İguana, Charles Darwin’in evrimin kuramının temellerini attığı Galapagos Takımadaları denilince akla gelen ilk hayvanlardan. Ancak Galapagos kara iguanası, takımadalara özgü endemik canlı olmasına rağmen, Santiago Adası’nda neredeyse 200 yıldır görülmüyordu. Onları burada son görüp kayda geçiren 1835 yılında Charles Darwin olmuştu.
Sonunda ekolojik yeniden tesis programını devreye sokan Galapagos Doğal Parkı yetkilileri, Kuzey Seymour Adası’ndan devşirdikleri 1436 kara iguanasını Santiago Adası’na saldı.
Over 1,400 Galapagos land iguanas were successfully released onto Santiago Island, where they were wiped out by invasive species almost 200 years ago. The last sighting of one was made on the island by Charles Darwin in 1835. https://t.co/jdQFRUYgbf #Galapagos #Iguana #Darwin pic.twitter.com/2oRTt4k9mb
— My Good Planet (@MyGoodPlanet) January 8, 2019
Park yetkilileri “Neredeyse 200 yıl sonra bu ekosistem endemik türüne yeniden kavuştu” dedi. Ekolojik yeniden tesis programının direktörü Jorge Carrion, yaban domuzu gibi yırtıcı hayvanların adaya sokulması sonucu iguanaların tükendiğini, ancak adanın 2001’de yırtıcı hayvanlardan tamamen temizlendiğini söyledi.
Programın, Kuzey Seymour Adası’nın yiyecek kıtlığına rağmen sayıları 5 bini geçen iguanalarını da koruyacağı belirtildi.
Over 1,400 Galapagos land iguanas were successfully released onto Santiago Island, where they were wiped out by invasive species almost 200 years ago. The last sighting of one was made on the island by Charles Darwin in 1835. https://t.co/cxfU93qwh6
— Trending Shed (@trendingshed) January 8, 2019
Parkın ekosistem direktörü Danny Rueda, “Kara iguanası, tohumları saçarak yayan, açık alanların bitki örtüsüne kavuşmasını sağlayan bir otoburdur” hatırlatmasını yaptı.
Ekvador sahiline 1000 km mesafedeki Galapagos, eşi benzeri olmayan yaban hayatı ve bitki örtüsüyle dünyanın en kırılgan ekosistemlerinden birine sahip.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Galapagos’a 1835 yılında henüz 26 yaşındayken gelen İngiliz doğabilimci Darwin, her adanın kendine özgü canlıları olması, o canlıların o adaya özgü şartlara göre özellikler geliştirmesinden esinlenerek evrim kuramının temellerini atmıştı.