Başbakan Tufan Erhürman ile Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın ilk resmi Ankara ziyareti yeni hükümet için büyük bir önem taşıyordu.
Ziyaret dün gerçekleşti.
Başbakan Tufan Erhürman ve Yardımcısı Kudret Özersay Ankara ile ilk resmi temaslarından istediklerini alarak yurda döndü.
İlk temas ve ilk diyalog çok önemliydi.
Erhürman ve Özersay ilk temaslarında kendilerini ve hükümetlerinin vizyonunu ortaya koydular.
Farklı bir hükümet olmak ve ülkenin sorunlarına çözüm üretme hedefi ile icraat yapmak için yola çıktıklarını anlattılar.
İcraat hükümeti olabilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden maddi-manevi destek istediler.
Ve istediklerini de aldılar.
Ankara Lefkoşa’daki hükümete ekonomik ve sosyal kalkınma için destek verecek.
Hedef Güney Kıbrıs ile Kuzey Kıbrıs ekonomilerinin eşitlenmesi olacak.
Yeni hükümet çalışmalarını daha güçlü bir Kuzey Kıbrıs yaratmak için yoğunlaştıracak.
Başbakan Binali Yıldırım ile yapılan görüşme öngörülenden uzun sürdü.
Uzun sürmesinin nedeni tarafların kapsamlı bir şekilde kendilerini anlatmaları ve meseleleri samimi bir şekilde konuşmaları idi.
Bu da görüşmenin verimli geçmesine ve herşeyin konuşulmasına neden oldu.
Türkiye görüşmede son dönemlerde yaşanan bazı olaylarla ilgili rahatsızlıklarını dile getirirken, Erhürman ve Özersay hükümet olarak hedef, vizyon ve programlarını anlattılar.
Sonuçta söylenecek her şey söylendi, hedefler ve vizyon belirlendi ve Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik ve sosyal olarak kalkınması için ortak bir anlayış birlikteliği oluştu.
Bu çok önemli…
Bundan sonra sıra varılan bu ortak anlayış birlikteliğinin hayata geçirilmesi için hızla atılacak adımlarda.
Geride kalan günde Ankara ile ilişkilerinde ve diyaloglarında iyi bir başlangıca imza atan Erhürman ve Özersay, şimdi ilk hedef olarak bütçenin meclisten geçmesini sağlayacaklar.
Ardından da yılların biriktirdiği sorunlarla Türkiye’den de alacakları destekle mücadele etme yoluna girecekler.
Bu yolda sağlayacakları başarı alacakları desteği ve yardımı hiç kuşkusuz daha da artıracak.
Bu nedenle gereksiz tartışmalar ve bugüne kadar zaman zaman gündeme gelen popülist yaklaşımlar artık geride bırakılmalıdır.
Zaman artık iş yapma zamandır ve Başbakan ile Yardımcısı bu konuda irade sahibi olduklarını ortaya koydular.
Bu irade artık somut bir şekilde ülkede bir değişim ve dönüşüm ivmesi yaratarak toplumsal bir kalkınma seferberliğine dönüşmelidir.
Kişisel ya da zümresel hesaplar bir yana bırakılmalı, toplumsal fayda ve daha güzel bir gelecek hedefi ile kollar sıvanmalıdır
Bu fırsat da kaçırılmamalıdır.
Yoksa yıkım çok daha büyük olur…
