Guterres Raporu Nasıl Okunmalı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Guterres Raporu Nasıl Okunmalı

Mete TümerkanMete Tümerkan

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres raporunda taraflardan hiçbirini doğrudan hedef almadı.

Suçlamadı…


Beklenen de bu idi.

Rum tarafı özellikle raporda Türkiye’nin suçlanması için çok büyük bir çaba harcadı.

Ama başaramadı.

Raporda Türk tarafının suçlanmaması, ancak Rum tarafının sürecin başarısızlığından sorumlu tutulduğunun ima edilmesi bence bir kenara not edilmeli.

Bu gerçekten çok önemli.

Emin olun, Kıbrıs Türk tarafının ya da Türkiye’nin Crans Montana’da çöken süreçte en ufak bir sorumluluğu olsaydı, bu en güçlü şekilde dile getirilirdi.

Meseleye buradan da bakmak lazım.

Türk tarafının Kıbrıs meselesinde suçlanmamış olması onun haklı konumda olduğu ve bunun uluslararası aktörler tarafından da böyle algılanması anlamına geliyor. Guterres raporu da bunu yansıtıyor.

Müzakere sürecini başından sonuna kadar bir gazeteci gözüyle izleyen biri olarak, zaten bu durumu biliyorduk ve raporun suçlama içermeyeceğini öngörmüştük.

Guterres’in raporunun dengeli, ortamı yatıştırıcı, geleceğe dönük, ortaya bundan sonra çıkabilecek herhangi bir fırsatı öldürmeyecek bir içerikte olacağı belliydi.

Öyle de oldu.

Oldu olmasına ama Guterres dengeli raporu içerisinde sürecin neden başarısızlıkla sonuçlandığının işaretlerini de verdi.

Rum tarafının sürecin başarısızlıkla sonuçlanmasındaki sorumlulukları raporda yer aldı.

Guterres raporunda müzakere sürecinde çözüm fırsatının siyasi irade olmadığı gerekçesi ile kaçırıldığını yazdı. Ayni nedenden dolayı güven yaratıcı önlemlerin uygulamaya konulamadığını da vurguladı.  Siyasi irade olmaması sorunu, müzakere sürecinin devam ettiği her aşamada gündeme gelmiş olan bir konuydu. Ve bu konu gündeme geldiği zaman bunun öznesinin Rum tarafı olduğunu bilmeyen yoktu. Burada da özne net bir şekilde Rum tarafı.

Müzakereler devam ettiği sürece Rum Lider Nikos Anastasiades’e Güney Kıbrıs’ta yapılan eleştiri ve suçlamalar ile Kuzey Kıbrıs’tan gelen eleştiri ve suçlamalar hep siyasi irade eksikliği nedeni ile yapılmıştı.

Raporda Guterres siyasi irade eksikliğine işaret ettiğine göre bunu kimin için yazdığı belli.

Raporda Enosis Plebisiti konusunun yer alması da önemli. Bu plebisit meselesinin müzakere sürecinde yarattığı gerilim ve neden olduğu zaman kaybı hepimizin aklında.

Kısacası, Guterres’in raporu genelde olumlu ama daha iyisini yazabilirdi.

Özellikle Cenevre ve Crans Montana’daki Kıbrıs zirvelerinde gözlemlediklerini, kimin neye nasıl engel olduğunu Güvenlik Konseyi’ne aktarabilirdi.

Güven Yaratıcı Önlemler konusunda kimin isteksiz olduğunu, Mont Pelerin 1’de kimin ara istediğini, Mont Pelerin 2’nin neden çöktüğünü es geçmeden anlatabilirdi.

Yunan Dışişleri Bakanı Kocias’ın kendisini Cenevre’de nasıl çıldırttığını raporuna koyabilirdi.

Ama yapmadı.

Sürecin çökmesinin sebeplerini anlatırken daha paylaşımcı olabilirdi.

Bunların hiçbirinde Türk tarafının bir kusuru yoktu.

Keşke Guterres daha açık olabilse ve raporunda bunların tümünü de paylaşsa idi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar