EĞER “ORTAK METİN” TASLAĞINDA TÜRK TARAFININ ÖNERİLERİNE YAKLAŞILMIŞSA MÜZAKERELER BAŞLAYABİLİR - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

EĞER “ORTAK METİN” TASLAĞINDA TÜRK TARAFININ ÖNERİLERİNE YAKLAŞILMIŞSA MÜZAKERELER BAŞLAYABİLİR

Bir süredir Anastasiadis’li Güney Rum Yönetimi’nin müzakerelere başlaması konusunda gerek AB’den gerekse ABD’den baskılara maruz kaldığı haberlerine elliyorduk. Çünkü “ortak metin” üzerinde ısrar etmesi can sıkıcı bir politika şımarıklığı olarak gözleniyordu… Türk tarafını “ortak açıklama” ile daha müzakereler başlamadan kendi çözüm önerilerini kabul edecek zorlama içinde sıkıştırmaya çalışması, belki Anastasiadis için “açıkgözce” bir politik taktik olarak değerlendirilebilirdi… Fakat karşı tarafın da “budala” olmadığını bu taktiklerinin içine koyabilmeliydi ki Türk tarafının da sabrının ve tahammülünün bir sınırı olduğu düşüncesinde!
Oysa Anastasiadis nasılsa inisiyatifine aldığı “ortak metinle” oynuyor, zaman öldürüyordu…
Doğrusu bu aşamada Anastasiadis’i frenleyen ve taktiğini auta çıkartan Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun “kararlı tutumu” oldu… Rum tarafının “tek egemenlik” şartına, artık iyicene açığa çıktığı için daha rahatlıkla yazabildiğimiz, “federe devletlerin de kendi içlerinde kendi egemenleri olması” şartını getirerek bu konuda özellikle direndi…
ŞİMDİ GELİŞMELERİ DAHA SAĞLIKLI YORUMLAYABİLİYORUZ: Tabii uzun süredir tartışması süren “ortak açıklama” konusunda “nerede yanıldık” diye kendime soruyorum ki eğer Anastasiadis son anda vıcıklık yapmaz ve de Filelefteros’un medyaya sızdırdığı “ortak metinle” ilgili belirgin değişimlere gitmezse, soruya, “Anastasiadis’in tek egemenlikten geri adım atmayacağı değerlendirmeleri yaptığımdan dolayı, evet yanıldım” diyerek cevap vereceğim… Ki bu durumda Özdil Nami’nin sürekli “uzlaşıya az kaldı” söylemleri haklı çıkacak…
Yok, medyaya sızdırılan o metin balonsa ve de Anastasiadis yine tam aksi ısrarda “tek egemenliği federe kanatların da egemenlikleri ile paylaşmaya yanaşmayacaksa” haklı çıkan yine biz olacağız… Ve bir kez daha ispat edeceğiz ki bu Rum’la bu adada ne köy olur ne de kasaba!
Nitekim mide bulandırıcı bazı haberler salınmaya başladı bile. Mesela hükümet ortağı DIKO, Eroğlu’na ulaştırılan taslağın içeriğini beğenmemiş, “hükümetten çekiliriz” diyormuş… Danışıklı dövüş de olabilir, DIKO’nun muzırlığı da…
KISACA: Geçen günkü değerlendirmemde de son noktayı “Eroğlu’nun açıklamasını bekleyeceğiz” diye koydumdu… Dün Meclis’te bilgi verdi. Davutoğlu ve Özdil Nami’nin de hareketlendiği gerçeklerini dikkate alarak değerlendirmelerimizi yapmaya devam edeceğiz ki sonuçta “Vehbi’nin kerrakesini” anlayalım!     
**********      
UBP’DEKİ SEÇİM HARCAMALARI VE SİYASİ PARTİLERİN ANAYASAL YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Doğrusu bu tip “para olaylarını” hele “parti bünyelerinde” olagelenlerini pek anlamam… Ancak şunu bilirim: Her siyasi partinin devletin yasal katkıları ötesinde finansmana ihtiyaçları vardır…       “Anlamadığım” dediğim de bu finansmanları nasıl ve hangi yollardan sağladıklarıdır. Çünkü kimselerin kimselere karşılıksız veya beleş para vermeyeceği aşikârdır. Dolayısıyla partilere para akıtan “kaynaklar” kesinlikle devlet kademelerinde verdikleri oranda karşılık göreceklerdir… Ki bunlar her zaman “gizli işler” olarak adlandırılırlar…
DOLAYISIYLE: Yine herkesler bilirler ki seçimlerde desteklenen parti iktidar oldukta, kampanya döneminde açıktan veya gizlilik içinde desteğini aldığı kişi veya kuruluşlara borcunu mesela ihalelerle, peşkeş çekilecek arazilerle, büyük banka kredileriyle, istihdamlarla, hatta kişiye veya kuruma özel yasalarla öderler!
İşte Havadis Gazetesi bu para olayının üzerine gitmiş, iki gündür UBP’nin seçim kampanyası sırasında açıkladığının çok üzerinde para harcadığını ayazlatmaktadır! Üstelik kalem kelem!
Olay 2013 Temmuz seçim harcamalarına ait. Mesela UBP’nin seçim harcaması bir milyon 800 bin TL olarak açıklanmış ama harcanan para 4 milyon 678 bin TL imiş…
Havadis Gazetesi bu rakamları verirken “ne partiye bu kadar parayı kimin veya kimlerin aktardığı biliniyor ne de nasıl harcandığını bilene rastlanıyor” notunu da özellikle düşüyor!
Fakat harcamaların belgeleri de bircik bircik gazete sayfalarında salınıyor ki Havadis bu rakamı “UBP’ye kaynağı belirsiz 2 milyon 878 bin TL” olarak yansıtıyor. Ve ara başlıklarla harcamaları kalem kalem belgeleri ile ortaya koyuyor. Bazılarının “faturaları var ödemeleri yok, bazılarının faturaları yok ama ödeme talepleri var…” Mesela gazetelere 762 bin TL ödeme yapılmış… Televizyonlara 291 bin 903 TL.
Kısaca geçtiğimiz seçim döneminde UBP nereden bulmuşsa bulmuş, üst kademe partililerinin bile bilmediği harcamalar yapmış yahut yapar gibi gösterilmiş…
SUÇ MU? Tabii ki suç! Nitekim Anayasa’nın 71. Maddesi’nde “Siyasi Partilerin Uyacakları İlkeler” başlığının altında bakın neler vardır:
ANAYASA’DA SİYASİ PARTİLERİN UYACAKLARI İLKELER: (1) Siyasal partiler tüzük program ve çalışmaları devletin ülkesi ve halkı ile bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, halk egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine aykırı olamaz…
(2) Siyasi partiler tüzük ve programları dışında faaliyette bulunamaz.
(3) Siyasal partilerin parti içi çalışma ve kararları demokratik ilkelere aykırı olamaz.
(4) Siyasal partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesi olarak görev yapan Yüksek Mahkeme’ce yapılır…
(6) Siyasi partiler yabancı devletlerden nakdi yardım alamaz, bunların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve ülke bütünlüğü aleyhine kararlarına katılamaz. Vesaire…
Görüldüğü gibi siyasi partiler ne olağan süreçlerinde ne de “seçim kampanyaları” sırasında “istediğimi yaparım” hakkına sahip değillerdir. Özellikle mali konularda tamamen Yüksek Mahkeme tarafından denetlenirler…
Dolayısıyla hesabı verilemeyecek gelirlerle harcamalar siyasi partileri sadece şaibe ve töhmet altında bırakmaz, yasalar karşısında da suçlu sandalyesine oturtur…
Diyelim ve ekleyelim. “Her halde UBP’nin yetkili organları gerekli açıklamayı yapacaktır!”        

**********     
MAĞUSA BELEDİYE BAŞKANI (HERHALDE) YİNE OKTAY KAYALP OLACAKTIR…
Önümüzdeki belediye seçimleri yahut “yerel seçimler” konusunda CTP dışında hiçbir partinin acelesi yoktur! Ya mevcutlar karşısında havlu atmışlardır yahut “nasılsa kazanırız” psikozuna tutulmuşlardır…
Ben seçim safhalarını değil ama Mağusa kulislerinden sızan sesleri az çok işitirim. Çok da önemsemem. Mesela bir süredir Resmiye Canaltay’ın ismi UBP saflarından Mağusa Belediyesi adayı olarak işitiliyor… Kazanır mı? Henüz öteki partilerle adayları, yahut Mağusa’da DP-UG’nin adaylarını görmeden, siyasi partiler arasındaki ilişkilere ellemeden söylenecek her söz havada kalacaktır. Nedeni de “bizatihi mevcut belediye başkanı Oktay Kayalp’tir.”
Nitekim bir süre önce Hasan Hastürer köşesinde Kayalp’e övgüler düzerken şöyle bir şey söylemiştir: “Karşısına kim çıkarsa intihar edecektir. Tabii seçimleri kesinlikle kaybedeceği vurgusunda…”
Kayalp bu kadar güçlü müdür? Sonuçta CTP’nin adayıdır ve Mağusa’daki CTP oyları Kayalp’i diğer partiler karşısında başkan yapacak kadar da değildir… Oysa Kayalp üç devredir sandıktan banko çıkmaktadır. Bir doktor arkadaşımın ifadesi ile “çünkü artık Oktay Kayalp hiç aksatmadığı beledi hizmetlerle teker teker Mağusa’daki evlere girmiştir. Çöpler rutin aralıklarla hiç aksatılmadan alınmakta, belediye sağlık ekipleri yaşlı ve emekli ailelerin ayağına kadar giderek sağlık hizmetleri vermekte, dar gelirlilerin evlerindeki araç gereçleri tesisatları belediye ekiplerince bedava onarılmakta, evlerden çıkan harçlara, budanan ağaçların dallarına kadar kapı önlerine ne konursa anında kepçelerle alınmakta, yaşlı hatta genç insanlar otobüslerle gezilere götürülmektedirler falan…
Evlere giren belediyedir bu… Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’in öteki yüzünde ise “kanalizasyondan su borularına kadar alt yapı hizmetleri ile yeni yeni devreye sokulan atık suları arıtma tesisi gibi büyük olaylar vardır… Her ne kadar bu büyük işler büyük şikâyetleri de beraberinde getiriyorsa da başarı başarıdır…”
ANCAK: Kaybetmeyecek politikacı yoktur… Benim derdim de bakalım Kayalp’i kim sallayacak merakı! UBP’yi de DP-UG’yi de bu “merakımın” içinden seyrediyorum. Ve dahası çok merak ediyorum: Seçim sathı mailine girildikte Mağusa için hangi vaatlerde bulunacaklardır… O vaatleri duyduğumda anlayacağım zaten. Mağusa’ya bir belediye başkanı olarak ne kadar yakışıp yakışmadıklarını!
Haa, şimdilerde vaziyet mi? Oktay Kayalp hâlâ çok rahattır çünkü kendisini rahatsız edecek adaylar henüz çalışmalara başlamadılar… Hoş “çalışmalara başlasalar” da çok geç kaldılar ve bu seçimlerde de Mağusa Belediye Başkanlığı’nı yine Kayalp’e hediye ettiler, bilgilerine arz ederim!


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar