Ezbere Yaşayanlardan Mısın? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Ezbere Yaşayanlardan Mısın?

Ece UsluDr. Ece Uslu

Haydi kafanı çevir ve bak etrafına, tek tek incele gördüklerini. Her eşyanın, her insanın, her varlığın bir anısı var değil mi? Daha da ötesi senin geçmişten getirdiğin anıların var, yaraların, öğrenmişliklerin… Ve bu çerçevede anlam yüklediklerin… Onlara yüklediğin anlamı alsan herkesten, her şeyden ne kalır geriye?

Gücünü fark ettin mi? Ne gördüğün, ona yüklediğin anlamla ilişkili aslında. Biri seni üzüyorsa; ona bu anlamı yükleyen, bu gücü veren sensin. Bir eşya sende bir huzursuzluk yaratıyorsa, o huzursuzluğa eşlik eden düşünceyi yaratanın sen olduğu gibi. Ve o düşünce ile baktıkça o eşyaya, onun sıradan bir eşya olduğunu değil sana acı veren, seni huzursuz eden deneyimini hatırlayacaksın hep. Kendini öğrenmişliklerin ve anılarınla sınırlandırıp hapse koymak değil mi bu?


Dıştan bir göz olarak çıkıp bakmayı denedin mi hiç yaşadıklarına? Onunla yemek yediğimiz masa değil de, sadece bir masa olarak mesela. Nasıl hissettirirdi bu sana? Ama bazen de yaşananların içine girip ‘onunla yemek yediğimiz masa’ yap onu. Ve yine nasıl hissettiğine bak. Bir odanın içine girip çıkmak gibi. Belki biraz daha efor harcaman gerekiyor o kadar. İkisi de senin elinde bunu unutma. Bunu yaptığımda ne mi olacak diyorsun? ‘Esneyebilmek’ bunun adı. Durumlar karşısında bu denli mesafeni koruyarak, istediğinde de bir o kadar mesafesiz kalarak esneyebilmek. Ne büyük bir özgürlük değil mi? Büyük bir ahenk içinde hayatla dans etmek gibi bir şey! İşte bu olacak!

Bir eşya, durum, insan, herhangi bir şey bende nasıl bir duygu uyandırıyor ve ben bunu nasıl yönetiyorum? Yönetebiliyor muyum? Yoksa sürükleniyor muyum? Sürükleniyorsam belki bir süre sürüklendiğimi, sürükleneceğimi mi kabul etmeliyim? Çünkü ne yaptığımdan çok nasıl yaptığım önemlidir. Yaptığım şey benim tercihim mi, bu önemlidir. Yaptıklarını tercihe dönüştür. Bunun için önce kendinle temasta olman gerekir. Diyelim ki kalabalıkta konuşamıyorsun. ‘Evet. Yapamıyorum elimde değil.’ dediğini duyar gibiyim. Peki kimin elinde?

Bir de şöyle bakmayı denemek ister misin? ‘Kalabalıkta konuşmamayı tercih ediyorum, çünkü heyecanlanıyor ve şu an için bu heyecanımı nasıl yöneteceğimi bilmiyorum. Ama öğrenebilirim.Önüm açık, kontrol bende. Hazır olduğumda olacak.’. Bir cümle umutsuzluk, çaresizlik hissettirirken, diğeri tercihler doğrultusunda yeni kapılar açıyor. Fark ettin mi? Yani bir şeyi yapamıyorum deme. ‘Yapmamayı tercih ediyorum çünkü…’ de… Çünküyü sorgula sonra bu bir kaçış mı yoksa gerçek bir tercih mi?

Yapamadıklarından, utandırılarak büyütüldüğün duygularından, bunlara karşı geliştirdiğin davranışlarından nefret etme! Her davranış şu an sana zarar verse de zamanında bir amaca hizmet ediyordu. Büyük çoğunlukla da ne kadar kemikleşmişse canının yanmasından seni o kadar koruyordu. O nedenle önce barış onlarla. Tanış, gör, anla, neye hizmet ettiklerini fark et. Sonra karar ver yola onlarla devam etmek isteyip istemediğine. Hepten vazgeçmek istemeyeceksin belki bir kısmından. Taşı cebinde ama yerinde kullanmayı tercih et. Daha kaliteli bir yaşam ve daha sağlıklı ilişkiler için, bunu denemen lazım… Hazır olduğunda….

 

Ben aydınlanmadan önce dağlar dağ gibi, nehirlerse nehir gibiydi. Aydınlanmaya başlayınca dağlar dağ, nehirler nehir gibi değildi artık. Şimdi, aydınlandığımdan beri, dağlar yine dağ, nehirler yine nehir gibi!” (FROMM, Erich 1979)

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar