EX ORİENTE LUX Doğu Ekspresi deneyimi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Poli

EX ORİENTE LUX Doğu Ekspresi deneyimi

Doğrusunu söylemek gerekirse yapılan teklifi kabul etmekte epeyce zorlandım.

Hatta dürüst olmam gerekir reddetmek için de pratik zorluklar çıkarmaya çalıştım.


Toplam 27 saatlik bir yolculuk.

İçki yasak.

Sigara içilmez.

5 metreye 4 metre daracık kompartımanlar ve kötü yemeklerin verildiği bir lokanta.

Üniversite yıllarında olsaydı takardım sevgilimi koluma ve bu maceraya çıkardım.

Macera yaşını geçtik galiba!!!

Beni ikna eden Orhan Pamuk oldu.

Deniz, “Kar” romanını hediye etti.

“Bu roman Doğu Ekspresi’nde yazıldı” diye de bir not ekledi.

“Kar” romanıyla ilgili epeyce övgü dolu şeyler okumuştum.

“Orhan Pamuk’un Nobel almasında etkili olan bir roman” diyen bile vardı.

Kar yağışını bu kadar güzel betimleyen çok az yazar varmış.

Bir de Doğu’daki kadınların dramını anlatan.

“Adam bu trende yazdığı romanla Nobel aldı, sen konforunu düşünüp reddediyorsun” diyerek kendi kendimi dolduruşa getirdim.

Ve kendimi bir akşamüstü kendimi Ankara’nın Irmak nahiyesinde Doğu Ekspresinin içinde buldum.

 

***

 

Öngördüklerim ve karşılaştıklarım doğruymuş.

Gürültücü serçelere benzeyen yüzlerce üniversite öğrencisi…

Gitarları, bağlamaları ve hatta portatif hoparlörleri ile “tam teşekküllü” olarak yerlerini aldılar.

Demir raylarda gıcırdayan demir tekerleklerin ilk dönüşü ile birlikte başladılar eğlenceye.

Daracık kompartıman geçişlerini adeta işgal ettiler.

Sonra da lokantayı.

Bir değil birkaç tane televizyon kanalı bizimle birlikte seyahat ediyormuş.

Kameralar sürekli olarak açık ve “biri bizi gözetliyor” modunda yol alıyoruz.

Türkiye’de son trend Doğu Ekspresi yolculuğu.

Sonrası Kars.

Ani harabeleri, buz tutan Çıldır gölünde kızak ve kaz eti restoranları.

Yolculuğumuz başlasın öyleyse…

 

***

 

Yola çıktığımızda güneş batmıştı.

Oysa ışık doğudan yükseliyordu.

Ex oriente lux (ışık doğudan yükselir)

Şu anda bir hapishane hücresinde korkunç bir tutsaklık yaşayan Prof. Dr. Mehmet Altan hocam “Doğunun ışığı oldu batıyı aydınlatan” dediğinde pek anlamamıştım.

Fakat okuyunca ve araştırınca Latince’de “ex oriente lux” deyiminin aslında bir felsefe olduğunu keşfettim.

Batı, ortaçağ karanlığını yaşarken, doğu da hümanizmanın doruklarındaydı.

İnsanın nasıl daha mutlu olabileceğinin felsefik sınırlarını zorluyordu.

Batı din veya milliyet savaşları uğruna birbirini telef ederken Doğu “aslolan insandır” diyordu.

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın…”

 

 

***

 

Eğer daracık bir kompartımanda 27 saat geçirmeyi göze alıyorsanız şiddetle tavsiye ederim.

Beşinci saatten sonra tıkanan ortak tuvaletleri, kötü lokanta nedeniyle kompartımanlarda kurulan sofraların rahatsız eden kokularını umursamazsanız mutlaka Doğuya seyahat ediniz diye tavsiyede bulunabilirim.

İçki ve sigara yasağının nasıl aşılacağını bilmek isteyenler beni arayabilirler.

Çünkü burada yazamam.

Yazamadığım nedenlerden dolayı 27 saat yolculuğu nasıl keyfe dönüştürebileceklerini de anlatabilirim.

Unutmamaları gereken bir nokta;

Doğu Ekspresi bir seyahat treni değildir.

“Işığa yolculuğun” bir aracıdır.

Mutlaka keyfini çıkarmalısınız.

Kars’a gelince…

 

***

 

Kötü olanı sona saklamayıp başında söylüyorum;

Kars ancak bir defa görebileceğiniz bir yerdir.

Yani ikinci asla olmaz. En azından benim için olmaz.

Kars’a akşamın saat sekizinde vardık.

Vakti değerlendirmek için kaz eti yiyeceğimiz lokantaları aramaya koyulduk.

İstanbul basınında epeyce övgüler düzülen Kaz Evi restoranını aradık.

“İçki vermiyoruz, ayrıca saat 22.00’da kapatıyoruz” gibi soğuk bir yanıt aldık.

Arkasından diğerlerinden de benzer yanıtlar alınca “Allah’ım biz nereye geldik” moduna girdik.

Şükür ki Sofra restoran imdadımıza yetişti.

Sahibi 6 yıl Girne’de çalışmış. Dolayısı ile biz “hemşerilerine” oldukça ilgili ve sıcak davrandı.

Kaz eti ile ilgili ilk hayal kırıklığımı burada yaşadım.

O kadar çok tuzluydu ki müzmin tansiyon sorunu olan bendeniz mesafeli durmak zorunda kaldım.

  • Niye bu kadar tuzlu? diye sorduğumda şu yanıtı aldım: “Kaz eti buzda ve tuzda terbiye edilir…”

Ve böylece daha ilk saatten benim kaz eti hayallerim suya düşme tehlikesi baş gösterdi.

Şükür ki Winter City otelin şef garsonu imdadımıza yetişti.

İyi bir kaz etini otelde yemiş olduk.

Bu arada hizmete yeni açılan Winter City otelin Kars standartlarının epeyce üstünde olduğunu belirtmeliyim.

Klasik Kars turu Ani harabeleri, donmuş Çıldır gölü, Prenses Katerina’nın sarayı ve uyarına gelirse Sarıkamış kayak merkezinden oluşur.

Şehir içinde Ruslardan kalan birçok bina vardır.

Ruslar 1878’den 1921’e kadar Kars’ı yönetmişler.

Düzgün caddeler ve ihtişamlı binalar Ruslar’dan kalmadır.

Gerisi tipik bir Anadolu kasabası görünümündedir.

Karslıya sormuşlar “bir şikayetin var mı?” diye.

Yanıt vermiş: “Hiçbir şikayetimiz yoktur, her şey çok güzeldir. Şu Ruslara söyleyiniz yaptıkları yollar bozulmaya başladı, gelip tamir etsinler…”

Bu anekdot da Karslıların Ankara’ya sitemi olsa gerek.

Doğu Ekspresi sayesinde her gün bine yakın insan Kars’a akın eder.

Turizm hareketi başladı ya fiyatlar iki katına çıktı bile.

Fakat ötesi yok.

Böylesi muhafazakar bir yapıyla nasıl turizm olacak tartışılır.

Ya da tersi olacak.

Turizm Kars’ı değiştirecek.

“Işığın doğudan yükseldiği” günlere geri dönerler mi?

Zor, hem de çok zor…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar