Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumuİktisatbank Hazine Grup Müdürü  Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu:

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bugün Mayıs ayı enflasyon verisini açıklıyor (manşet TÜFE aylık beklenti % 0,35)

 


Cuma günü ABD’de açıklanan zayıf istihdam raporu, doların değer kaybetmesine neden oldu

 

TL’nin sunmuş olduğu yüksek (gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek) getiri yabancı yatırımcıların iştahını kabartıyor

 

Bu bağlamda, Borsa Istanbul tüm zamanların zirvesine yükselirken, USD/TL kuru da bu yılın en düşük seviyesini test etti

 

USD/TL kurunda 3,50 psikolojik seviyesinin kıyısındayız. Aşağıya geçilmesi durumuda, satış eğilimi hız kazanabilir

 

EUR/USD paritesinde öne çıkardığımız 1,1270 seviyesi test ediliyor. Üzerinde kalıcılık sağlanırsa 1,1475 hedef sahasına girecek

 

Sterlin cephesinde 1,2770 seviyesinin üzerinde kalınması koşulu ile uzun pozisyonda kalmaya devam edeceğiz

 

Her ne kadar finansal piyasalarda coşkulu bir kutlama havası görülse de, jeopolitik cephede durum pek de öyle değil

 

İngiltere yeni bir terör dehşeti ile sarsıldı. Yaralılara acil şifalar dileriz

 

Arap Yarımadası’nda ise diplomatik kriz yaşanıyor. Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Bahreyn, Katar ile olan tüm diplomatik ilişkilerini kestiğini açıkladı

 

Ø  Piyasa Özeti ve Yorumu

 

Bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mayıs ayı enflasyon verilerini açıklayacak. Hazır enflasyondan söz etmişken, gelişmekte olan ülke para birimleri arasında faiz ve enflasyon dengesine bakmakta kısacık fayda görüyoruz. Hatırlanacağı üzere, geride bıraktığımız sene, faiz oranını % 8 seviyelerinde olan Türkiye, 2015 ve 2016 yılının büyük kısmında % 14’ün üzerinde faiz veren Brezilya Merkez Bankası’nın faiz politikasına kurban gitmişti. Yatırımcılar, % 8’li faiz ile TL borçlanıp, Dolar’a geçerek devamında Brezilya Real’i satın alarak faiz makasından oldukça yüksek getiri elde etmişlerdi. TL geride bıraktığımız senelerde mevduat yapılan değil, devamlı satılan bir para birimi halini almıştı. Bunun sebebini ister hain darbe girişimine bağlayalım, ister elim terör olaylarına, istersek de politik belirsizliğe. Ancak, netice itibarı ile paranın duyguları pek de yoktur. Geride bıraktığımız senelerde % 14’ün üzerinde faiz veren Brezilya Merkez Bankası faizi % 10,25 çekerken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ise faiz oranını yılbaşına nazaran 400 baz puan yükselterek tüm zamanların zirvesine yükseltti. Her ne kadar faiz politikasının çerçevesi sorgulanır hale gelse de, netice itibarı ile iş gören faiz oranı % 8 seviyesinden % 11,97 seviyesine kadar yükseldi. Yükselen faiz ve tabir caizse saha avantajını bu sefer ele geçiren TL, son haftalarda yabancı ilgisinin göz bebeği oldu. USD/TL kuru, geride bıraktığımız hafta 3,59 seviyesini test etmesi ardından Deutsche ve JP Morgan’ın TL öneren raporları ve akabinde ABD’de Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam raporunun enflasyonist bir baskıya işaret etmemesi sonucu, körüklenen risk iştahının yüksek getiri peşinde koşmasına neden oldu. Her ne kadar Türkiye’de enflasyon şu anda % 11,87 seviyesinde ve iş göre faiz % 11,97 seviyesinde olsa da, yani yerlilere reel getiri anlamında pek de bir getiri verilmese de, yabancı açısından % 11,97 olan faiz ağız sulandırıcı bir gerçek. Bugüne döndüğümüzde ise, TÜİK’in birazdan (10:00) açıklayacağı Mayıs ayı enflasyon verisi önemle takip edilecektir. Reuters anketine göre TÜFE’nin aylık % 0,35 artış göstermesi bekleniyor. Böyle bir gerçekleşme, kur etkisi ile de peş peşe 6 aydır yükselen enflasyonda bir miktar da olsa gerilemeye neden olabilir (geçen senenin aynı ayı % 0,58). Yatırımların önünde en büyük engelin yüksek faiz olduğunu düşünen siyasi otoritenin hazır küresel ortamın da elverişli ve kurun da 3,50 seviyesine gerilediği bir ortamda, faiz indirimini tekrar düşünmesi kaçınılmaz olacaktır. Emniyet kemerinin gevşetilmesinin piyasa yansımasını ise hep birlikte göreceğiz. Ekonomiye can suyu olarak verilen Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) yan etkileri zayıf kaynak nedeniyle mevduat faizlerinde kendisini göstererek piyasa faizlerinin topyekün yükselmesine neden oldu. Enflasyonun bugün olumlu süpriz yapması durumunda, faiz indiriminin gündeme kesinlikle gelebileceğini düşünüyoruz.

 

Geride bıraktığımız haftanın son iş gününde açıklanan zayıf ABD istihdam raporu ardından piyasalarda olumlu hava yeni hafta başında da hissediliyor. Zayıf istihdam raporu ve alt bileşenlerinde görülen zayıf enflasyon baskısı (istihdam artarken, ücretler artmıyor) nedeniyle ABD’de faiz oranlarının sene başında düşünüldüğü kadarı sert bir şekilde yukarı gitmeyeceği ve bu bağlamda bol, ucuz ve uzun vadeli likiditenin yarattığı sarhoşluk etkisi ile piyasa oyuncularının sermaye piyasalarında boy göstermeye devam ettiklerini görüyoruz. Dolar endeksi (doların kendisinden sonra gelen 6 para birimine göre değeri) Trump’ın seçildiği gün olan 8 Kasım’a nazaran en düşük seviyeye gelmesi ve beraberinde ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de % 2,15 seviyesine gelmesi (Aralık 2016’da % 2,65 seviyesinde idi) ardından risk iştahı korunmaya devam edeceğini düşünüyoruz. USD/TL kurundan 3,50 psikolojik seviyesinin altında gerçekleşecek olası bir kapanış, ilk etaplarda 3,45-3,46 aralığının gündeme gelmesine olanak tanıyabilir. Kurun çok düşmesini veya TL’nin aşırı değer kazanmasının günümüz ticaret dengelerine bakarak arzu edilir bir durum olmadığını da söylemek gerekiyor. Kurun bu seviyelerde daha dengeli bir seyir izlemesi  ve öngörünün artması daha istenilir bir durum olacağını düşünüyoruz. Keza, Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunu kaybetmesi ardından gelen vur kaç tarzı hedge fon işlemlerinin yarattığı girerken ve çıkarken tahribat, ekonominin genel dengelerini için rahatsız edici bir durum.

 

Her ne kadar finansal piyasalarda coşkulu bir kutlama havası hakim olsa da (pek çok borsa rekor seviyelerde geziniyor), jeopolitik cephede durum pek de öyle değil. Hafta sonundan sarkan elim terör haberi ile haftaya başlıyoruz. İngiltere, Manchester konser sırasında meydana gelen ve daha hayatını kaybeden çocukların yarasını saramadan, Londra merkezli yeni bir terör saldırısı ile sarsıldı. Perşembe günü yapılması planlanan seçimler öncesinde Londra merkezinde yaşanan terör saldırısının iş siyasette etkili olmasını bekliyoruz. 8 Haziran seçimlerine artık saatler kala, sandalye sayısını daha da artırmak ve Brexit tartışmalarında güçlü bir duruş sergilemek adına yola çıkan Muhafazakarların, elim terör olayları nedeniyle zemin kaybedebileceği ve beraberinde olası bir koalisyon beklentisi Sterlin cephesinde ciddi anlamda volatiliteye neden olabilir. Öte yandan, bu sabahın erken saatlerinde Arap Yarımadası’nda gelen haberlerin de önümüzdeki günlerde etkili olmasını bekliyoruz. Habere göre, Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve BAE, Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini sonlandırdı. Haberin detaylarında ise, Katar’ın terörü desteklemesi ve İran ile yakın ilişkileri neden gösterildi. Katar ve İran cephesinden herhangi bir cevap henüz göremedik. Piyasalar bu habere şimdilik tepki vermedi. Malum, piyasa oyuncuları coşkulu kutlama ve hisse senedi piyasalarını rekorlara taşımakla meşkullar.

 

Dışardan içeri dönersek… Gündemin ilk sırasında TÜİK’in enflasyon verisi yer alıyor. Hükümet revizyonu ve kabine kapsamında ise henüz somut bir haber göremedik. Başbakan Binali Yıldırım “Kabine değişikliği konuşulmaz, bir gün bakarsınız değişmiş” yorumu ile bu konu başlığını da ileriye öteledi. Makroekonomik cephede ise sabah saatlerinde Avrupa ve İngiltere, öğleden sonra ise ABD’de açıklanacak PMI verileri yakından takip edilebilir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar