Faiz kararı ve etkileri? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Faiz kararı ve etkileri?

Onur BormanOnur Borman

Perşembe günü, TCMB geçen hafta içinde piyasadaki yorumcuların faiz artışı yapılmayabilir tahmin ve beklentilerin aksine, uzun zamandan beri düşük tutulan faizlerde 200 baz puan artış yaparak politika faizini  %8.25’ten %10.25’e çıkardı. Bir miktar da GLP olarak ifade edilen geç likidite penceresi faizlerinde artış yapıldı.

Faiz kararından sonra aynı günde kurlarda bir miktar düşüş oldu. Ancak ertesi gün Cuma borsa kapanışında dolar, sterling, ve euro’da TL’ye karşı tekrar bir miktar yükseliş oldu. Dolarda ilk gün %1 düşüş, ertesi gün ise %0.52 artış oldu.


Yeni TL faizlerinin, döviz kurlarının inişine fazla bir faydası olur mu? Bence enflasyona göre yeni faiz oranının yeterli bulunması tartışmalıdır, çünkü aynı süre zarfında döviz kurları ortalaması artışı enflasyon oranının 2.5 katı üstünde ve dövize olan talebi durdurmayabilir. Ortalama döviz kur artışı %30’un üzerinde, enflasyon %12, reel faiz oranı ise negatifte.

Kur yükselişlerinin bir nedeni faizdir. Ancak geç kalınmış olduğu cihetle beklenen etkiyi örneğin 2018’deki etkiyi hemen görmek ümidi bu defa daha zayıftır. Çünkü 2018’de etkili bir faiz artışı yapıldı ve daha erken bir önlemdi.. Ancak bu defa daha uzun süre düşük faiz uygulandı ve kurlar bu sürede yükselmeye devam etti, dolayısıyla öngörülen %2 puan faiz artışı kurların yükselişlerini durdurmaya yetmeyebilir, ancak bir süre daha düşük dalgalanmaya çevirebilir.

Ekonomiden kaynaklanan cari açık, ve dış borçların ödemelerinde dövize talebin artması kurları yükseltebilecek. Pandemi döneminde halen dünyada sermaye hareketinin Türkiye’ye yönlenmesini, stratejik yönden sorunlu bölge olarak görülen doğu Akdeniz ve orta doğudaki rahatsızlıklar, yabancı sermaye sahiplerini şimdilik durdurduğu görülmektedir. Hatta az da olsa bir miktar çekilme olduğu istatistiklere yansımaktadır.

Bir de TCMB’ nın yaptığı açıklamada gözlemlediğini ifade ettiği, maliyetlerin kurlar nedeniyle artmasına rağmen hanehalkı talebinin beklenildiği gibi düşmediği ve büyüme odaklı faizi düşük tutma politikası ile kredi büyümesine rağmen, büyümenin üretim kaynaklı değil, talep ve tüketim ağırlıklı olmasındandır. Bu da önemli ve resmi bir saptamadır.

Faizlerin düşük tutulması ve kredi teşvikleri ve devlet garantileriyle krediler artış oranı oldukça yükselmiş ve kredi hacmi de yalnız son dönemde %20 artmıştır. Ve bu dönemde bir çok ülkede ekonomilerde daha yüksek küçülmeler olmasına göre Türkiye ekonomisinde istatistiklere göre yüksek olmasa da 2019 % 0.9 büyüme oldu. 2020’de birinci çeyrekte %4.5 büyüme, ancak ikinci çeyrekte ise  ekonomide  – %9.9  daralma olduğu açıklandı. Sonuçta toplam iki çeyrekte  – %5.4 daralma var.

Talep ve tüketim ağırlıklı büyüme haliyle enflasyonda düşüş olmayacağı işaretini de vermiş olduğu cihetle TL faizinde az bir miktar artış yapılmıştır. Ve kurlara etkisi az olacaktır. Bunun kredilere ve mevduatlara olan etkisini de birkaç hafta sonrasında göreceğiz.

27.9.2020                                                Onur Borman

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar