Güney Kuzey Farkı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Köşe Yazarları

Güney Kuzey Farkı

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçtiğimiz hafta tatilinde  Güney’de turlarken Maşera ormanlarına  uğrayan bir arkadaşım  telefonuyla feyisbuka girip çektiği devasa bir heykelin fotoğrafını gösterdi  ve “bunun boyu ne kadardır bilir misin” dedi?  “Mağusa’da Zafer Anıtı var ya onun kadar!”

“Kimin heykeli” dedim. “Ünlü Eokacı Aksentiu”nun” dedi. Hani şu Eokacıların İngiliz polis ve askerleri tarafından birer birer avlandığı o 1958 yıllarının efsane Rum kahramanlarından. Maşera ormanlarında bir mağaraya saklanmış İngiliz askerleri tarafından kuşatılmasına karşın teslim olmamış,  yakılarak bomba patlatılarak öldürülmüştü. Tam oraya bir heykelini diktikler ki evet Mağusa’daki Zafer anıtı kadar. Tam karşısındaki  tepede de ayni boyda bir Bizans heykeli!


       YAŞATIYOR UNUTTURMUYORLAR: Biz kaç TMT’ci kahramanımızın şehidimizin bırakın heykelini, büstünü diktik ki? Bir iki kentte bir iki Atatürk Heykeli ötesinde!

Aksine hâlâ ve inatla “TMT’ye faşist demiyor mu bazı çevreler? Ve hâlâ mücadele tarihimizi okullardaki tarih kitaplarından söküp atmak için sistematik bir mücadele sürdürülmüyor mu?

Ve işte “onlar ve biz” derken vicdanları sızlatan bir gerçek değil mi? “Onlar Eokacılarını, Makarios’u kısaca “ulusal kahramanlarımız” dedikleri insanları unutturmamak, nesilden nesillere yaşatmak için uğraşırlarken, biz bırakın kitaplarımızda olsun anmayı hatta “faşist” diye lanetleyip unutturmaya çalışmıyor muyuz Kıbrıs Türk halkının davası özgürlüğü egemenliği için çarpışan uğraşan kahramanlarımızı?

       VE TUTUN ki çözüm oldu! Biline ki o federal sistem şemsiyesi altında adayı paylaştık dediğiniz insanlarla farkımız yine bu olacaktır! Her ne kadar Türkiye’nin hilafına adaya egemenlik seremeyeceklerdir ama sanmayın ki boğazımızdaki ellerini çözecek,  tetiğin ucundaki varlığımızı sevgi ile kucaklayacaklardır!..

Çözüme evet. Fakat Rum-Yunan ikilisini  bilerek anlayarak bir çözüm! Ki onlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar bizim kat katı güçlü olmamız gerekir…


                                        ARPADAN ÇIKTIK YOLA!..     

Hesap basittir ve ülke niçin pahalılıktan kırılmaktadır bellidir!

“Sen   arpaya yedi kuruş zam yaparsan sütün fiyatı, kaçınılmaz olur zamlanır! Süt zamlandı mıydı  süt ürünleri imalatçıları da zorunlu hellimden peynire zam yapar!”

Şimdi hayvancı zamlı arpaya karşın süte zam yaparak kendini mali yönden güvenceye aldı mı? Evet!

Sütü pahalı almaya başlayan süt ürünleri  çalışanları da hellime peynire öteki süt ürünlerine zam yaparak kendilerini güvenceye aldılar mı? Evet!

Geriye kim kaldı? Sabit ücretliler!”    Sütü de ürünlerini de zamlanmış dolayısıyla “pahalı” almak zorunda kalırlarken, bütün ürünlere yansıyan zamların faturasını pahası ile ödemek zorunda kalanlar yani! Kimler? Memurlar, asgari ücretliler, özelde çalışanlar!

Bu çok basit ekonomik dalgalanmaları herkes bilir! Hatta bilir ki  özel sektör kendi  dışında oluşan bu pahalılık karşısında hareketlenerek “satışlarına,” zanaatkârla sanatkâr da “emeğine”  zam yapar!

Ekonomistlerin alanına tecavüz etmeden ve çizmeden yukarı çıkmadan yazayım: Yukarıda ve tek bir örneklemede anlattığım bu silsile halinde  dalga dalga yayılan ve  bir birini tetiklerken “toplumsal pahalılık” haline gelen zamların anası “arpa” değil midir?                      Şimdi “kahrolsun arpa” diyecek halimiz yok ama “demek ki ülkede bir arpa üretimi veya alımı politikası da yoktur!” Çünkü bizatihi çiftçinin kendisi de güvence altındadır! “Hem kuraklık oldu mu kuraklık primi alarak hem mevsim iyi gitti mi üretimden kazanarak.” Yani her halükârda hiç kaybetmiyor kazanıyor, üstelik devletten zorla da olsa  sürekli teşvik alıyor!  Fakat tüm bunlara rağmen anası “arpa” olan pahalılık,  memleketin canına okuyan “sorun” olmaya da devam ediyor!

Çare? Kooperatifçiliktir! Bu ülkede İsrail’in  iki üç Tibuks ve Moşav’ı kadar bile tarımsal alanımız yokken “hâlâ aile ve bireysel işletmelerle bölük pörçük tarım ve hayvancılık yapmaya çalışmak kime fayda sağlıyor ki? İşte et! Ki en darda olduğumuz hatta fukara olduğumuz dönemlerde bile en az haftada bir iki defa et eksik olmazdı sofralarımızdan! Ya şimdi!

Her neyse: Ortada zaten erken seçim dalgalarında (zaten ciddi olmayan) fakat şimdilerde işlev ve ciddiyeti beterince tartışmalı bir hükümet var ki  “kooperatifçilikten” boşuna bahsediyoruz! Ben seçim bildirgesine  “kooperatifçiliği vazgeçilmez ilkesi yapacağı” sözünü koyan  hangi parti olursa olsun “karmacı” olduğum halde “mühürümü”  basacağım ona!


                    KISACA TAKILDIĞIM: (KİMDİR BE BUNLAR!)

KKTC’nin demografik yapısı fena halde bozuldu! Bu büyük kaygımız!                        Bozulma sonucunda da kanunsuzlukların girmediği, sarmadığı, olmadığı, gerçekleşmediği hiçbir “yer” kalmadı! Bu da korkumuzdur!

Artık insanlar yoğunluğunca  birbirlerine saldırıp dövebiliyor, kavga edebiliyor, bıçaklayabiliyor, kurşunlayabiliyor! Ve bu tür kanunsuzluklar  gitgide çoğalıyor!

Asıl korkunç olanı şudur: Bu olayları inadına ve çılgınca bir travma ile yaratanlar, tutuklanacaklarını, yargılanıp hapsedileceklerini de biliyorlar ama inadına ve göz göre göre hatta bir defa da değil sürekli yapıyorlar! Neden? Çünkü “bazı Türkiye kökenliler hapsedildikten bir süre sonra Türkiye’ye  iade edileceklerini, oradaki hapishanelerden de  kısa süre sonra serbest bırakılacaklarını” biliyorlar!                         Nitekim dün gazetelerde vardı: “KKTC’de bir çok suça karışan ve  ihraç edilen bir kişi  Bakanlar Kurulu kararıyla ihracı kaldırılarak yeniden KKTC’e dönüyor!  Gelir gelmez de bir banka müdürüyle bir polis memurunu tehdit ediyor, bilgisayara kafa atıyor falan!

“Siz” betkarakter” dediğimiz ve “ihraç ettiğiniz bir suçluyu, hem de Bakanlar Kurulu kararıyla nasıl ülkeye yeniden sokarsınız?  Kimdir bunlar? Ve bu nasıl  iştir? Ki memleketi korkulara, illegal olaylara boğmuş olmalarına karşın yapıyorsunuz bu yanlışları!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

      

            

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar