Antoine Rassasse Londra’da ev arkadaşlarının olduğu bir evde yaşıyor. Şu anda iş arıyor. “Kimse işsiz kalmak istemez” diyor. Yardım ödenekleri her ay yalnızca faturalarını karşılıyor. Bankadaki eksi hesabıyla da geçinmeye çalışıyor. Ancak dairesi soğuk. Yatak odasında tek cam var. O ve ev arkadaşları ısıtmayı her gün sadece birkaç saatliğine açabiliyor. Ev sıcak olsun diye panjurları kapalı tutuyor, kat kat termal giysiler giyiyorlar.

“Evde sıcak hissetmeyi geçtim, sanki dışarıdaymışım gibi hissediyorum” diyor.

“Bu berbat bir duygu.”

Hem Rassasse hem hem de Pope, Dads House adlı hayır kurumu tarafından işletilen bir gıda bankasına gidiyor. Rassasse, “Eğer gıda bankaları olmasaydı ne yapardım bilmiyorum” diye konuşuyor.

Rassasse, geçen yıl BBC’de ekonomik ısıtma yöntemlerinin tartışıldığı bir program izlediğini hatırlıyor. Ancak kiraladığı evde çok fazla değişiklik yapmaktan çekindiğini belirtiyor. Ayrıca, cam film gibi şeylere harcayacak çok az parası var:

“Param olsaydı tabii ki daha fazla yatırım yapardım.”

Dolayısıyla bu tip önlemler, makul ölçülerde de olsa ısıtma sistemlerini kullanabilen insanlar için maliyetleri düşürmeye yardımcı oluyor.

Enerji faturalarını karşılamak için emekli maaşına güvenen Pope için ısınma masrafları göz korkutucu olmaya devam ediyor. Bu onun için alışılmadık bir şey. Çalışırken hiç böyle zorluklarla karşılaşmamış. Belediyenin yardımı için minnettar. Fakat Pope, daha büyük bir müdahalenin gerekli olduğunu söylüyor. Isınmanın bir insan hakkı olduğunu savunuyor.

Pope, “Savunmasız insanlar için, emekliler için daha fazlası yapılmalı. Engelli insanlar. Küçük çocuklar” diyor.