Gaddar kralın ülkesine maceralı bir yolculuk - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Gaddar kralın ülkesine maceralı bir yolculuk

Bekir AzgınBekir Azgın

Kadersizse insan muhallebi yerken dişi kırılırmış.

Benim böyle bir deneyimim olmadı. Ancak sakız çiynerken dişimi kırmışlığı oldu.


Uçakta gidiyoruz. Uçakta zaman eritmenin en kestirme yolu sudoku çözmek ve bulmaca doldurmaktır. Ben de öyle yapıyorum. Uçak havalanırken kulaklarım ağrımıştı. Halbuki cebime önceden sakız koymuştum. Dalgınlıkla ağzıma koymayı unutmuşum.

Uçak inişe geçince ağzıma bir sakız attım ve bulmaca doldurmaya devam ettim. Bir gece önce BBC hava raporunda buralarda şiddetli yağış ve fırtına olacağı söylenmişti. Ama bulutlar üzerinde kayıp giderken bunların hiçbirinden eser yok.

Yanımda iki genç kadın oturuyor. Tatlı tatlı, birbirlerine fısıldayarak sohbet ediyorlar. Tek bir kelime duyulmuyor. Konuşmakta olduklarını el, kol hareketlerinden anlayabilirsiniz. Koridora yakın oturanın eli kolu hiç durmuyor.

Bulutların altına inince etref görünmeye başladı. Bu arada pilot herkesin yerine oturup bağlanmasını çünkü havanın rüzgârlı olduğunu söylüyor. Kimse söylenenlere aldırmıyor. Öyle bir belirti yok. Sakız çiğnerken tık diye dişimden bir parça koptuğunu hissettim. Kendi kendime “Muhallebi yerken de kırılabilirdi” dedim, “o kadar da kadersiz değilmişim.”

İyi ki beş dakika sonra kırılmadı çünkü bunu korkuya yorumlayacaktım. Birden uçak beşik gibi sallanmaya başladı; bir öne arkaya, bir sağa sola. Dalgalı denizdeymişiz gibi. Yanımdaki kadınlar fısıldaşmayı kestiler. İstavroz (Haç) çıkarıyorlar. Etrafa bir sessizlik çöktü.

Dışarıyı seyrediyorum. Yeryüzü dalgalanıyormuş gibi. Epey alçaldık. Önce arabalar sonra insanlar seçilmeye başladı. Bu felâketten kurtuluyoruz derken uçağın burnu havaya kalktı. Belli ki sarsıntıdan pilot pisti tutturamamıştı.

Uçak yükselirken yolcuların bir kısmı içlerini boşaltmaya başladılar. Benim çok fısıldayan komşum da ötekilerine katıldı. Önce kendi poşetini doldurdu, sonra da ortada oturan kadınınkini. Biraz sonra ona yardım etmeye çalışan orta yerdeki kadın benim poşeti de istedi. Verdim.

Pilot herkese malum olanı ilâm ediyordu: “İlk denemede pisti pas geçtik. Tekrar deniyoruz.” İtiraz edecek halimiz yoktu. Zaten uçakta koyu bir sessizlik vardı. Sinek uçsa duyulacaktı.

Uşak ha düştü ha düşecek derken tekerleker ile pistin buluşmasının gıcırtısı duyuldu. Ve bir alkış tufanı koptu. Yolcular derin bir nefes alabilirlerdi. Böylece Brüksel’e varmış olduk.

Brüksel Avrupa Birliği’nin başkenti. Avrupa Parlamentosu orada, komisyon orada. 300 dolayında ofiste 50 binden çok teknokrat çalışıyor. Ayrıca NATO’nun merkezi de orada. Yenile inşa edilmiş Nato binası dünyanın en tuhaf binalarından biri.

Brüksel hoş ve kompakt bir kent. Ne yalan söyleyim ben bu kenti sevemedim. Sevmememin nedeni de Kral II. Leopold. Her yerde karşınıza çıkar. Katedrali yapan o. Opera binasını, müze olarak kullanılan sarayı yapan o. Göze çarpan eserlerin çoğunun banisi o. Kentin en önemli bulvarı onun adını taiıyor. İnsanın içi dışı Leopold doluyor.

Büyük İskender’in biyografisinin önsözünde, çok hoşuma giden şu değerlendirme yapılmıştı: “Büyük İskender ‘büyük’ unvanını, kendinden önce gelenlerden çok daha fazla insan öldürdüğü için kazanmıştı”. Kral Leopold da “büyük” unvanını hakketmiş biriydi.

  1. Leopold 1865-1909 yılları arasında 44 yıl süreyle Belçika’yı yönetti. 1885 yılında hümanist olduğu için Kongolulara medeniyet ve ekonomik kalkınma götürmek amacıyla Avrupa’nın büyük güçleri Kongo’yu ona, kelimenin tam anlamıyla, hediye ettiler. Herifçioğlu ülkeyi cehenneme dönüştürdü.

Ülkede üretilen kauçuk, fildişi, elmas ve öteki mallar için kotalar koyuyordu. Kotayı doldurmayanlara çeşitli cezalar verilirdi. Bir daha kota doldurmayacak kadar yaşlanmışsa öldürülürdü. Adamın kendisinden ümit kesilmemişse yakınları cezalandırılırdı. En sık uygulanan ceza da çocuklarının kolunu kesmekti.

Kral hazretlerinin adamlarının ne zaman sağ ne zaman sol kolu kestiklerini bir türlü öğrenemedim. Ancak Kralın Kongo’yu yönettiği 25 yıl içinde 10 milyon ile 15 milyon arasında insan katlettiği tahmin edilmektedir.

Kral hazretlerinin eserleri

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar