Galiba… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Galiba…

Ahmet OkanAhmet Okan

 

 


“Lefkoşa’nın muhtelif semtinde Türk varlığının en bariz nişanesi olarak geniş sahaları  ile bakımsızlıktan yüzümüzü kızartacak elim birer manzara halini alan dedelerimizin ebedi istirahatgahları bugün birer  pislik deposu ve hayvanların yem tarlası olmuştur… Kabirlerin başlarına rezkedilen ve her mevtanın tarihçesini taşıyan mermer sütunlardan  tutunuz da en kıymetsiz taşlarına varıncaya kadar günden güne aşırılmakta ve kabirlerinden hiçbir iz bırakılmamaktadır.” (Ahmet An, Kıbrıs Türk Toplumunun Geri Kalmışlığı, s. 72.)

Yazı, Yavuz imzası ile Halkın Sesi gazetesinin 17 Ocak 1943 tarihli sayısında yayınlanmıştı.

Aynı gazetenin 8 Aralık 1942 tarihli sayısında aynı imza ile şu görüşler de var:

“Vaktinizin herhangi müsait olduğu bir zamanda Mağusa Kapusu dışındaki Türk mezarlığını gidip görünüz. Türklük namına hicabınızdan yerin dibine geçmek isteyeceğinize hiç şüphe yoktur. Çünkü o kabristan değil adeta bir zibil deposu! Kalaycı Bulgar çingenelerinin meccani bir karargahı. Hayvanların daimi bir ahırı. Türk olmayanların 100 numerosu! Dünyada tasavvur edebileceğiniz bütün pisliğin bir merkezi!..” (Aynı kaynak.)

Komşularımız özellikle bir dönem kuzeyde kalan mezarlık ve kilise, manastır gibi ibadet yerlerinin yıkıldığından, ahır olarak kullanıldığında, perişan hallerinden falan bahsedip dururlar,

Bu konuda sadece içte değil, Kıbrıs’ta da kamuoyu oluşturup, özellikle siyasi alanda Türk tarafına baskı unsuru olmaya çalışırlardı.

Bunun az seviyede olsa da bugün için de geçerli olduğu bir gerçek.

Ama üzülmesinler!

Mesele sadece Ortodoks, Hıristiyan ibadet yerleri ya da mezarlıkları değil!

Yukarıda da görüldüğü gibi öteden beri durum aynıdır ve kendi dini yerleri ile mezarlıklarını da tarumar etmekten,

Tarumar etmeyi bir yana bırakın, yok etmekten çekinmezler.

En azından bugüne kadar…

Bir keresinde Karpaz yarımadasında yol çalışmaları nedeni ile Osmanlı döneminden kalma bir mezarlık bulunmuş,

Yol çalışmaları nedeni ile o Osmanlı mezarlığının bir bölümü sökülüp atılmış, bir bölümü de kalmıştı.

Konu ile ilgilenmiştik.

Sonuç sıfır!

Diyeceğim, kendi kendimizi yok etmekte üstümüze yoktur!

Girne Kapısı mezarlığının hali hatırlardadır.

1571 fethinde önemli bir asker olduğu sanılan Cenk Abdal’ın türbeye benzer mezarı da oradaydı,

Girne Kapısı’nın ünlü bekçisi Horoz Ali’nin de.

Ne oldu?

Sökülüp atıldı!

Birkaç mezar başlığı Mevlevi tekkesine kondu hepsi o kadar…

O yazı şöyle devam eder:

“Rum vatandaşlarımızın kabristanlıkları birer çiçek bahçesi olarak bütün güzelliği ile muhafaza edilirken, bilmem dedelerimizin ebedi istirahatgahlarına reva görülen bu çirkin haller neden yapılıyor?”

Haklısın,

Bugün oldu nedeni bilinmiyor!

Galiba, bizim medeniyetimiz böyle!

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar