GÜN GELİR YOKSUN - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

GÜN GELİR YOKSUN

Ahmet OkanAhmet Okan

Sokak der geçersin.

Hanayı var,


Bir köşede yatırı,

Ahşap kapıları,

Pencere niyetine yuf delikleri,

Avluları,

Ağaçları…

O sokakları yazsaydın tarih olacaktı…

Bakar yanından geçerdin.

Geçerken biri laf atmışsa o Çoronik’ti.

Hani karşısında el arabasıyla Osman Gezer,

Bir köşede Aylakçı durur,

Arabaların arasında seçilen şapkalı kişi de Karanfilli Cemal Dayıydı.

Kulağında karanfil…

Yazsaydın tarih olacaktı…

Tarih, Lala Musata Paşa’nın Kıbrıs’ı nasıl fethettiği ile sınırlı değildir…

Osmanlı tarihi üzerine bir tarihçi şöyle der:

 “Bu topraklarda Osmanlı’dan başlayarak tarihçilik vakanüvis geleneğinden etkilenmiştir. Vakanüvis, yani tarihçi aslında sultanın yanında olan bir devlet görevlisidir. Dolayısıyla vakaları kaydederek olan bitenleri sarayın gözünden aktarmasından daha doğal bir durum olamaz. Bu gelenek Cumhuriyet kurulduktan sonra da devam etmiştir. Tek adam kültü bize Osmanlı’dan mirastır.”

Bisikleti beğenmez arabalara heveslenirdin,

Mini etek giyen kızları,

Parka giyen delikanlıları küçümser,

“Dejenere oldular” derdin…

Yaşadığın sokakta kaç ev var saymadın,

Yazdığın bütün mektupları gün geldi yırtıp attın,

Bıraksaydın,

Tarih olurdu.

Kim bilir edebi…

Hisarlara, çocuk parklarına bayram yerleri kurulurdu,

Köyden kasabadan bütün adadan insanlar gelirdi,

Dizlikli Kıbrıslılar,

Ellerinde bohçaları sepetleri,

O bayram coşkusu,

O toprak fırınlar,

O tahta masalardaki ziyafetler,

Davul zurna sesleri,

Ve bir köşede Ahmet Becerikli, Ahmet Altıparmak, Nadide.

Darbuka, keman ve zil,

Akdeniz’de Kıbrıs akşamları…

Ahalinin küçük ve mütevazı hayatı vardı,

Küçümserdin…

Keşke bunlar yazılsaydı…

Cenazelerin yerine bile dayanamadın,

Ki kaç medeniyet görmüştür,

Söküp attın,

Bayram yerlerine dayanamadın,

Ki kaç nesil gelip geçti o yerlerden,

Kaldırdın…

Geriye baktığında bir şey bulamazsan,

Sen nesin?

Yukarıda görüşlerinden alıntı yaptığımız tarihçi Yavuz Selim Karakışla “küçük insanlar” ın tarihini yazmakta.

Sultanların tarihini değil.

Onları vakanüvisler yazmış nasıl olsa…

Kendini anlatacaksın,

Köşeleri bucakları,

Kahveleri, meydanları,

Sinemaları,

Aşkları,

Abdi Çavuş’u,

Arasta’yı.

Buralardan gelip geçenleri,

Bakkallara, kahvelere girip çıkanları,

Terzileri berberleri,

Berber dükkanlarındaki muhabbetleri,

Neyi yaşıyorsan yani,

Ki yaşadığın yer kendin gibi olsun,

Daima…

Yoksa,

Ne yapsan çare değil,

Teker teker kaybolursun,

Gün gelir yoksun…

(2015)

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar