Emirkanı olayındaki bu ısrarın sebebi ne?.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Emirkanı olayındaki bu ısrarın sebebi ne?..

Ben bıktım bu Emirkanı olayını yazmaktan ama birileri korumaktan bıkmadı anlaşılan…

Son olay, Kamu Hizmeti Komisyonu’nun, hapis yattığı, kesinleşmiş suçu konusunda, yasanın gereğini yapıp, memuriyetten atması gerekirken, 10 ay görevden uzaklaştırma, 2 yıl da kademe ilerlemesini durdurma kararı vermesi.
Dün gazetemizin ön sayfasında Öğretmenler Yasası’nın 85. Maddesi vardı. 85. Madde, meslekten men edilmenin kurallarını koyuyor ve bunları “Sahtekarlık, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma gibi öğretmenlikle bağdaşmayan bir yüz kızartıcı suç işlemek ve hukukun yüz kızartıcı suç saydığı diğer suçlardan birini işlediği mahkemece saptanmış olmak” olarak sayıyor.
İşte mahkeme saptamış, 4 ay da hapse mahkum etmiş, size ne oluyor?
Kamil Kayral bir hukuk fakültesi mezunu olarak, yasanın gereğini yerine getirmesi gerektiğini bilmez mi..?
Bu nasıl iştir ki, yasaya rağmen hala korunmaya devam ediliyor.
Bunu geçtik.
Ya şaibeli sınavlar.
Onun döneminde yapılan müdür ve müdür muavinliği sınavları neden iptal edildi? Şaibeli bulunduğu için. O konuda da mahkeme kararı var. Hatta KHK Sınav İşleri Müdürü Emir Hüseyin Emirkanı ile komisyonda görevli bir personelin birinci derecede yakınlarının sınava girerek, başarı sağlamalarını “yansızlık ilkesinin ihlal edildiği” kanaatine varan mahkeme, müdür atamalarında “hukuksuzluk” tespit etmişti. O ne olacak?
Ya ondan önceki öğretmenlik sınavlarındaki rezaletler? 2012’de yapılan öğretmenlik sınavında yine soruların sızdırıldığının tespit edilmesi ve sınavın iptali ve 9 Ekim 2012’de yeniden yapılmış olması konusu..? Polisin yürüttüğü soruşturma..?
Kendisinin telefon konuşmalarındaki açık itirafları..?
Yasalar çiğnendi, birçok insanın hakkı yendi, birçoğu mağdur edildi. Bunları yapan da anayasal bir kurum olan Kamu Hizmeti Komisyonu. Kurumun itibarı da yerlerde sürünüyor.
Şimdi bu şahıs, bunca olaya rağmen cezaevinden çıkıp, bir okula genç beyinlerin karşısına öğretmen olarak mı çıkacak? Şahsen benim çocuğumun sınıfına verilse, ben Kamu Hizmeti Komisyonu’nu dava ederim. Böyle birinin çocuklara vereceği nedir ki..?
Yargı gereğini yapıyor, ama her nasılsa yargının verdiği kararı Anayasal bir Kurum uygulamıyor.
Mustafa Tokay konuşmayıp, tüm suçu üzerine aldığı halde, Emirkanı ağzını açmadı.
Sebep bu mu?
Bu nasıl bir memleket, bu nasıl bir cesaret, bu nasıl bir ısrar..?


 

YERİN KULAĞI VAR
ÖZERSAY’A ARABA KALMADI: New York ziyaretinde büyük bir skandal yaşandı. Heyete resmi temaslar için verilen araba, Cumhurbaşkanı’nın kızı Aslı Eroğlu tarafından heyetteki ayrıcalıklı gazetecilere tahsis edildi. Gazeteciler alışveriş için aracı alıp gidince, Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide ile görüşmeye gitmesi gereken Özel Temsilci Kudret Özersay araç bulamadı. Özersay’ın bu nedenle görüşmeye geç gittiği belirtiliyor.

NEYİ BEKLİYORSUNUZ:
Eğitim Bakanı Arabacıoğlu’nun istifasıyla birlikte ülkede sistem diye bir şeyin olmadığını aksine, sistemsizliğin sistem olduğunu bir kez daha öğrendik. İşin acı tarafı ise bizi yönetenlerin de sistemsizliğe sitem etmeleri. Peki ama bunu değiştirmek kimin elinde? Oturun Bakanlar Kurulu’nda gereken tüzük değişikliği neyse yapın. Yetkilerinin ne olduğunu mu bilmiyorlar, yoksa birilerinin ayağına basmaktan mı korkuyorlar…

HA 4, HA 5 NE FARK EDER:
Eğitim Bakanlığı koltuğuna atanacak yeni isim konusunda, DP-UG içerisinde ciddi tartışmalar yaşanıyormuş. Özellikle bakanlık alamayan Girne ve Güzelyurt bölgeleri, yeni bakanın kendi bölgelerinden olması için partiye büyük baskı yapıyorlarmış. Sizin anlayacağınız Serdar Denktaş’ın durumu, “yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal” misali. İyisi mi Eğitim Bakanlığı’nı da kendi bünyesine alsın, o zaman kavga gürültü olmaz. Ha 4 bakanlık almış, ha 5, ne fark eder ki…

DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ:
TDP Milletvekili Zeki Çeler çıkış yolu olarak toplumsal uyanışı sağlamamız gerektiğini söylemiş. Toplumsal uyanış için öncelikle, ortak değerlerin olması ve bu değerlere sahip çıkılması gerekiyor. Toplumu birleştirecek bu ortak değerler ve bunlara uygun hedefler olabilir. Bizde bunların hangisi var söyler misiniz Sayın Vekil..?

TÜRKİYE GEREĞİNİ YAPMALI NE DEMEK:
Cumhurbaşkanı Eroğlu kendisinin ne kadar anlaşma yanlısı olduğunu, Rumların uzlaşmaz olduğunu sıralarken, satır aralarında başka bir şey daha söylüyor: “Bu noktada Türkiye hükümetlerinin de yapması gerekenler var. Çünkü Kıbrıs Türk halkının kabul edebileceği bir anlaşma Türkiye’nin menfaatinedir. Bunun için Türkiye, KKTC gerçeğini ve yapılan haksızlıkları da bu iş birliği çalışmaları içerisinde gündeme getirebilir diye düşünüyorum.” Ben bundan bir şey anlamadım, ya siz..?

İNŞALLAH SONLARI AYNI OLMAZ:
CAS’a gönderilen 64 eski KTHY çalışanının, KTHY eski binasında sürdürdüğü çadır eylemi ikinci haftasını doldurdu. İlk günden “Hükümetin verdiği sözlere ne kadar güvenebiliriz ki” diye yazmıştım. Sonunda tüm konuşulanların boş vaatler olduğu ortaya çıktı. İnşallah “hepinizin garantisi devlettir” diye diye KTHY’de olduğu gibi, kendilerini kapının önünde bulmazlar…

YA BİZİM BORCUMUZ:
Habere göre Rum tarafında ikamet eden her kişi, yaşına bakılmaksızın, 23 bin Euro borçluymuş. Bunu haber yapanlar bizdeki durumu biliyorlar mı acaba? Bir araştırsınlar bakalım, bizde durum ne, her bir birey ne kadar borçlu. Eminim çok daha fazla…

ZİRVEDEKİLER

Özer Raif: “New York’ta kapalı kapılar arkasında, sadece bizim değil, çocuk ve torunlarımızın da yarınları tartışılırken, hatta görüşmecimiz Sn. Kudret Özersay’dan bile uzun menzilli imalar gelirken, biz hala daha paylaşım, bölüşüm ve kapişari savaşı veriyoruz. Doğal olarak da basınımız bu korkunç doyumsuzluk tablosunu yansıtıyor. Oysa Güney basını tümüyle New York’ta olanlara odaklanmışlar, bir taraftan vatandaşlarını aydınlatırken, öteki taraftan muhtemel olumsuzluklara karşı kamuoyu oluşturuyor…”

DİPTEKİLER
Kamu Hizmeti Komisyonu: Mahkeme kararından önce de, sonra da yazdık ve “Bakalım Emirkanı korunmaya devam edecek mi” dedik. Maalesef Kamu Hizmeti Komisyonu’nun Emir Emirkanı hakkındaki son kararı, vicdanları da adaleti de yaraladı. Üstelik Kıbrıs Türk Eğitim tarihine de kara bir leke bıraktı. İleride, “yüz kızartıcı suçtan mahkum olan biri, bu ülkede öğretmen oldu” denecek…

Foto Gündem

Girne’de döviz bürosu sahibi Mehmet Hastan’ın yüzüne biber atarak, elinden yaklaşık 250 bin TL’ye yakın parasını alıp kaçan soygunla ilgili Bayram Beyazak tutuklandı. Soygunun hemen ardından bölgedeki tüm güvenlik kameralarını takibe alan Girne Polis Müdürlüğü ekipleri, çalınan parayı olay yerine yakın bir mesafede, bir apartmanın damında buldu.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar