Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan yaptığı bir konuşmada “Nas ortada. Sana bana ne oluyor” demiş.
Ve devam etmiş: “Faizle olan kavgamdan kimse beni döndüremez.”
Erdoğan’ın “Nas ortada” dediği Kuran’dan bir ayet.
Bilmeyenler faizle ilgili bir ayet olduğunu sandılar ama yanıldılar.
Nas suresi şeytan ve cinlerle ilgilidir.
Kuran’da faizi yasaklayan ayet Bakara’dadır.
Bakara Suresi, 275’inci ayette şöyle denir: : Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin (cehennemin) halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.”
Bazıları Erdoğan’ın yanlış ayeti söylediğini sanmışlar ama yanılmışlar.
Erdoğan, Bakara’da faizin haram kılındığını ve faiz alanın sürekli cehennemde kalacağını yazdığını iyi biliyor.
“Nas ortada” derken “hüküm ortada” demek istemiş.
Yani “Kuranın hükmü ortadadır. Faiz haramdır. Bu kadar açık hüküm varken sana bana ne oluyor.”
Bu kadar karmaşık olan izahtan sonra net ve kesin olan şudur;
Erdoğan Kuran’a dayandırdığı ideolojik görüşleri doğrultusunda faizle kavga ediyor. Türk Lirası’nın değer kaybetmesini göze alıyor ve Türkiye Merkez Bankası’na faiz indirimi baskısı yapıyor.
Böylece hem kendi ideolojisi doğrultusunda icraat yapıyor hem de kendi taraftarlarına “haram olan faizle mücadele eden lider” mesajı veriyor.
Erdoğan’ın son dönem yaptıklarını ekonomi bilimi ile izah etmeye kalkışmak en hafif deyim ile akla zarardır.
***
KKTC Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal aşağıdaki bilgiyi paylaştı:
“Mevduatın %68’i, öz kaynak hariç toplam pasiflerin %67’si, toplam aktiflerin %62’si ve tüm kredilerin %55’i yabancı paradır.”
Bu rakamlar gösteriyor ki bizde vatandaş Erdoğan’a rağmen tedbirini aldı.
Bankaya koyduğu parayı döviz olarak yatırdı.
Ve daha az miktarda da döviz olarak borçlandı.
Yani bir çeşit güvenlik uyguladı.
Fakaaat, kirasını döviz olarak ödeyenler, çocuğunun okul parasını döviz olarak ödeyenler, Türkiye hariç geri kalan ithalatın tümünün döviz olmasından dolayı ithal mal tüketenler bu günlerde tarihlerinin en kötü günlerinden geçiyorlar.
Çünkü Erdoğan’ın ideolojik kavgasından dolayı Türk Lirası durmaksızın değer kaybediyor ve Kıbrıs Türkü büyük zarar ediyor.
***
Geçmişte böyle zamanlarda Türk Lirasından vaz geçelim Euro’ya geçelim tartışmaları yapılırdı.
Şimdilerde duyan var mı?
Geçmişte böyle durumlarda hükümet tedbir almak için çırpınırdı.
Şimdilerde gören var mı?
Kontrolsüz bir şekilde çöküş bu olsa gerek…
