İlaçlarla aram pek hoş değil. Bütün insanlar benim gibi olsaydı eczacıların yarısı iflâs ederdi. Ben insan bedeninin kendi kendini tamir edip iyileştirebileceğine ümit bağlarım önceleri. Çoğu zaman bu beklentim karşılığını bulur.
Bazan da beden yenilir ve hekimin eline düşersiniz. O zaman da başa gelen çekilir. Atalarımız boşuna söylememişler “Allah kimseyi hakimin ve hekimin eline düşürmesin” diye.
Birbuçuk yıl önce hekimlerin eline değil, kucağına düştüm. Açık kalb ameliyatı geçirdim. Meğer kalbimdeki damarların hepsinin ve kalb kapacığının yenilenmesi gerekiyormuş. Bu ameliyatı yapmamiş olsaydım bugün yaşamıyor olabilirdim. Hekimler işe yarıyormuş gene de.
Ameliyattan sonra hiç alışkın olmadığım bir rutine girmek zorunda kaldım. Günde beş-altı hap yutmam gerekiyor. Sempatik kardiyolog hekimime bakılırsa “Motorumuzu korumamız gerekir”.
Ameliyatı yapan doktorlardan biri, grip olmamaya dikkat etmem gerektiğini söyledi. Bu nedenle Eylül veya Ekim ayında grip aşısı olmalıymışım. Geçen sene grip aşısını yaptırdım ve, ister inanın ister inanmayın, bütün bir yıl, bir defa bile gribe yakalanmadım. Daha önceleri niye aşı yaptırmadığımı sorguladım ve keşke yaptırsaydım diye karar verdim.
Bu sene Eylül ayında grip aşıları gelir gelmez, gidip aşımı yaptırdım. Bir yıl daha gribin, nezlenin bizim mahalleye uğramayacığı zannıyla yaşadım geçen güne kadar. Geçenlerde sabahleyin mayhoş uyandım. Kafam büyümüş ağırlaşmış. Boğazım yakıyordu. Burun deliklerim birer pınara dönüşmüştü. Allah Allah, bu ne hal? Hani, biz grip aşısı olmuştuk?
Peşinen şunu söyleyim: Ben ne hekimim ne de eczacı. Bu konularda fikir yürütecek kadar bilgim de yok. Ne var ki beden de benim. Niyetim ne hastalıklar konusunda ahkâm kesmektir ne de ilaçlar hakkında. Ben kendi derdime derman arıyorum. Yazdıklarım lütfen sağa sola çekilmesin.
Akabinde Lefke Avrupa Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Rümeysa Demirdamar’ın Facebook’ta paylaştığı bir makaleyi okudum ve bundan sonra grip aşısı yaptırıp yaptırmamak konusunda ikilemde kaldım. Konuyu hekimimle konuşmam gerekecek. (Rümeysa hanımın damarları demirden olduğuna göre inşallah onunkiler bizimkiler gibi paslanmaz.)
Makale “Real Pharmacy. Com” adlı bir siteden alınmış. Sitenin ne denli güvenilir olduğu konusunda herhangi bir fikrim yok. Ancak orada yazılanlar bana inandırıcı geldi. Makaleyi paylaşanın bir eczacılık hocası olduğuna göre sitenin tutarlı bir yanı olması gerekir.
Makaleye bakacak olursak “Grip aşısı, tıp tarihinde yapılan en büyük sahtekârlık” imiş. Grip aşısı, zaman içinde, insanın bağışıklık sistemini zayıflatırmış.
Amerika’da grip aşıları 70 küsur yıldır imal edilip kullanılıyor. Ancak bu aşıların etkinliği tartışmalıdır ve bu iş sahte propagandalarla yürütülmektedir. Son yıllarda H3N2 virüsü için hazırlanan aşıların etkinliğinin pek az olduğu fark edilmiştir.
Aşı endüstrisi iki düzmece iddia ortaya atıp insanları kandırdı. Birincisi, aşılar her zaman ve herkes için etkilidir. İkincisi, aşılar herhangi bir tehlike arzetmez ve herkes için güvenilirdir.
Bu yalanlar, hala aşı endüstrisi taraftarları, doktorlar, eczacılar ve tıp cahili gazeteciler tarafından yayılmaya çalışılmaktadır. Bu iddiaların bilimsel tutarlılığı yoktur. Aşıların içine prezervatif olarak konan maddelerin özellikle çocuklara büyk zarar verebileceği söyleniyor. Amerika’da aşılar yüzünden sakatlanan hatta ölen çocukların ailelerine aşı endüstrisi mahkeme kararlarıyla 3 milyar dolar tazminat ödemek zorunda kalmıştır.
Amerikan hükümet verilerine göre sadece 2016 yılında aşılar nedeniyle Amerika’da binlerce çocuk hastalanmış, 144 çocuk da hayatını kaybetmiştir. Hastalanan çocuklar arasında kör olanlar, hatta felç olanlar bulunmaktadır. Bilimsel araştırmalar bazı aşı türlerinin otizm riskini artırdığını göstermiştir.
İlaç kutuları içinde okunmamak için küçücük harflerle yazılmış birtakım metinler vardır. Büyüteçle okusanız bile yazılanları anlamanız imkânsıza yakındır. Bir de her ilaç kutusunun üzerinde “Kullanmadan önce kullanma talimatını okuyunuz” diye bir ibare yok mu? Dostlar alış verişte görsün kabilinden. (Sezar’ın hakkı Sezar’a; bazı ülkelerde belli puntolarla yazılması ve anlaşılır bir dille kaleme alınması ilkesi getirilmiştir.)
Herneyse, grip aşılarının prospektüsünü dikkatlice okuduğunuz zaman, diyor makale, orada grip aşılarının etkin oldukları yönünde herhangi bir bilimsel araştırma bulunmadığının yazılı olduğunu göreceksiniz. Gerçekten de makaleye eklenen “Flulaval (Influenza Virus Vaccine)” adlı bir grip aşısının prespektüsünün fotoğrafında bu ifadeyi okuyabiliyorsunuz.
Aynı prospektüste “Flulaval’ın çocuk hastalardaki güvenlik ve etkinliği kanıtlanmamıştır” de yazıyor. Bunun Türkçesi şudur: Bu aşı çocuklar için güvenli değil, onlara olan etkinliği de tartışmalıdır. Çocuğunuza bir şey olursa, veya aşının etkisi görülmezse bizi dava edemezsiniz.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi grip aşısının şu yan etkileri de görülebiliyormuş: Göz ve göğüs ağrısı; artrit yani eklem ağrıları; baş dönmesi, titreme, baygınlık geçirme; kasılma nöbetleri; Gullain-Barre sindromu (her ne demekse!); kafatası siniri felci veya adale felci; beyin şişkinliği; kısmi yüz felci.
Kalbden sıyırdık, grip aşısından ansızın gitmeyelim.
