Eğitim dipte... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Eğitim dipte…

Eğitim Bakanı’nın basın toplantısı, bir itiraf…

Orta eğitimde 1862 öğrencinin başarısız olduğunu, bunun da toplamın yüzde 10’u anlamına geldiğini söyledi. Başarısızlıkta Eğitim Bakanlığı’nın da sorumluluğu olduğunu itiraf etti…
Şimdi al kalemi eline, Özdemir Berova’ya ver veriştir.
Doğru mu?
Değil…
Bir önceki bakanın istifa sebeplerine bir bakalım.
Bir yıldan az bir zaman önce Eğitim Bakanlığı görevinden istifa eden Arabacıoğlu, “Sistem tıkandı” diyor, “Bir bakan olarak yönetici mi yönetilen mi olduğumuzu sorgular duruma geldik. İstifa amacım sistemsizliğe vurgu yapmaktır” şeklinde konuşuyordu. Tayinlerden, öğretmen eksikliğinden, parasızlıktan, sendikaların işbirliği yapmamasından şikayet ediyordu…
Arabacıoğlu’nun basın toplantısına katılan Serdar Denktaş da, bakanı haklı bulduğunu itiraf etmiş, “Bundan mesaj çıkartmalıyız” demişti…
Ama dikkat edin, Arabacıoğlu’nun sıraladıklarının içinde, öğretimle, eğitimin kalitesiyle, başarı oranıyla ilgili tek satır yoktu…
Sadece son dönem mi, yıllar yılı aynı durum sürüp gitti, ancak eğitimin bu boyutuna bakan olmadı.
Geçtiğimiz günlerde müsteşar Rauf Ataöv de, 14 bin 300 öğrenciden 1600’ünün sınıfta kaldığını açıklamıştı…
Üstelik de müsteşarın açıklamasına göre, bu rakamlar genel ortalama. Hemen her yıl aynı durum gerçekleşiyormuş.
Peki devlet, esas görevi olan eğitim için bugüne kadar ne yapmış?..
Amaç bütçenin idaresi olduğu için, eğitime de para gözüyle bakılmış.
Ne bir planlama, ne bir müfredat incelemesi, ne bir istatistik…
Niye sınıfta kalıyor bu çocuklar? Niye üniversite giriş sınavlarında Türkiye’nin 81 ilinin altına düşüyoruz?
Demek ki, ciddi bir sorun var…
Denetim mi, disiplin mi bilmem, ancak aynı çocuklar özel okullarda, aynı öğretmenlerin elinden geçtikleri ve aşağı yukarı aynı müfredatı izlediklerine göre neden başarılı oluyorlar?..
Sendikalar, tayinler, terfiler, öğretmen eksikliği, binaların durumu için yıl boyunca grev yaparlar.
Ama bir tanesi de çıkıp, ne olacak bu çocukların hali demez.
Bu korkunç başarısızlık oranının sebeplerini araştıran olmaz.
Sendikacı da olsa, eğitimcidirler.
Ben çok eminim ki, başarısızlığın nedenlerini sorsanız size bir bir sayarlar. Ama bunun için bakanlıkla bir araya gelmeyi, dosya yapıp iletmeyi düşünmezler.
Baksanıza bakanın en çok şikayet ettiği husus, veri eksikliği. O verileri elde edecekleri yer öğretmenler ve onların da örgütleri.
Başarı oranını düşüren sebepler sadece, bina tamiriyle, bütünleme sınavlarının tarihleriyle, öğretmen sayısıyla ortadan kaldırılamaz.
Türkiye’de yapılan bir araştırmada, sorunların başında müfredatın ağırlığı ve öğretmenlerin gerekli tekrarları yapmaması, ardından da ailelerin ilgisizliği geliyormuş.
Yine Türkiye’de bakanlık, tüm verileri, rehber öğretmenler aracılığı ile yapılan anketlerden elde etmekte, buna göre planlama yapmaktaymış.
Bizde de Eğitim Bakanlığı’nın içinde çok sayıda uzman var. Keşke sayın bakan, sadece sonucu açıklamak yerine, sebepleri konusunda da bu uzmanlardan bilgi alsa, kamuoyuna sunabilseydi…
Zaten bu iletişim olsaydı, bu durumlara gelmezdik…


YERİN KULAĞI VAR
KALYONCU DOĞRULADI:
Günlerdir bu sütunlardan yeni kabinenin teknokrat ağırlıklı olacağını yazıyoruz. Yeni Başbakan adayı Ömer Kalyoncu da Havadis’e yaptığı açıklamada, şu an iki olan teknokrat bakan sayısının yeni hükümette artabileceğini belirtti. Yani bazılarının bakanlık hayalleri bir başka bahara kalacak gibi görünüyor…

SUCUOĞLU HAZIR:
Yeni hükümet konusunda belirsizlik sürerken, bazı UBP’liler şimdiden bakanlık rüyası görmeye başladılar. UBP Lefkoşa Milletvekili Faiz Sucuoğlu, yakın çevresine kurulacak yeni hükümette, Sağlık Bakanı olacağını söylemeye başlamış bile. Sadece Sucuoğlu değil, birçok UBP’li vekil, şimdiden bakanlık hesapları yapıyormuş…

İLK GÜNDEN CAYDI:
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, 1 Temmuz’dan itibaren sadece KKTC vatandaşı taksicilerin çalışabileceği kararında çark etti. Bakan Taçoy, “Benim beyaz kimlik kartım yoktur ama ben bütün kriterlerimi tamamladım diyen arkadaşlar rahat olsunlar, onlar çalışmaya devam edecekler” açıklamasını yaptı. Taçoy kararın, bundan sonra gelecek olanlar için uygulanacağını belirtti. Daha ilk günden geri adım attılar, kendi aldıkları kararın bile arkasında durmayı başaramadılar, sizin anlayacağınız yine oy kaygısı galip geldi…

SUSUN ARTIK:
Aradan 6 sene geçmiş, KTHY’yi gömmüşler, Ersan Saner daha şimdi söylüyor; Eroğlu zamanında, Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy’a KTHY’nin durumunu sormuş, o da “Merak etmeyin efendim, slotları satar kurtarırız” demiş. Vay yahu… Şimdi suçu tümden üstüne attığı Taçoy, kendinin de partisinin bakanı değil miydi? Kendisi de hükümette değil miydi? Ayrı düştüler şimdi konuşuyor. Düşünün, o Taçoy yine Ulaştırma Bakanı. Gerçekten de artık hiç bir şey duymak istemiyorum. Ortada bir soruşturma, yargı süreci, cezalandırma olmayınca konuşmak kolay. Madem paçayı sıyırdılar, bari sussunlar, bizi de ahmak yerine koymasınlar. Artık rahatsız oluyoruz.

ÜNİVERSİTE Mİ, TİCARETHANE Mİ:
DAÜ içine yapılmak istenen AVM, Mağusalıları ikiye böldü. Kimse kusura bakmasın ama ben de karşı olanların yanındayım. Orası ilim ve irfan yuvası mı, yoksa ticarethane mi? Birilerine çıkar sağlamak için üniversiteleri peşkeş çekmeye çalışanlar, bunun bedelini sadece kendilerine değil, Kıbrıs Türkü’ne ödetmeye çalışıyorlar…

ZAMANINDA EVET DESELERDİ:
Başpiskopos Hrisostomos, Türkiye’den gelen Türklerin adadan ayrılması gerektiğini ifade ederek, Annan Planı çerçevesinde bir çözüm sürecine ise kesinlikle destek vermeyeceklerini söylemiş. Vallahi kendisi bilir. Zamanında o beğenmediği Annan Planı’na “evet” deselerdi, şimdi bunları konuşuyor olmayacaktı.

 

ZİRVEDEKİLER
Kum Zambakları: Barolar Birliği’nin projesi, uyuşturucuyla mücadelede, kamuoyunu bilinçlendirme amacını taşıyor ve tümüyle gönüllülük esasına dayanıyor. Uzmanlar ve aileler arasında bir iletişim sağlayacak, tedavi süreçlerine katkı koyacak, yönlendirmeler yapacak bir destek projesi. Projeyi hazırlayanlar, Türkiye’de yürütülen benzer proje konusunda eğitim almışlar. Sorun hepimizin sorunu, her şeyi devletten beklemeden, katkı koymak da hepimizin görevi.

DİPTEKİLER
Yuh Olsun: Müslüman alemi için özellikle Ramazan ayının ayrı bir önemi var. Ancak gelin görün ki, bazı kendini bilmezler, fakir fukaraya dağıtılacak yardım paketlerine bile göz koyabiliyorlar. İddiaya göre bazı muhtarlıklarda, yardım paketleri ihtiyaçlılara ulaştırılmadığı gibi, bazı paketlerin de açılıp içindekilerinin alındığı konuşuluyor. Bunlara tenezzül edenler için söylenebilecek en hafif söz, “yuh olsun” olmalı…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar