebeğin altını kimin değiştireceğiyle ilgili tartışmalar vs. evlilik ilişkisinin tadını kaçırabiliyor. Evet bebek neredeyse bütün enerjinizi ve zamanınızı alacaktır; ama iyi haber şu ki bebeğinizin doğumundan  sonra evliliğinizi güçlendirmek için fazla bir enerji ve zaman harcamanıza gerek yok!  Yapmanız gereken en önemli şey eşinizle bağlarınızı, iletişiminizi koparmadan, kendinizi ve eşinizi hırpalamadan devam etmek için biraz çabalamak o kadar! Bu çaba evliliğinizi öncesinden bile daha iyi hale getirecektir. Yani denemeye değer!

Yeni bebek dünyaya geldikten sonra eşler arasında yaşanan tartışmaların en önemli nedenlerinden biri hangi patnerin bebek ve ev için ne yaptığıdır. Evin faturalarının ödenmesinden, bebeğin doktor randevularına, sabah 4’te bebekle kimin ilgileneceğinden çöpleri kimin çıkaracağına kadar pek çok iş sizi bekliyorken en ufak bir aksaklık bile gözünüzde büyüyordur. Yapılacak en kolay ve yardımcı şey her görev için günlük-haftalık-aylık görev dağılım listeleri hazırlamak ve bunlardan kimin sorumlu olduğunu belirlemektir.

Yeni anne bebeğin bütün sorumluluğunu kendisi almak ister. Bebeği için yapılacak her şeyin en iyisini kendisi yapacakmış gib hissedebilir; bebeğinin sadece kendisine ihtiyacı olduğunu düşünebilir. Oysa bebeğe bakmak, onu beslemek, gazını çıkarmak, bezini değiştirmek, uyutmak vs… sadece sizin değil aynı zamanda yeni baba olan eşinizin de sorumluluğudur. Ve evet emin olun o da sizin kadar istekli olacaktır! Bebeğin doğumundan sonra en çok yapılan hatalardan biri kadının kendini tamamen bebeğe adaması ve erkeği bu sürecin dışına itmesidir! Eşlerin görev ve sorumluluk paylaşımı yapmaları; birbirlerine katkı koymaları hem anne-baba hem de aynı zamanda karı-koca olmaya çalışan çiftlerin evlilik ilişkileri için önemlidir. Bütün sorumluluğu üstlenmek yerine eşinize öğrenmesi için yardımcı olun ve ona güvenin.  Bu durum sizin için de büyük kolaylık sağlayacaktır. Üstelik bu paylaşımlar eşinizle birlikte zaman geçirmeniz aynı zamanda yeni bebeğinizle birlikte aile olmayı keşfetmeniz ve  deneyimlemeniz için güzel fırsatlar sunacaktır.

 

Ve hormonlar!

Kadınlar ve erkekler yeni bebeğe adaptasyon sürecini farklı şekillerde yaşarlar. Hamilelik süresince ve doğumdan sonra kadın bedeni yüzlerce değişimden geçer. Bu fizyolojik değişimlerle birlikte bir de uykusuzluk…  Bu süreç kadınlar ve erkekler arasında büyük bir gerginliğe neden olabilir.

 

“Kocanıza katlanamıyorsunuz!”

Ve evet eşiniz eskiden tanıdığınız adam ama siz ona artık katlanamıyorsunuz. Doğumdan  sonra meydana gelen fizyolojik değişimler, hormonlar, uykusuzluk ve yorgunluk kadınların eşlerine olan töleranslarının azalmasına neden olabilir. Bu durum boşanmak için yeterli bir neden değil, buna “Lohusalık Sendromu” diyorlar! Eğer bu süreci eşinizle birbirinizden uzaklaşmadan ve birbirinizi hırpalamadan geçirmek istiyorsanız işte birkaç tavsiye: Kadınlara düşen görev tepkilerini, ya da sabırsızlıklarını fark edince “hormonlar”ını hatırlamak olabilir! Tepki göstermeden, ya da öfkelerini yansıtmadan önce kendilerine “evet işte yine hormonlarım konuşuyor!” gibi eğlenceli hatırlatmalar yapmaları; erkeklerin ise bu geçici süreçte eşlerine karşı daha anlayışlı ve sabırlı olma konusunda çaba göstermeleri işe yarayacaktır.

Tüm bu yeni sürece ve bebeğe adapte olmaya çalışırken kendinize zaman ayırmayı da ihmal etmemelisiniz. Bunun için yardım istemekten çekinmeyin  ya da size sunulan yardım tekliflerini geri çevirmeyin. Yardım almak sizin yetersiz bir anne ya da baba olduğunuzu göstermez; aksine küçük de olsa başkalarından destek almak kendinize biraz boş zaman yaratmak için fırsatlar doğuracaktır. Unutmayın ki önce siz iyi olmalısınız ki sonra yeterli bir anne/baba ve eş olabilesiniz. Kendinize zaman yaratın. Eğer bütün gününüzü sadece bebeğiniz için bir şeyler yaparak geçiriyorsanız, bu sizin kendinizle zaman geçirmek için olan heycanınızı bile azaltacak; dolayısıyla eşinize bile zaman ayırmak istemeyeceksiniz. Bunun için kısıtlı zamanlarda yapabileceğiniz, kendinizi iyi hissettirecek, size keyif veren etkinliklerin listesini hazırlayıp buzdolabına ya da bir panoya asmak iyi bir yöntem olabilir. Bebek uyurken e-postalarınızı kontrol edin ya da  sevdiğiniz o diziyi izlemeye devam edin. Bebeğiniz uyurken siz de kestirmeye çalışın, kendiniz için alışveriş yapın, yoga yapın ya da kitap okumak için zaman ayırın. Size kendinizi iyi hissettirecek ne varsa her gün yapmaya devam edin. Aynı zamanda eşinizin de kendine zaman ayırmasını anlayışla karşılayın; bırakın bisiklet sürmeye devam etsin, futbol maçlarını izlesin ya da ona kendini iyihissettirecek ne yapmak istiyorsa yapsın. Böylece kendinizi yenilenmiş olacak, dinlenmiş, daha enerjik ve mutlu hissedeceksiniz.

“Ben”e zaman ayırdığınız gibi eşinizle birlikte “karı-koca” olarak bir şeyler yapmak için de zaman ayırın. Anneannneler ya da babaaneneler ne güne duruyor, ya da bebek bakıcıları? Bebek doğduktan kısa bir süre sonra eşinizle bebeğinizden uzak, baş başa kısa süreli de olsa, evden dışarıda zaman geçirmek için çaba gösterin. Hızlı bir akşam yemeği, bir kahve ya da kısa bir yürüyüş belki.  Gün içinde sohbet etmek için kendinize zaman ayırın, gününüzü paylaşmak için bulaşıkları birlikte kaldırın ya da bebeğinize akşam banyosunu birlikte yaptırın. Anne ve baba olmanın yanında önce karı ve koca olduğunuzu unutmamalısınız.

[newsbox style=”nb4″ title=”POLİ 286″ display=”tag” tag=”286″ number_of_posts=”5″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar