Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu İktisatbank Hazine Grup Müdürü  Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu:

Piyasaların kafasında kurduğu oyun planının referandum ardından pek de gerçekleşmediği izlenimine kapılıyoruz

 


Erken bir seçim ihtimalinin gündemden düştüğü yönünde yeşeren beklentiler, yerini daha 48 saat dolmadan başka belirsizliklere terk etti

 

Siyasi ortamın sakinlememesi, referandum öncesi sert söylemlerin aynen devam etmesi, AB ve idam konusunun referanduma götürülebileceği ve OHAL…

 

Türk Mali piyasaları, dün Paskalya tatilinin neden olduğu düşük işlem hacmine paralel güne başladığı 3,63 seviyesine nazaran günü 3,71‘li sevieyelerde tamamladı

 

Dün açıklanan bütçe ve isşizlik rakamları da ekonomide bozulmanın hız kesmeden devam ettiğini teyit etti

 

Tatilden dönen yabancı yatırımcının bugünkü davranışı belirleyici olacaktır

 

Ø  Piyasa Özeti ve Yorumu

 

Referandum öncesinde döndüğümüz zaman piyasaların kafasında var olan ana senaryonun, referandum ardından pek de vuku bulmadığını (şimdilik) not etmek gerekiyor. Piyasa tahminleri, küçük bir farkla Evet çıkacağı, bu sonucun erken seçim ihtimalini ortadan kaldıracağı ve devamında, referandum öncesinde AB ile bozulan ilişkilerin tamiri yönüne gidilerek sert söylemlerin yerini yuşamaya terk edeceği, hatta yeni belirsizlikler (seçim, referandum..) olmayarak kolların ekonomi vizyonu ve reform isteği ile sıvanacağı yönündeydi. Ancak, Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısı ve Başbakan Yıldırım’ın kucaklayıcı balkon konuşmasının aksine, erken bir seçim olmayacağını tahmin eden piyasalar, bir anda AB ve idam konusunun referanduma götürülebileceği, siyasi ortamda normalleşme yoluna gidilerek OHAL’in kaldırılabileceğini beklerken, tüm bu beklentiler dün itibarı ile farklı bir yöne gidileceği izlenimini uyandırdı. Dün bültenimize, referandum öncesinde, Cuma günü Havadis Gazetesi’nin konuk yazar bölümünde kaleme aldığım “Keşke Erkan Yolaç’ın EVET’i HAYIR’ı kadar kolay olsaydı…” başlıklı yazımdan alıntı yaparak başlamıştım. Bugün, söz konusu yazının ikinci kısmına, yani referandum sonrası izlenebilecek yol haritası ile ilgili bölümden alıntı yaparak devam etmek istiyorum.

 

“Referandum ardından AB ile ilişkiler konusunda süprizler olabilir; siyasi ve idari alanda gözden geçirme olur – Erdoğan / Reuters”. “Yıllarca bize AB kriterleri dedikleri ne varsa, hepsini kendileri ayaklar altına alıyor. 16 Nisan bir bitsin, masaya oturup konuşacağız. Bu devran böyle yürümez, gereği neyse yaparız… AB üyelik süreci, geri kabul anlaşmasıymış; hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler. 16 Nisan’dan sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçelim çok daha farklı bir Türkiye doğacak” (BloombergHT). Yukardaki söylemlerden yola çıkarak, olası bir evet durumunda, dahi bir stratejist olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde ciddi bir yol ayrımı olacağını düşünüyorum. Piyasa gözlüğümden, iyimser senaryoda, elde ettiğim izlenimimin de yardımı ile, reformların ve ekonomide kredibilitenin baş mimarı olarak kabul gören Babacan ismi yeniden sahneye çıkarılacak. TCMB yeniden konvansiyonel ve ortodox para politikasına geri dönecek, ekonomi 101 dersi gibi faiz ve enflasyon tartışması geride kalacak. TCMB için her gün “bağımsızdır” söylemleri bir kenara bırakılacak. Komşular ve Avrupa Birliği ile bozulan ilişkilerin yeniden tamiri için diplomasi atağına kalkılacak. Ekonomi vizyonu önderliğinde yeni ve alıcısı olan hikaye yaratılacak. Madalyonun diğer tarafında ise durum biraz daha sıkıntılı görünüyor. Özellikle, ivme kaybeden Avrupa Birliği vizyonu, geri kabul anlaşması ve idam gibi konular daha da şiddetlenirse, Türk Lirası yine sevilmeyen gelişmekte olan ülke para birimleri arasında ilk sıralarda yer almaya devam edecek. ABD’de artmaya başlayan faizler ve Türkiye’de kaybedilen kredi notlarına paralel, tasarrufları düşük krediye dayalı bir büyüme modeli olan Türk ekonomisinde borçlanma maliyetlerinin daha da artması kaçınılmaz olacak. Kur volatilitesini savunması gereken TCMB, faizleri daha da artıracak, ekonomi  ivme kaybedecek ve işsizlik daha da artacak. Referandum ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa ile siyasi ilişkilerin gözden geçirileceği yönünde vermiş olduğu yönlendirmeden esinlenerek, küçük bir benzetme yapmak istiyorum. İngiltere’nin AB’den boşanma sürecinin ne kadar sancılı devam ettiğini hep birlikte izliyoruz. GBP/USD paritesi 1,50’li seviyelerden 1,20’nin altına kadar geriledi. Bu bağlamda, AB ile Türkiye’nin ticaret ilişkisi, portföy yatırımları, kredi kanalları ve bitmek bilmeyen müzakere süreci ile göbekten bağlı olduğu bir ortamda, bağların koparılmak istenmesi veya AB ekseninde kaymanın başlaması, Türk mali piyasalarında tıpkı İngiltere’nin Brexit sürecinde olduğu üzere ciddi sonuçlar doğurabileceğini düşünüyorum. Piyasaların erken seçim ihtimali gibi yeni belirsizlik doğuracak senaryoları sevmeyecekleri beklentisinden hareketle, referandumdan yakın bir oyla evet çıkması (% 51 – 52 gibi), kuvvetle muhtemel olumlu bir piyasa yansıması doğuracaktır (% 60 üzeri bir evet kanımca direk erken seçim sürecinin başlangıcı olur). Referandum sürecinden bağımsız, mevcut orta / uzun vadeli risklerin ışığında, Türk mali piyasalarında olası iyimserliğin kalıcılığını bugünkü veri seti ile uzun süreli göremiyorum.

 

Gazete yazımdan vermiş olduğum yol ayrımının şu anda tam olarak ne tarafında olduğumuzu kesin bir dille söyleyemiyorum. Ancak, açılış paragrafında da belirttiğim üzere, piyasaların kafasında var olan ana senaryonun şu an itibarı ile gerçekleşmediğini not etmek gerekiyor. Şu aşamada, siyasi belirsizlik ve toplumsal kutuplaşmanın önüne geçecek ve 2019 Kasım seçimine kadar ekonomi vizyonu ile gerekli ortamın bir an önce tesis edilmesi en önemli çıpa görevini üstleneceğini düşünüyorum. Dün bu bağlamda açıklanan makroekonomik verilerin de pek de istenilen düzeyde olmadığını veya daha yalın bir anlatımla, ekonomide bozulmanın devam ettiğini gösteriyor. Dün sabah TÜİK tarafından açıklanan Ocak ayı istihdam raporuna göre işsizlik oranı % 13 seviyesine yükselerek 2009’dan bu yana en yüksek düzeye ulaşırken, işsiz sayısı da 4 milyon ile tüm zamanların en yüksek düzeyine geldi. Ekonomide yaşanan ivme kaybı şu anda işsizlik yaratmaya devam ediyor. Belirsizlik ortamı ve bir türlü düzelmeyen yatırım iklimi ekonominin önündeki en büyük engel olarak durmaya devam ediyor. İşsizlik verisinin açıklanması ardından Mart ayı bütçe rakamları da açıklandı. Tahmin ettiğimiz üzere, ekonomideki yavaşlamayı hızlandırmak ve motoru tabir caizse durdurmamak adına alınan teşvik, vergi indirimi ve seçim harcamalarının da etkisi ile merkezi yönetim bütçesi Mart ayında 19,5 milyar TL açık verdi. Bütçede bir miktar açık verecek yer olduğunu bilmemize rağmen, ekonominin genel çerçevesinde yaşanan bozulma bir noktada mail disiplinin de sorgulanmasına neden olabilir.

 

Türkiye’nin büyüme modelini gözden geçirerek hızlı bir şekilde sahalara reform isteği ile geri dönmesi ve yeni bir hikaye yaratması gerekiyor. Öte yandan, AB ile ilişkiler, idam gibi antipatik söylemler ve Suriye politikasının hızlı bir şekilde gözden geçirilerek normalleşmeye dönülmesi gerekiyor. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, yukarda da söz ettiğim üzere, daha önce yapmış olduğu gibi ekonomiyi ayağa kaldırmak için yeni bir soluk, yeni bir heyecan ile yeni bir hikaye yaratması ve bunun yaparken de % 49 olan kesmin de inancını tekrar tesis etmesi gerekiyor. Kutuplaşma ve belirsizliğin hızlı bir şekilde giderilmesi durumuda, Türkiye yeniden sahalara tüm enerjisi ile dönecektir. Aksi takdirde, OHAL’in devam etmesi, idamın ve AB’nin referanduma götürülebileceği beklentisi, bir türlü erken bir seçim olmayacağına % 100 inanılmaması gibi endişelerin var olması durumunda, TL ve TL cinsi varlıklar için iyimser konuşmak pek de kolay olmuyor.

 

Ø  USD/TL kurunda likiditenin zayıflığına paralel, dalga boyu yeniden 3,62  – 3,74 arasında sertleşmeye başladı

 

Referandumdan önce Cuma gecesi, geceye yarısına dakikalar kala, USD/TL kurunda yaşanan sert yükselişe benzer bir hareket dün akşam saatlerinde de yaşandı. Likiditenin eksikliğine paralel, alıcıların yoğunlukta olduğu piyasada, USD/TL kurunun 3,70 seviyelerinin üzerine doğru Cuma ve dün akşam saatlerinde yöneldiğini görüyoruz.

 

4 saatlik grafik (kısa bakış)

Kaynak: Reuters

 

 

Günlük grafik (uzun bakış)

 

USD/TL cephesinde alçalan tepelerin teknik olarak olumlu bir görünüm arz ettiğini söyleyebilirim. 3,74 seviyesinin üzerinde gecelik kapanış görmememiz kaydı ile halen daha ılımlı ve TL yönlü bir seyri görülebileceğini düşünüyorum.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar