Limasol’da yaşanan çirkin saldırıdan sonra kendisine geçmiş olsun ziyaretine gelen bir heyeti kabulünde konuşan 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ara bölgede kurulacak bir ortak üniversitenin iki toplum arasındaki güveni artıracak önlemlerden biri olduğu söyledi. Aslında çok önemli olan bu öneri yoğun gündem arasında kaybolup gitti. Geçtiğimiz Salı, Kanal Sim’de yayınlanan “Bilimsel Eğitim” programında Salih Sarpten ile birlikte bu konuyu uzun uzun konuştuk. Ortak üniversite konusu gerçekten üzerinde ciddi ciddi düşünülmesi gereken önemli bir konu… Bu sadece Kıbrıs sorunu açısından değil, eğitim açısından da çok önemli…
Kıbrıs sorunundaki son gelişmeler, yakın bir zamanda uluslararası güçlerin “gazlaması” ile yeniden çözüm sürecine girileceğini gösteriyor. Bu ülkedeki çözümsüzlüğün önemli aktörlerinden biri olan Sayın Eroğlu bile “Hazirana kadar bu işi bitirip, referanduma gidelim” önerisinde bulunuyor. Belli ki 2004 sonrası yaşanan on yıllık suskunluk dönemi bitiyor. Yeniden barış ve çözüm ümitleri artıyor.
Çok iyi hatırlıyorum ki, 2004 referandumundan hemen önceki tartışmalarda yeni kurulacak federal devlette çalışacak memurlar, uzmanlar ve diğer çalışanlar kimlerden oluşacak diye bir dert sarmıştı yönetenleri… Çünkü bu konuda yetişmiş eleman sıkıntısı yaşanacağı çok açık bir şekilde görülmüştü. On yıl sonra bugün de ayni sorunla karşı karşıyayız. Bugün bu anlamda çözüme hazır mıyız? İngilizce ile birlikte Yunanca ve diğer yabancı dilleri kullanabilen kaç insan gücümüz var? Eğer bu ülkede federal bir devlet kurulacaksa, iyi yabancı dil bilen yanında, özellikle Yunanca bilen memurlara da ihtiyaç duyulacaktır.
Bu gerçeklik ortada iken, 5’inci Milli Eğitim Şurası’nda Yunanca zorunlu eğitim kapsamına alınması gerektiği ile ilgili karar alınınca ortalığı bulandırmaya çalışanlar yanında, dil üzerinden düşmanlık edebiyatı yapanlar oldu.
Ne ilginçtir ki Türkiye’de birçok üniversitede Yunan Dili ve Edebiyatı bölümleri var ama Kuzey Kıbrıs’taki üniversitelerde böyle bir bölüm yok. Buna karşın Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Üniversitesi’nde Türkoloji bölümü var ama…
Eğer bu ülkede çözüm ve barış kaçınılmaz ise, adada yaşayan toplumlar buna hazırlanması gerekiyor. Eğer birlikte yaşamak niyetindeysek, her iki halkın da eğitim planlaması bu yönde olmalıdır. Eğitimin bu anlamda planlamasında ne yazık ki her iki halk da şu ana kadar sınıfta kalmış durumda… Türk tarafı olarak biz bir nebze de olsa bu konuda daha önde olsak da yeterli değildir.
İşte bu anlamda Sayın Talat’ın ortak üniversite önerisi anlamlıdır. Bu ortak üniversite Sayın Talat’ın dediği gibi iki halk arasındaki güveni artıracağı gibi, federal devlette gerekli olan insan kaynağının yetişmesine de katkı sağlayabilir. Böylesi bir üniversite, gençler arasında iyi iletişim becerilerini geliştirmesine ve uyuşmazlıkların çözümü konusunda birbirlerini anlamalarına katkı koyacaktır. En önemlisi de bu üniversite Türkçe, Yunanca, İngilizce ve daha birçok yabancı dili konuşabilen bireyler yetiştirebilir.
Böylesi bir ortak üniversitenin yararları bu köşeye sığmayacak kadar çoktur. Eminim ki böylesi bir proje için gerek BM gerekse AB, maddi ve manevi destekten kaçınmaz diye düşünüyorum. Toplumların yakınlaşmasında eğitimin rolünün ve önemini yeniden vurgulamamıza gerek yoktur. Bu konuda yapılmış yüzlerce akademik çalışma vardır. Dünyadaki birçok sorunlu bölgesinde sorunun çözümü konusunda eğitim önemli roller üstlenmiştir. Üniversitelerin de bu sorunların çözümüne çok önemli katkıları olmuştur. Kıbrıs’taki sorunun çözümüne ve halkların birbirine karşı güven duymasına, ismi “Federal Kıbrıs Üniversitesi” olan bir üniversite niye katkı koymasın ki!
Gelin ona bir şans verelim.
