“Güneyde de kuzeyde de adalet yok” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
KıbrısManşet

“Güneyde de kuzeyde de adalet yok”

halet yıldırım

Güney Kıbrıs’ta kalan mallarına karşılık KKTC devletinden 4 milyon küsur puan alan eşdeğer mal hak sahibi Halet Yıldırım, puanlarına karşılık bulamadı, yargı yoluna gitti

6 YIL MÜCADELE VERDİ: Halet Yıldırım, yıllarca puanlarına karşılık bekledi, hakkını alamayınca Güney Kıbrıs’taki mallarının iadesini talep etti. Talebine olumsuz yanıt alan Yıldırım, son çare AİHM’e gitti. Güney Kıbrıs’ın yasa değişikliği manevrası ile Yıldırım, AİHM’den de eli boş döndü


 

KKTC DEVLETİNİ DAVA ETTİ: Halet Yıldırım, 6 yıl Güney Kıbrıs’ta ve AİHM’de hukuk mücadelesi verdi. Başarılı olmadı. Yıldırım şimdi de KKTC devletini dava etti. Halet Yıldırım’ın talebi, Anayasa hükmünün uygulanarak geriye dönük kullanım kayıplarının tazmin edilmesi ve ziyanlarının ödenmesi

 

KIBRIS TÜRK HALKINA ÇAĞRI: Yıldırım: Rumlar; Vasilik Yasası çıkararak mallarımıza el koydu, Türkler de ‘güneyde bıraktığınız mallara karşılık size mal vereceğiz’ diye bizi aldattı. KKTC devletine açtığım davaya sorun yaşayan herkesin ilgi göstermesini ve sahip çıkmasını bekliyorum

 

5 MİLYAR PUAN KARŞILIK BULMADI: Kıbrıslı Türklerin, Güney Kıbrıs’ta kalan mallarına karşılık toplam 19 milyar puan verildi. Bu puanların sadece 12 milyar puanı karşılık buldu. Halen karşılık bulamayan ve günümüzde değersiz hale gelen 5 milyar puan var

 

halet yıldırım röp.

Duygu ALAN

Halet Yıldırım, KKTC Devleti tarafından haksızlığa uğratıldığını düşünen yüzlerce eşdeğer mal hak sahibinden biri. Yıldırım’ın Güney Kıbrıs’taki mallarına karşılık elinde 4 milyondan fazla puan var ancak halen bu puanların karşılığını alamadı.

Yıllarca KKTC’de hak arayan Yıldırım, uzun süre elindeki puanlara karşılık arazi verilmesini bekledi, sonuç elde edemeyince Güney Kıbrıs’taki mallarının iadesini istedi. Uzun süren çabalardan sonra ret cevabı alan Yıldırım, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu.

Güney Kıbrıs, bunun üzerine yasada değişiklik yaparak AİHM müracaatını geçersiz hale getirdi.

Halet Yıldırım, çok para harcadı, çok yoruldu, nihayetinde Güney Kıbrıs’taki hak arayışına ilişkin AİHM’deki davasını devam ettiremedi.

Yıldırım, yoruldu ama hakkından vazgeçmedi. Halet Yıldırım,  Anayasa hükmünün uygulanarak geriye dönük kullanım kayıplarının tazmin edilmesi ve ziyanının ödenmesi talebi ile şimdi de Yüksek İdare Mahkemesi’nde KKTC devletine karşı dava açtı.

Eşdeğer mal hak sahibi Halet Yıldırım, yaşadıklarını Havadis okurları ile paylaştı, konuya ilişkin Havadis’in sorularını yanıtladı.

 

Soru: Öncelikle sizi biraz tanıyalım ve Güneyde ne kadar mal bıraktınız? KKTC devleti bu mallarınız karşılığında size ne kadar puan verdi? Bugüne kadar neden eşdeğer mal hakkınızı kullanamadınız? Bunları konuşalım

 

Yıldırım: Anne köyüm Peristerona, baba köyüm Petra. Peristerona, tamamen Güney Kıbrıs’ta kaldı, Petra ise sınırda kaldı, şuanda içerisinde asker var. Bu iki köydeki mallarımıza istinaden KKTC’de aileye puan verildi. 70’e yakın koçan var. Köydeki, mallarımız 5-6-7 dönüm şeklinde araziler, evler ve dükkândan oluşuyor. Bu puanlar verilirken ‘Size güneyde bırakmış olduğunuz mallara eş değer kuzeyde de mal vereceğiz, Örneğin güneydeki 1 dönüm sulu araziye size bugün 20 bin puan koyuyorsak, kuzeyde de taahhüt ediyoruz ki, 1 dönüm sulu araziye 20 bin puan koyup size vereceğiz” denildi. Yani puanlar, mal edinmek için bir araçtı. Aileye toplam 4 milyon küsur puan çıktı. Bu puanları almak için 20 kadar paket ilan edildi, tümüne başvurduk ama hiç bir şey alamadık.”

 

Soru: Açılan paketlere müracaatlarınız neden olumsuz sonuçlandı, gerekçe olarak ne gösterildi?

 

Yıldırım: Aldığımız cevap hep, ‘uygun görülmediniz’ şeklinde oldu, neticede bu puanlar elimizde kaldı. Sonradan ‘belki çözüm olur ve bu çözüm neticesinde dönüp, köydeki mallarımızı alırız tekrar’ diye bekledik ancak çözüm için de süreç uzadı. Bu arada, kuzeyden bir şey alamayınca güneyde mücadele etmeye karar verdik ve güneydeki İçişleri Bakanlığı’na müracaat ettik, mallarımızı talep ettik. Güneyde de “Vasilik Yasası” diye bir yasa çıkardılar. Bütün Türk mallarına el koydular. ‘Biz bu malları kendi göçmenlerimize dağıtacağız. Buralar bizim kontrolümüzdedir, size vermemize olanak yoktur’ denildi.

 

Soru: Güney Kıbrıs’tan aldığınız cevap sizi nasıl bir süreç içerisine soktu? Sonrasında neler yaptınız?

 

Yıldırım: Ret cevabı alınca, başka bir Kıbrıslı Türk’ün açtığı bir dava vardı, bu davayı emsal göstererek ‘Güney Kıbrıs bize mallarımızı iade etmiyor” diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduk. AİHM’de davamız beklerken, Güney Kıbrıs’taki yönetim gitti ve ‘Biz yasayı değiştirdik, onların isteklerine cevap verecek düzeye getirdik” diyerek AİHM’i ikna etti.

Bunun üzerine AİHM, bize ‘Güney Kıbrıs yasaları değiştirdi, sizin taleplerinizi karşılayacak şartları oluşturdular, bu yüzden gidin ve mallarınızı talep edin, ona göre tekrar girişim yapın’ şeklinde cevap verdi.

 

 

Soru: Güney Kıbrıs’ta malınızın iadesi için yeniden yeni yasa çerçevesinde bir müracaatınız oldu mu?

 

Yıldırım: Avukatımız vasıtası ile bir müracaatta bulunduk. ‘Bizi buraya AİHM’den naklettiler, yasayı değiştirmişsiniz, taleplerimizi karşılayacak duruma getirmişsiniz, dolayısıyla biz mallarımızın iadesini istiyoruz’ dedik. Bu olaya 6-7 sene kadar oluyor, o gün bugündür bize cevap dahi vermediler.

Bu arada duyuyoruz ki, Güney Kıbrıs’ta devam eden davalar vardı, 10 sene geçmiş ve mahkeme bu kişilere ‘siz eski yasaya göre müracaat ettiniz, biz yeni yasa yaptık, dolayısıyla yeni yasaya göre tekrar müracaat etmeniz gerek’ demiş. İnsanlar dünyanın parasını harcamışlar, 10 yıl gibi de bir zaman geçmiş, dolayısıyla yeni yasaya göre yeniden dava açmayı göze alamamışlar. Cevap vermeme konusunda da Güney Kıbrıs’ta ombudsmana müracaat edildi ve İçişleri Bakanlığı’nı ‘müracaatçılara cevap vermiyor’ diye şikayet ettiler. Ombudsmanın şahıslara verdiği cevap ise ‘Bize de cevap vermiyor’ şeklinde oldu. Yani güneydeki İçişleri Bakanlığı, ombudsmana da cevap vermiyor. Dolayısıyla Güney Kıbrıs’ta çare arayışımızda da kilitlendik.

Güney Kıbrıs’taki malların talepleri yönünde açılacak davalarda mali sponsor olma konusunda KKTC devleti de Kıbrıslı Türklere destek olmadı.   Örneğin biz dünya kadar para harcadık ve bir dava daha açmayı göze alamadık, vazgeçtik.

 

Soru: Süreç nasıl ilerledi, kenara çekilip beklediniz mi yoksa başka girişimleriniz de oldu mu?

 

Yıldırım: Bu süreç çok uzadı bir yere de gideceği yok. Bir gün Ticaret Odası’nda bir toplantı vardı. Konusu da Mal Tazmin Komisyonu’na kaynak sağlanmasıydı. Çünkü Rumlara 80 milyon sterlinlik bir ödeme yapmak için karar almışlar ancak ellerinde para yok. Türkiye bir miktar para yatırmış fakat bu miktar çok yetersizmiş. Bunlar ‘Devlet, Rum mallarını satsın bir fon yaratsın, bu fondaki kaynağı bize versin biz de bu ödemeyi fondan yapalım’ diyor. Ben de orada ‘Bu kadar eşdeğerci daha mal alamamışken onlara mal vermezken devlet, Rumları mı ödeyeceksiniz?’ diye sordum. Başkan, ‘Hiçbir Kıbrıslı Türk siyasetçi, Kıbrıslı Türklerin Güney Kıbrıs’ta kalan malları ile ilgili hiçbir konuyu müzakere etmiyorlar’ dedi. Orada bir soru işareti doğdu, Bu kadar puan sahibi ve puanının karşılığını alamayan insan var. Bu neden müzakere edilmiyor?

 

Soru: Kafanızdaki bu soruya yanıt bulabildiniz mi peki?

 

Yıldırım: Sonradan yaptığımız araştırmalarda öğrendim, bizimkiler, Güney Kıbrıs’a ‘biz Türkler olarak toprak sorununu kendi aramızda hallettik. Güneydeki Türk malları ile ilgili bizim sizden herhangi bir talebimiz yoktur. Sizin talepleriniz ne ise onları bize söyleyin’ demiş.

Bu da bizi endişeye şevketti ve İskan, Topraklandırma ve Eşdeğer Mal Yasası’nı (İTEM), Anayasa’yı önümüze aldık, incelemeye başladık. Gördük ki İTEM Yasası’nda süreç içerisinde değişiklik yapmışlar. Başlangıçta mal edinmek için bir araç olan puanı yasayı değiştirerek tazminat bedeli olarak belirlemişler. Yani ‘bizim size verdiğimiz puanlar, tazminat bedelidir. İster satarsınız, ister bağışlarsınız’ diyorlar. Ama satılmaya kalksa bu puanların karşılığında belirlenen bir bedel de yok. Senet de yok.

O kadar ki hoyratça davrandılar ve kaynakları tükettiler ki kuzey malları azaldı. Dolayısıyla güneyden gelen göçmenlerin ellerindeki puanı karşılayacak mal kalmamaya başladı. Bu defa kuzey mallarına 5 kez artış yapıp, değerlerlerini yükselttiler. Örneğin başlangıçta dönümüne 5 bin puan verdikleri bazı arazileri milyon puanlara çıkardılar.  Ama bizim puanlarımızın değeri aynı kaldı. Ne kadar acı ki Avukat Gözel Halim, bir kişi için Yüksek İdare Mahkemesi’ne gitti ve konu oradan Anayasa Mahkemesi’ne aktarıldı, mahkeme kararında devletin kuzeyde 5 kez artış yapmış olmasına rağmen eşitlik ilkesinin bozulmadığını iddia ediyor.

 

Soru: Sonra neler oldu? Nasıl bir yol izlediniz?

 

Yıldırım: Anayasa, ‘ilk 5 yıl içerisinde bu eş değer işlemlerini tamamlayacaksınız, tamamlayamadıklarınıza da kullanım kayıplarını veya zararlarını ödeyeceksiniz’ diyor.

Biz de ‘Bu puanların artık bir işlevi kalmamıştır, zaten 20 yıldır paket ilan etmiyorsunuz. Zamanında elinizde 450 milyonluk puan kaldı, dolayısıyla bu mal yetmiyor, durdurduk’ dediniz. Bu arada yasa da değiştirildi’ dedik ve KKTC devletine dava açtık.

 

Soru: KKTC devletine açtığınız davanın gerekçesi nedir? Talepleriniz beklentiniz nedir?

 

Yıldırım: Anayasa hükmünün uygulanarak geriye dönük kullanım kayıplarının tazmin edilmesini istiyoruz. Ziyanımızın da ödenmesini istiyoruz.

Bizi hem Rum tarafı hem Türk tarafı mağdur etti. Rumlar; Vasilik Yasası çıkararak mallarımıza el koydu, Türkler de ‘güneyde bıraktığınız mallara karşılık size mal vereceğiz’ diye bizi aldattılar. En önemlisi de bu yasada yapılan değişiklikten halkın haberi yoktur. Ben, ‘ben merkezli bir kişi değilim. Dolayısıyla halkın bu yasanın değiştirildiğini bilmesini istiyorum. Bu hususta sorun yaşayan herkese de Havadis aracılığı ile çağrıda bulunuyorum. Lütfen duyarlılık göstersinler. Davaya sahip çıksınlar.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar