Eğitimde ödül ve cezanın önemi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Eğitimde ödül ve cezanın önemi

hatice düzgün

İçinden geçtiğimiz zor günlerde, alkışlarla ödüllendirdiğimiz veya ceza almasını istediğimiz kişiler bana, eğitimde ödül ve cezanın insan hayatına ne kattığını düşündürdü.
Bu konuda, kendisi de öğretmen olan Marvin Marshallın araştırmalara dayanan kitaplarından da yararlanarak ödül ve cezanın eğitimdeki etkisizliğini sizlerle paylaşmak istedim .
Bu yazıda ödüle bir göz atıyoruz. Bilmemiz gerekir ki istediğimiz davranışı yaptı diye ödül verdiğimiz çocuğa yanlış ileti vermiş oluruz. Okulun dışında ve çoğu evde insanlara doğru davrandıkları İçin ödül verilmez. İyi davrandığı için ödül alan çocuk (ki ben bu çağda yetişkinleri de ekleme gereği duyuyorum ) iyi davranması karşılığında bir şey beklemesi gerektiğini öğrenecektir. Çocuk da olsa yetişkin de olsa iyi olmanın pazarlık konusu yapılabileceğini karşılığında bir şey alınabileceğini ve daha geniş anlamıyla ticari bir değerinin olduğunu kısa zamanda öğrenir. ( İyiliğin reklamı olmaz derken bununu kastettiğinizi düşünüyorum ) . İyi davranma karşılığında verilen ödüllerin ahlaki gelişime hiçbir katkısı olmaz. İyi ya da kötü – doğru ya da yanlış – haklı ya da haksız – ahlaklı ya da ahlaksız olma gibi değerler dikkate alınmaz . “Ödüllendirildiğime göre bu davranışım iyidir “ dedirttiğimiz bir insana yanlış değer yargıları uyandırdık demektir. Neden mi? Çünkü doğru davranışı ödüllendirme, toplumun doğru kabul ettiği davranışta bulunmaktan duyduğu mutluluğu, onun elinden almak demektir.
Yapılan bir araştırmada, toplum beklentilerine uygun davranışların ödüllendirilmesinin kişilerin birbirlerine yardım etme, sevgi gösterme ve paylaşım gibi değerlerin fazla önemsemeyeceklerini göstermiştir.
Kısaca özetlersek , iyi davranışın ödüllendirilmesinin , toplumsal sorumluluğun yerleşmesinde etkisi yoktur. İnsanların iyi ve katılımcı olmalarını sağlamak için rüşvet vermeye ihtiyaç yoktur. İnsanların istediği iyi olmak ve iyi şeyler yapmaktır . Bunu görebilmek için onlardan yardımcı olmalarını istemek yeterlidir. Eğer gerçekten onların yardımına gereksinim duyulduğu uygun bir biçimde gösterilirse, çok az genç ya da yetişkin böyle bir isteği ret eder.
(Yaşadığımız depremde birçok insanın gönüllü olarak canla başla nasıl çalıştığına şahit olduk. )
Peki neden ödül vermede eğitimciler, ebeveyniler ve yönetenler ısrarcıdırlar. Nedenlerden biri; ödül ile alıcının boyun eğmesine yol açmasını sağlarız . “Ödevini yapmazsan seni sevmeyeceğim” diyen bir ebeveyn farkında olmadan çocuğunun yaptığı işten zevk almasını engeller. Onu ödülle mutlu etme durumuna geçtiğinin ise farkında bile değildir.
Ödül vermenin bir başka sebebi de davranış değiştirmek için psikolojik ( uyarı – tepki ) yaklaşımına olan inanıştır. Okullardaki hal ve gidiş ibaresini bir düşünün bakalım. “İyi davranırsan notların bile yükselebilir diyoruz” onlara.
Daha önceki yazılarımda bahsettiğim benlik saygısını artırmak istemek de ödüllendirmenin bir başka sebebidir. Ama unutmamak gerekir ki benlik saygısı dış etkenlerle gelişen bir kişilik özelliği değildir. Övgü, güzel sözler, pohpohlanmak ruhumuza iyi gelebilir ama bu duygular geçicidir . Kendimizi algılamamızda kayda değer etki yapmaz. Kendimizi algılamamız yeteneklerimiz ile ilgili düşüncelerimizle bağlantılıdır. Değer duygusu içten gelmelidir. Hiç kuşkusuz ki ödül, ödül almayı önemseyen kişiler üzerinde etkili olur.
Ama her zaman ve her zaman unutmamak gerekir ki insan hayatında başarıya ulaşmak ya da o yolda yaptığımız çabalar ödül almaktan daha özendirici ve kıymetli olmalıdır.

Tepki göster
Bayıldım
1
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar