Eğitim emekçileri… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Eğitim emekçileri…

Barış Uzunahmet

Ülkede bugün öğretmenler grevde… Eğitim sendikaları Eğitim Bakanı’nı öğretmen düşmanı olarak tanımlıyor. Öğretmen kökenli bir eğitim bakanının bu şekilde tanımlanması elbette ki üzücü… Sendikaların iddiası doğru veya yanlış, ancak işin bu noktaya gelmesi eğitimin geleceği açısından düşündürücü…

Bu ülkenin koşulları nedeniyle eğitim emekçileri yani öğretmenler, sadece sınıfta “öğreten” olmanın ötesinde yıllarca daha farklı toplumsal görevler üstlenmek zorunda kalmışlardır. Toplumlararası çatışmalar döneminde komutan, köylerde görev yaptıkları dönemde danışılan kişi veya gerektiğinde doktor, çiftçi ve daha birçok konuda yol gösteren olmuşlardır.


Bu ülkede baskıcı rejim dönemlerinde düşüncelerinden dolayı mesleğinden olan, hapis yatan, oradan oraya sürülen öğretmenler çok olmuştur. Bu toplumun öğretmenleri bunları da bir bir  yaşadı. Yaşadı yaşamasına da eğitim emekçileri bunları her zaman hafızalarının bir köşesinde barındırmaktadır, unutmadı, unutturmadı. Bugün eğitim emekçileri oradan oraya sürülemiyorsa, gelecekleri yönetenlerin iki dudağı arasında değilse, öğretmenlerin örgütlü mücadelesi ile oluşan yasal düzenlemeler sayesindedir.

Belki bugün bilgi ve teknoloji çağında öğretmenin işi daha da zorlaşmıştır. Belki bugün 30-40 yıl öncesine göre öğretmenden beklentiler farklılaşmıştır ama öğretmenin yol göstericiliği hala devam etmektedir. Ayrıca bugünlerde 40 yıl öncenin sosyal-duyuşsal öğrenme çalışmalarını da aradığımızı da vurgulamakta yarar vardır.

Bizim toplumda geçmişten gelen alışkanlıklar dolayısı ile öğretmenden gereğinden fazla görevler ve özveri beklenmektedir. Kaderci toplumlarda bir de yaptığınız işin önüne “kutsal” ifadesi konuluyorsa işiniz o kadar daha zordur. Eğitim emekçisinin üzerine bir o kadar daha yük biner. Belki öğretmenlik de diğer meslekler gibi bir meslektir. Evet bir meslektir ama diğerlerinden farklı bir meslektir. Farkı çocuklar ve gençlerle uğraşmanızdır. Burada önemli olan öğretmenin üstlendiği görevi iyi yapıp yapmadığıdır.

Öğretmenin işini iyi yapıp yapmaması sadece kendi yeteneklerine de bağlı değildir. Eğitim ortamının, eğitim programlarının ve öğrenci kalitesinin de çok büyük önemi vardır. Bugün öğretmenden iyi bir performans almak için eğitimle ilgili yukarda bahsettiğim bu paydaşların yeterli olması gerekmektedir.

Öğretmenden beklentilerimiz, ona sunduğumuz olanaklarla sınırlı olduğunu kabul etmek gerekir. Yani siz bir mühendise bina yaparken yeterince malzeme vermezseniz ve bina eksik malzemeye göre yapılır. O binanın yıkılma şansı yüksektir. Bina yıkıldıktan sonra ‘niye bu bina yıkıldı ?’diye de soramazsınız. Öğretmenlikte de durum buna benzerdir.

Özellikle 2003’de sınırların açılması ve ardından 2004’te Kıbrıs’ın AB üyesi ve Kıbrıslı Türklerin de bireysel olarak AB vatandaşı olması ile birlikte dünya ile entegre olmamız daha da hızlanmıştır. Dolayısı ile dünyadaki yaşıtları ile rekabet edebilecek gençlerin yetiştirilebilmesi için eğitim ortamlarının, programlarının ve tabii ki öğretmen kalitesinin de yeterli standartlara çıkarılması gerekir. Bugün devlet okullarının büyük çoğunluğunda “düz anlatım yönteminin” ağırlıklı olarak kullanıldığı öğretim programları hayat bulmaktadır. Bu şekilde de dünya ile rekabet edebilmek pek mümkün görünmüyor.

Kanımca hükümet eğer eğitime katkı yapacaksa, eğitim ortamları ve programlarını yeniden düzenlemekten başlamalıdır. Kaliteyi artıracak tedbirler almak, fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak, çocukları sınavlardan kurtarmak için adımlar atmalıdır.

Şundan eminim ki! Yönetenler bu adımları atsın, bu ülkenin eğitim emekçileri, yönetenlerden samimiyet gördükleri oranda eğitimin kalitesinin artırılması konusunda yardımcı olmaya da hazırdır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar